Siz: Selam yine ben!

Siz: Sırf seninle konuşabilmek için yeni bir hat aldım.

Siz: Ama lütfen bu sefer beni engelleme.

Siz: Sadece içimi biraz döküp gideceğim.

Siz: Her zamanki gibi,

Siz: Bu günde moralimin içine sıçıldı maalesef.

Siz: Önceden de dediğim gibi pek arkadaşım yok.

Siz: Bu yüzden sana yazmaya karar verdim.

Siz: Yani biraz yüzsüzlük gibi olacak ama umrumda mı?

Siz: Lanet olsun ki şu an bu durum umrumda bile değil gerçekten.

Siz: Yüzsüzlükse yüzsüzlük!

Siz: Yazacağım hiç kimsem yok!

Siz: Dayımla konuşursam bu konuyu biliyorum ki hayatımızı yerle bir ederler.

Siz: Onlar o kadar güçlü ve dokunulmazken

onlara karşı gelmek tek kelimeyle imkansız.

Siz: Bunu dayıma anlatamayacağımı bildikleri için devam ettiriyorlar.

Siz: Ne onlara karşı gelebiliyorum ne de o lanet olası okuldan ayrılabiliyorum!

Siz: Okul müdürümüz bile her şeyi bilmesine rağmen her şeyi görmezlikten geliyor.

Siz: Öğretmenlerimiz desen sanki onlar öğrenciymiş gibi davranıp dedikleri her şeyi yapıp ben ve benim gibileri görmezlikten geliyorlar.

Siz: Artık dayanamıyorum!

Siz: O salaklar sürekli benimle dalga geçip beni bütün okulun önünde küçük düşürmek için her şeyi yapıyorlar.

Siz: Anlamıyorum.

Siz: Hayır, gerçekten de anlamıyorum.

Siz: Bu yaptıklarına hiç bir şekilde anlam veremiyorum.

Siz: Acaba diyorum bazen, bu yaptıklarını gerçektende hak ediyor muyum?

Siz: Onlara farkında olmadan bir yanlışım mı oldu?

Siz: Onları kendimden nefret ettirecek kadar ne yaptım?

Siz: Hatta bunu bir keresinde onlara da sormuştum.

Siz: Neden bunu bana yapıyorsunuz, diyerek ilk kez konuşmuştum deli bir cesaretle.

Siz: Size bir şey mi yaptım?

Siz: Size farkında olmadan bir hatam mı oldu, diye sormuştum.

Siz: Sence onların bana verdiği cevap neydi tahmin et bakalım.

Siz: Önce yüzüme bakakalmışlardı.

Siz: Ardından da hepsi sanki önceden anlaşmışlar gibi gülüp kahkaha atmaya başlamışlardı.

Siz: Ardından da içlerinden bir öne çıkıp karşımda dizlerinin üzerine çökerek sadece şu sözleri söylemişti,

Siz: Can sıkıntımızı geçirmek için bir oyuncağa ihtiyacımız var. Sende bunu karşılayacak o oyuncaklardan bir tanesisin sadece.

Siz: Duyduğum sözler karşısında ilk önce afalamış onlara dolan gözlerimle baka kalmıştım.

Siz: Onlar için buydum işte.

Siz: Oynayabilecekleri oyuncak bir bebek.

Siz: Duyguları olmayan yüzündeki sahte tebesümle vitrinlerde öylece birinin gelip onunla oynamasını bekleyen oyuncak bir bebekten farkım yoktu onlar için.

Siz: Sadece canları sıkılınca eğlenebilecek biriydim onlar için.

(542*.../yazıyor.)

(2. Bölüm)