Meliz`in annesini kaybedip annesinin yakın arkadaşı olan Sahra`yla bir şehirden başka bir şehire taşınmasıyla başlamıştı herşey. Gittiği hiç bir yere benzemiyordu burası: Royal nâm-ı diğer adıyla `Kuralsızların Şehri`.
Daha yeni tanıştığı bu şehir; her türlü kötülüğün olduğu ve her türlü pisliğin yapıldığı bir şehirdi.
Kendi adaletlerini kendilerinin yazdı ve polisin girmeye dâhi cesaret edemediği bir yer olan Royal`da Meliz`in sıradışı biriyle tanışıp farklı bir yanını keşffedeceği aklının ucundan bile geçmemişti.
******
"Bugün de mi harcıyacak paran yok? Ha söylesene 13?" diye başını yana eğerek konuştuğunda yanında ki çakma sarışın da dudak bükerek "İstersen sana para verebilirim? Biliyor musun Melis babam bugün fazlasıyla bana harçlık vermişti zaten vereyim mi ona ne dersin?"dediğinde kumral olan kahkaha atmıştı.
Saçlarını savurarak sinsi bakışlarını üzerimde gezdirerek " İlahî Yaren`ciğim, o kendine akşam takılacak birilerini bulup para kazanmıştır. Paranı bu aptala neden verecekmişsin ki?"dediğinde bu sefer üçü beraber gülmüştü.
Sinirden dişlerimi sıkarken kolumu kurtarıp tekrar yanlarından geçmeyi denedim. Ama Kayranın beni arkaya doğru itmesiyle belimi sıraya çarptım.
"Nereye 13, daha konuşmamız bitmedi." kollarını önünde birleştirip tam karşıma geçerek sırıtarak konuştu.
"Söylesene bu sefer kaç kez beraber oldunuz 1,3,7,13 ya da yeni bir rekor mu kırdın?"
******
♡♡♡
Elimde tuttuğum kitaba ve boynumdaki kolyeye baktım tereddütle.
"Ne yani şimdi bu kolyeyle kitapların içine girip ve oradaki ruhları toplamam gerektiğini mi söylüyorsun."
Başını yaşlı bedeninin izin verdiğince sallayıp elimdeki kitabı işaret etti tekrar.
"Evet. Ama aslında ruhlardan çok burçların ruhlarını toplayacaksın. Seninle birlikte 13 burç olmalı. Onları bulmalı ve başlayan bu savaşı durdurmalısınız. Tabi eğer başaramazsanız insanoğlunun sonu yakın demektir"
Ne yani şimdi ben boynumdaki kolyeyle bu elimde tuttuğum kitabın içine girip ruhları pardon burçları mı toplayacaktım!? Hem de insan olanlarından!
♡♡♡
Ruhumuzda gizliydi bazı şeyler. Dışarıdan normal görünsekte aslında içten en anormal kişilerdik, kişiydim. Para uğruna başladığım bu oyuna kendimi bu kadar kaptırıp bu ruh çıkmazında katledilmiş cesetlerin beni sevdireceğini ve de bu kadar heyecanlandıracağını hiç bir zaman tahmin edememiştim.
Bu ben miydim?
Ya da en baştan beri olmam gereken kişi miydim?
Ya da olmak istediğim kişi mi?
Bilmiyorum.
Bilmiyordum.
Umrumda da değildi açıkçası ama taki onu bulana kadar.
Ben onun parçalanmış ölü cesedine bir bıçak bile saplamadan o benim; sadece bedeni yaşayan ölü bir ruhun katili olup bedenimi de çalmaya başarmıştı.
Dediğim gibi normal değildik.
Ya da normal değildim.
Açıkçası pek emin değildim.
Ama bildiğim tek bir şey vardı o da bu oyuna en başta dahil olmamam gerektiğiydi.
○○○○○○
Bir kağıt parçasının hayatımı yerle bir edeceğini nereden bilebilirdim ki.
Elimdeki bu kartın sahibi gerçekten de bir katil miydi?
Peki, onun ölmesi neden onu bu kadar mutlu ediyordu?
Sonuçta ondan zorbalık gören ve hayatı mahvolmuş olan bendim.
Etrafımdakiler yanımda durmaktan hatta benimle göz göze gelmekten iğrenirken o neden benim yanımdaydı ki?
Yoksa gerçektende bir katildi de şimdi ki hedefi ben miydim?
○○○○○○