33. Bölüm

Sönük Yıldızlar B.32.

My lore
my_lore

Hoş geldiniz can içlerim.

Sizlerle uzun bir yolculuğa çıktık umarım yolculuktan memnun dönersiniz.

Lütfen oy verip yorum bırakmayı unutmayın!

><><><><

"Senin bilmediğin çok şey var," derken hüzne bulanmıştı göz bebekleri.

 

Evet, benim bilmediğim şeylerin olduğunu zaten biliyordum fakat bunlar olabilitesi yüksek varsayımlardı.

 

Peki, ama benim bilmediğim şeyler neydi?

 

Benim merakımı cezbeden ve sevdiğim kadını yardıma muhtaç hale getiren neydi? Benim asıl öğrenmek istediğim buydu...

 

"Cidden öğrenmek istiyorum, benim bilmediklerim nelermiş Hande?"

 

"Esas mesele Şehmuz'un kendisi olsa da her şey seni tanıdığım o gün başladı."

 

"Beni tanıdığın gün derken?"

Hande'nin dudaklarından dökülen sözler bende soğuk duş etkisi yaratmıştı. Ne yani her şey benimle mi ilintiliydi? Ben gerçekten aptalın tekiydim.

 

Olayın az çok benimle bağlantısının olduğunu tahmin ediyordum ama benimle direkt bağlantısının olduğunu öğrenmek ters düz etmişti varlığımı.

 

"Hani sizin ajansa toplantı için gelmiştik ve ben seni toplantı çıkışı tanımıştım?"

 

Sözlerinin bitimde bakışlarımız birbirini buldu ve ben yine ters düz oldum.

 

Onun her bakışı kalbimin en mahrem köşesinde kendine yer bulurken kanım kaynıyor içim çekiliyordu.

 

"Evet, hatırlıyorum!" derken soğuyan kahvemden bir yudum aldım ve zorlukla yuttum.

 

Nasıl hatırlamam, diye geçirdim içimden sanki o dakikaları unutabilmem mümkünmüş gibi.

 

"İşte her şey o günden sonra daha bir çekilmez oldu."

 

Eyvahlar olsun ben tanındığım için içimden mutluluk narları atarken diğer taraftan sevdiğim kadına zülüm olmuş.

 

"Mesela ne gibi?" diye sordum yüreğim büklüm büklüm cehennem ateşinde yanarken.

 

"Şehmuz'un korumaları seninle ilgili ne biliyorlarsa anlatmışlar."

 

"Kahretsin, her şeyin korumaların başının altından çıktığı belliydi zaten," derken sinirle ayağa kalktım.

 

"Gencer, benim anlamadığım şey senin Şehmuz'un korumaları ile ne gibi bir bağlantın var?"

 

Sorusunu sormuştu ama hala bakışları bilinmezliğin karanlığında kendine ışık arar gibiydi. Öyle ya benim korumalarla takıştığımı nereden bilsin Hande.

 

"Benim korumalarla bir bağlantım yok fakat onların benimle var sanırım." dedim.

 

Kalktığım yere tekrar otururken istediği cevabı alamamış gibi baktı bana.

Haksız da sayılmazdı hani, belli ki konuyu bütün hatlarıyla bilmiyordu.

 

Söylese miydim acaba? Yani en başından başlayıp anlatsa mıydım? Ya da meselenin ne kadarını biliyordu ilk önce onumu öğrenseydim? Baştan anlatmak uzun sürerdi en iyisi ikinci şıktan ilerlemekti.

 

"Hande, beni tanıdığın için korumalar neden seni Şehmuz'a şikâyet ettiler?"

 

"Sebebinin biliyor olman lazım!" derken öfkeden uzaktı bakışları. Bu beni kısmen rahatlatmıştı.

 

"Biliyor olman lazım derken neyi ima ediyorsun, anlamadım?" diye sordum.

 

İster istemez Hande'nin ima yüklü sözleri germişti beni.

 

Sorum üzenine başını kaldırıp gözlerimin içine bakmaya başladı. Öyle tatlı bakıyordu ki, göğümdeki sönük yıldızlar parlayarak ışık saçmaya başlamıştı.

 

"Mesela bana yazıyormuşsun, üstelik defalarca uyarmalarına rağmen bildiğinden geri durmamışsın."

 

Başımı öne doğru eğdim çünkü gerçeği yüzüme vurur gibi açıklaması haliyle utandırmıştı beni.

 

"Korumalar bütün bunları Şehmuz'a mı ispiyonlamış?"

 

Hande, başını evet anlamında hafifçe aşağı yukarı sallarken, "Benim bildiğim bu kadar ama sanırım daha fazlası da var zira korumalar ne anlattıysa o günden beri Şehmuz, çekilmez oldu." dedi.

 

Sözünü bitirip başını başka yöne çevirdiğinde, "Hoş önceden de çekilmez biriydi ya!" dedi.

 

"Sözlerini açıklığa kavuşturursan sevinirim. Şehmuz çekilmez biriydi derken neyi kastediyorsun?"

 

Huzursuzca ayağa kalktı. Odanın içinde sağa sola yürürken boydan camlı pencere önünde durdu. Kollarını birbirine dolayıp koltuk altlarında birleştirdi. Uzunca bir süre hiç konuşmadan pencere önünde aynı pozisyonda kaldı. Hala bana arkası dönüktü.

 

"Önceleri bana karşı çok iyiydi yani aşkla bakardı gözleri. Bir dediğimi iki etmezdi. İnkâr edemem kariyerimde adım adım yükselirken onun desteğini çok gördüm. Önceleri ne iş yaptığını bilmezdim. Şehmuz ile birlikte yaşadıkça onun kirli işlerin adamı olduğunu anlamam uzun sürmedi. Soğudum..."

 

Hande'nin ağzından Şehmuz'u dinlemek canımı yakıyordu ama mecburen dinliyordum. Bende oturduğum yerden kalktım ve Hande'nin yanı başına gelince durdum.

 

"Peki, ya sonra, sonra ne oldu?"

 

Başını çevirip benden tarafa bakarken, "Gencer, senin tahmin edemeyeceğin kadar çok şey oldu."

 

"Mesela ne gibi şeyler? Umarım aranızı bozan ben olmamışımdır?"

 

İmrenilesi şekilli dudaklarına alaycı bir tebessüm otururken omuz silkti.

 

"Seni öğrenmeden çok daha öncesinden zaten ilişkimizde çatlaklar oluşmaya başlamıştı. Çünkü kirli işlerin adamı olduğunu öğrendiğim zaman ona olan aşkım bitmişti. Bir bakıma onun zoruyla yürütüyorduk ilişkimizi."

 

Onların aşkının bitmiş olması benim kalbimde kelebeklerin uçuşmasına sebebiyet verirken Hande'ye bir şey belli etmemeye çalıştım.

 

"Benim yüzümden ilişkiniz bittiyse çok üzülürdüm zira ben sevdiklerimi daima mutlu görmek isterim."

 

Bir an ağzımdan çıkan kelimeleri duyunca ağzımın tam ortasına bir tokat atasım geldi. Ben açık açık Hande'nin yüzüne karşı 'sevdiğim insanları mutlu görmek isterim mi demiştim?'

 

Süpersin olum, ama öyle dedin. Senin ağzından çıkanı kulakların duymuyor bazen. Bana sorarsan üzülmene hiç gerek yok zira çok güzel oldu ve tam zamanında söyledin.

 

İç sesimin uyarıları işe yaramış kendime öz-güvenim gelmişti.

 

Ben kendi içimde çelişki yaşarken Hande'nin beni baştan ayağa süzdüğünü gördüm. Bakışlarının nazarına maruz kalmak kulaklarıma kadar kızarmama neden oldu fakat manalı bakışlarının ardından minicik bir gülücük okşadı kızaran yanağımı.

 

"Sevdiklerini mutlu görmek istersin demek?"

 

Başımı sessizce aşağı yukarı salladım, "Evet, isterim!" derken.

 

 

Bölüm : 05.12.2024 23:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...