36. Bölüm

Teselli Öpücüğü B.35.

My lore
my_lore

Hoş geldiniz!

Oylar atıldıysa hemen satırlara geçelim.

Keyifli okumalar...

^_^ ^_^ ^_^

Hande, rahat bir şeyler giymekten söz edince bir an kendimi onunla sevgili gibi hissettim. Sanki bana gelmiş de üstüne rahat bir şeyler giymek istiyordu. Bu ne muhteşem bir duyguydu; sanki doğum gününde mumları üflerken bir dilek tutmuşsun da ertesi sabah uyandığında dileğin kabul olmuş gibi...

 

Gökyüzüne uzanıp yıldızları avuçlamak sonra da sevgilinin saçlarına takmak gibi...

 

Bir kuşun kanadına takılıp Kaf dağının ardına uçmak ve yasak meyveyi dalından koparmak gibi...

 

Biliyorum fazla hayalciyim ama hiçbir şey sonsuza kadar aynı kalmaz ki... Bakarsınız her şey tersine döner ve biz sevgili oluruz.

 

Gencer, cidden buna inanıyor musun?

 

İç sesimin benimle dalga geçer gibi konuşması ve beni umutsuzluğa doğru sürüklemesi gerçekten canımı sıkmıştı.

 

İnsana bir hayal kurma şansı bile vermiyorlar; bırakın da ağız tadıyla bir hayal kuralım. Buzdolabından içecek bir şeylere bakınırken dalıp gitmiş Hande'nin isteğini tamamen unutmuştum.

 

Soğuk içecekleri bardaklara başlatmaya başlamıştım fakat Hande, gözlerini üstüme dikmiş sürekli bana bakıyordu. Sürekli bana baktığı için ister istemez tedirgin olmuştum. Ne içeceğini sormadığım için bana bakıyor olabilir miydi? Muhtemelen öyleydi. Yoksa bunun ne gibi bir açıklaması olabilirdi ki?

 

İçimden; ah benim aptal kafam diye yakındım.

 

Hande, buraya gelirken yanında hiçbir şey getirmediğinden giymek için benden bir şeyler istemişti fakat ben şapşallığım yüzünden yine unutmuştum.

 

"Kusura bakma Hande, sen rahat bir şeyler giymek istemiştin ama ben tamamen unuttum."

 

"Kasma kendini bu kadar, biraz sonra giysem de olur,"

 

Soğuk içecekleri mutfak tezgâhının üzerinden alıp orta sehpanın üzerine bıraktım.

 

"Karşı oda benim yatak odam, oradan kendine rahat bir şeyler bakabilirsin."

 

Önüne bıraktığım içecekten bir yudum aldı ve ayağa kalktı.

 

"Teşekkür ederim, sana da zahmet veriyorum."

 

"Ne zahmeti? Sana yardımcı olabiliyorsam bu ancak beni mutlu eder."

 

Bir balerin gibi ayak parmaklarının uçlarına basarak yatak odama doğru yürürken ömrüme ömür katıyordu. Onunla aynı evi paylaşıyor olmak rüyalarımda bile göremeyeceğim bir istekti. Üçlü koltuklardan birinin üzerine yayılarak oturdum ve içeceğimden keyifli bir yudum aldım.

 

Yatak odamın kapısı hafif bir gıcırtıyla açıldı. Gözlerime vuran görüntü kalbimi yerinden hoplatmaya yetmişti. Yayılarak oturduğum yerden doğrulurken serçe yutkundum.

 

Hande, üzerindeki kıyafetleri çıkartmış yerine benim tişörtlerimden birini giymişti. Giydiği tişört biraz büyük gelince başka bir şey giymesine gerek kalmamış veya giymeyi tercih etmemişti çünkü mini etek boyundaydı.

 

Sağ bacağını sol bacağının önüne atmış ve kapı pervazına yaslanmıştı. Benim dikkat kesilip onu seyrettiğimi görünce, "Şey, altıma şort tarzı bir şeyler giymek istedim ama bulamadım." dedi.

 

Benim için bir sakıncası yoktu ama sanırım Hande bakışlarımdan rahatsız olmuştu.

 

Tabii rahatsız olur. Ah benim aptal kafam. Ne diye kıza yiyecekmiş gibi bakıyorsun?

 

Oturduğum yerden mahcupça kalktım ve Hande'ye doğru adımlamaya başladım. Bakışları üzerimdeydi. Tam karşısına gelince durdum.

 

"Ben sana bir şort bulayım!"

 

"İyi olur!"

 

Yatak odasının kapısından geçmek istedim fakat olduğu yerden bir milim kımıldamadı. Kapıdan yanlamasına geçmeyi denedim ama vücutlarımız neredeyse birbirine temas etmek üzereydi.

 

Olası teması engellemek adına çok yavaş hareket ediyordum. Geçebilmem için olsa gerek sırtını kapı pervazına iyice yasladı. Şimdi yüz yüzeydik. Bu esnada ikimizin de bakışları birbirini bulmuş nefes alıp verişlerimiz anında değişmişti.

 

Ona sıfır mesafede olmak neredeyse düşünce yetimi kaybettirmişti bana. Bakışlarım dudaklarıyla gözleri arasında gidip geliyor arzularıma gem vuramıyordum.

 

Gözlerimin perdesi kapandı ve vücudum ona doğru eğim kazandı. Ona yakınlaştıkça saçlarının şampuan kokusunu alabiliyordum. Öyle güzel kokuyordu ki, sanki çiçek bahçesi gibiydi. Ben Hande'ye yakınlaştıkça onun yutkunma sesi doluyordu kulaklarıma. Şu an birbirimize o kadar çok yakınlaşmıştık ki neredeyse teninin ısısını algılayabiliyordum. Üstelik egzotik bir kokuya sahip parfümünün baş döndürücü kokusu beni baştan çıkarmaya yetiyordu.

 

Nedenini bilmiyordum ama Hande hiçbir şekilde bana karşı koymuyordu. Cesaretlendim çünkü benimkisi yıllara meydan okuyan tutkulu bir aşktı ve şu an sevdiğim kadının teni tenimi yakacak kadar yakınımdaydı.

 

Buna bağlı olarak aşkımın ateşi yükseliyor, aşkımın ateşi yükseldikçe iradem zayıflıyor iradem zayıfladıkça dizginlenmez arzularım hislerimi kamçılıyordu.

 

Hiç çekinmeden biraz daha eğildim tam teni tenimle buluşmak üzereydi ki, ancak aklım başıma gelmişti. Bir dakika ben ne yapıyordum ya, bu kadar iradesiz biri olmazdım. Kapanan perde aralandı ve ben olduğum yerde kalakaldım.

 

"Özür dilerim!" derken dudaklarım hafifçe kıpırdandı. "Ben boş bulundum sanırım!"

 

"Sıkma canını Gencer!"

 

İsmimi o kadar güzel telaffuz ediyordu ki içimin yağları eriyip akmıştı.

 

"Ne yapsam olmuyor ben senin karşında tutuk kalıyorum. Yani bu benim elimde değil." dedim.

 

Tatlı tatlı gülümserken uzandı ve yanağımdan öptü. Ben bu suratı yirmi dört saat yıkamam artık. Biliyorum öpücük teselli mahiyetindeydi ama olsun ben buna da razıydım.

 

 

Bölüm : 02.01.2025 14:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...