@my_lore
|
"Ebedi ruhumun gezdiği beden sayısı," dedi ve beni gecenin koynunda kapkaranlık bir boşluğa doğru itti.
Asya'nın bakmaya kıyamadığım irice kara gözlerine çevirdim gözlerimi ve hayretimi gizlemeden sordum. "Bu inanılmaz. Gerçekten inanmakta zorluk çekiyorum Asya. Şimdi ciddi ciddi senin ruhun onlarca bedende mi yaşadı?"
Asya, kendinden emin bir görüntü çizerken esrarengiz çehresine, "Bu gecenin uzun olacağını belirtmiştim." dedi. Haklı çıkmanın gururunu yaşıyordu.
Bu, gecenin uzun olacağına beni de yavaştan inandırmaya başlamıştı.
Kim bilir belki de ömrü hayatımda yaşayacağım nadir gecelerden biri olacaktı bu gece...
Bazen bir gece bin geceye bedel yaşanır, bu gece o gecelerden biri olabilir miydi?
Kafamda deli sorular ağır aksak ilerliyordum ıslak caddelerde. Saatler ilerledikçe gece daha da esrar katıyordu her bir salisesine.
Onun yaşanmışlık dediği bana göre hezeyandı lakin git gide aktarımları ilgimi çekmeye başlamıştı, çünkü ilk şaşkınlığım ve bende şok etkisi yaratan açılımları yerini artık meraka bırakmıştı.
İtiraf ediyorum. Belki delikanlılığa ters böyle şeyler ama ilk başlarda korku nöbetleri geçirmedim desem yalan olurdu. Şimdiyse saçları kızılın koyu tonuna bulanmış bu kadın, gözüme tatlı kaçık biri gibi görünmeye bile başlamıştı. Bana aktarımlarına gelecek olursak eğer bin bir gece masallarını çağrıştırır olmuştu.
Asya'nın yoluna bu gece ben çıktığım için şanslı biri miydim, bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da bin bir geceyi anımsatan nadir bir gece her şoföre nasip olmazdı.
Bu saatten sonra Asya'nın anlattığı hiçbir şeyi sorgulamayacak masalımsı bir tatla dinleyecektim. Evet, bunu yapacaktım. Üstelik hiç olmadığım kadar da kararlıydım.
Sizler bunun adına pes etmek diyebilirsiniz. Kabul. Pes etmiş de olabilirim. Biraz da hislerimin peşine düşmüş olabilirim. Yalnız kendime bir tek şerh koymuştum. Asya, beni bilinmez ufkun koynuna atıp beynimi sulandırmadığı müddetçe geceyi birlikte geçirecektim.
Asya'nın elime tutuşturduğu adres yazılı kağıda bir kere daha göz attım.
3.Cadde. Dutluk mahallesi. Isız sokak. No: 45
Biz şu anda 3. Caddede bulunuyorduk. Birkaç yüz metre uzağımızda kalıyordu dutluk mahallesi. Ondan sonra sıra 45 numaralı evi bulmaya geliyordu. Gerçekten de mahalle eski bir mahalleye benziyordu. Sokaklar tenha evlerin geneli müstakildi. Şehrin çok katlı binalarından arınmış bir yerdi burası. Anlaşılan o ki bu mahallenin sakinleri burayı orijinal haliyle korumayı başarabilmişlerdi.
Gecenin sessizliğe damgasını vurduğu saatlerde Asya, sayesinde yolumun düştüğü mahallede ağırdan yol alıyor bir taraftan da 45 numaralı evi arıyorduk. Tek yön sokakta yol alırken hayranlık dolu bakışlarla etrafımı gözlemliyordum. Tek kelimeyle şahane bir yerdi bu mahalle, sanki bir ressamın fırçasından çıkmış gibi intizamlı ve özgündü.
Tam ana sokaktan çıkıp ara sokağa sapmak üzereydim ki,sağ tarafıma düşen köşe başında karı-koca olduklarını tahmin ettiğim bir çift, "taksi(!)" diye durmam için el kaldırdı.
Çiftin durduğu köşe müstakil bir evin bahçe kapısının önüydü. Bana durmam için işaret verdiklerini gördükten sonra dikiz aynasından Asya'ya baktım. Asya da bana bakıyormuş o esnada. Bir anlığına göz göze geldik. Onun bakışlarına değen gözlerimden ruhuma görünmez bir akım geçmiş ve bütün vücudumu etkisi altına almıştı. Gözlerimi çekip aldım kara gözlerin tılsımından.
"Asya, ne diyorsun alalım mı bu çifti?" diye sordum.
Asya, umursamaz bir dille, "Sen bilirsin."dedi.
"Şey, hani kızına gidiyorduk ya..." diye hatırlatma yaptım.
Asya'nın yüz mimiklerinden karasız olduğu bariz bir şekilde okunabiliyordu.
Biz Asya ile karar aşamasındayken, orta yaşlı çift onlar için duracağımızı zannedip öne doğru bir adım atmışlardı. Ben durup durmama konusunda kararsızlık içinde bocalarken Asya, başını diğer tarafa doğru çevirmişti.
Sanırım taksiyi çağıran çiftin yanlarından geçerken onlarla göz teması kurmak istememişti. Gözler, insanoğluna bahşedilmiş yalanı riyası olmayan tek organdır zira. Biz karar verememiş olarak çiftin tam önlerinden geçerken, onlar durmayacağımızı anlamış olmalılar ki ikinci kez, "Taksi..." diye el sallamışlardı.
Hızımız düşüktü. Frene basarak durdum ve dikiz aynasından Asya'ya baktım. Önce alt dudağı bilinmezlikle kıvrıldı sonra başını olur anlamında aşağı yukarı salladı. Her ne kadar durmam için olur onayı verdiyse de gözlerinde isteksizlik vardı.
Ben çifti almak için geri geri giderken Asya da camdan onları izliyordu. Ne olduysa birden Asya'nın nefes alışverişinin sıklaştığını gördüm... 🚖🚖🚖 Geceniz ışıltılı olsun...
|
0% |