Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@myla_my


°°°°°°


Sanki yokluktaymış gibiydi kalbim, acılarıma bulanmış ve köşeye çekilmiş gibiydi gözlerim. Ya gözlerimdeki yaşlar onlara ne demeli; bir fırtınanın başlangıç haberi mi yoksa özgürlüğüne kavuşmayı isteyen küçük yağmur damlaları mı?

Tenim.

Tenimden kokusu yayılmıyordu artık. Ellerim ise kızgın yağ kaselerine batırılmış gibiydi zaten.

Nefesim sıkışıyordu. Bedenim öyle bir benliğimden kaçmıştı ki ayakta bile kalamıyordum. Pencerenin yanındaki iki kişilik eskiden birlikte yemek yediğimiz yemek masasında öylece yalnız oturmuş bekliyordum.

Gözlerimi kapattım. Yanağımda sıcak bir ıslaklık hissedince bunun bir damla gözyaşımdan çok hayatımın kayıp gittiğini bir kez daha anladım.

Dudaklarımın arasından bir hıçkırık daha firar edince acıyan gözlerimi kırpıştırarak açmaya çalıştım. Bir iki denemeden sonra bulanıkta olsa etrafını seçebilecek kadar olan gözlerimi etrafta gezdirdim son kez.

Her şeyi bırakıyordum. Gidecektim buradan. Her ne kadar da canım bu gerçeği tekrar hatırladığım için yansada derin bir nefes alarak toparlanmaya çalıştım. Ellerimle gözlerimi silip burnumu sertçe çekerek ayağa kaltım.

Annem,cennetim,benim var oluşum.

Kaybetmiştim, kimsesizliğime kimsem olan tek kişiyi kaybetmiştim. Üç ay olmuştu. Artık doğru dürüst üzülemiyordum bile. Ağzımdan bu zaman boyunca tek kelime bile çıkmamıştı. Bunu ben söylemiyorum çevremdekiler de söylüyorlardı. Bir zamanlar yakın arkadaşım olan ama şu anda iletişimimi kestiğim Rüya'da bunu diyordu.

Her ne kadar onunla tekrar konuşmayı denesemde buradan gittiğim için benimle konuşmak istemiyordu. Yalnızca Sahra'yla konuşuyordum.

O da bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar az.

Son kez elimdeki önce buruşturup sonrada tam olamasada düzeltmeye çalıştığım annemle çekildiğimiz son fotoğrafı titreyen ellerimin izin verdiği sürece katlayıp siyah hırkamın cebine yerleştirdim. Derin nefes aldıktan sonra bir kaç saniye tutup aynı yavaşlıkta bıraktım. Kendime geldiğime tam emin olduktan sonra adımlarımı evin dış kapısında beni buruk bir tebesümle izleyen Sahra'ya yönlendirdim. Sahra bu hayatta annemle benim tek tanıdığımız ve bana teyzem gibi davranan biri olmuştu.

Annem ölünce kimsem kalmamıştı ve bana sahip çıkan ve de destek olup yanımda kalan sadece Sahra olmuştu.

Yanına geldiğimde elini sırtıma koyup okşayarak "Bitti mi, vedalaşman güzelim." dediğinde başımı sadece olumlu anlamda sallamak zorunda kalmıştım. Onu her ne kadar üzmek istemesemde bir türlü tam olarak kendime gelemiyor bununla kalmayıp onuda kendimle birlikte üzüyordum.

"Tamam o zaman hadi valizini al da gidelim canım."

Bu sefer az da olsa küçük bir tebessüm yüzümde canlana bilmişti. Bana böyle farklı sıfatlarla seslenmeyi çok severdi. Hele ki bazen dayanamayıp bozularak ona trip attığımda bu sıfatları daha da ilginçleşiyordu.

"Peki," dedim sol çaprazımda olan valizimin kulpunu tutunca "...hadi gidelim." diye devam ettim.

Valizi alıp dışarıya çıktığımda son kez arkama baktığımda çocukluğumu geçirdiğim evdeki bütün anılarımın gözümün önüde perde gibi geçip akmasına izin verdim.

Sahra elindeki anahtarla evi kilitledikten sonra arabanın açık olan arka kapısını kapatıp elimdeki valizide bagaja koymuştu. O şöfür koltuğuna yerleşirken bende yanındaki yerimi aldım.

"Evet, işte yeni maceramızın ilk gününe başlıyoruz." diyerek arabayı çalıştırmıştı.


°°°°°°


Yaklaşık olarak üç-dört saat sonra taşınacağımız yeni şehre gelmiş bulunmaktaydık. Royal ya da diğer bilindik adıyla kuralsızların şehri. Burada duyduğuma göre ne kadar pis iş varsa burada yapıyorlardı. Sahra gibi duygusal birinin bu şehri neden tercih ettiğini hem anlayamıyordum hem de fazla tuhaftı açıkçası.

Benim yaşadığım şehir yani Viral çok sessiz, ki kesinlikle abartmıyorum sanki herkes sessizlik yemini etmiş gibiydi, ve sakin bir yerdi.

Royal aksiydi galiba.

Çünkü geldiğimizden beri ne pencerelerin kapalı olmasına rağmen dışarıdaki sesler kesilebilmişti ne de etrafta bir birine hakaret edip itişenlerin sesleri kesilmiyordu. Bu biraz beni ürkütsede hemen ifadesizliğimi korumaya çalışmıştım.

Yani sanırım...

Araba durunca bakışlarımı Sahra'ya çevirdim.

"Buraya neden geldik ki? Viral daha sessiz ve sakindi." diyerek düşündüklerimi onunla paylaştım.

Dudaklarını büzerek "Biliyorsun avukatım ve birkaç hafta öncesine kadar bir işim vardı. Burası her ne kadar kalabalık ve gürültülü bir şehir olsa da iş bulmak daha kolay. Ayrıca sana baka bilmeme için ilk önce paramızın olması gerekir değil mi küçük hanım?" diyerek burnumu parmaklarıyla sıkıştırdığında 'ahh' layarak burnumu elinden kurtarıp kıkırdayarak arabadan indim.

Geldiğimiz yeri incelemeye başladım.

Her yer yemyeşildi. İki devasa ağacın arasında olan iki katlı bir evin önündeydik. Etrafta bizim önünde durduğumuz ev gibi beş ev daha vardı. Her beş evin önünde de anlaşmışlar gibi hayatımda hiç alamayacağım lüksteki arabalarını park etmiştiler.

Onun haricinde başka hiç bir şey yoktu. Bu biraz tuhafıma gitsede sessiz bir şekilde valizimi arabadan çıkartarak Sahra'nın çoktan kapıyı açıp girdiği eve doğru ilerledim.

"Burası bir arkadaşımın eviydi. Yurt dışına taşınacağı için evi ondan aldım."

Sesimi çıkarmayıp efrafı incelemeye devam ettim. Evin dışı gibi içide modern bir şekilde tasarlanmıştı. Şaşırmıştım doğrusu burayı her kim tasarlayıp hazırlamışsa çok uğraştığı belliydi. Şaşırdığımdan olsa Sahra'yı büyük bir tebesümle beni izlerken bulmuştum.

"Evin eski sahibi ayrıca iç mimardı. Ondan burayı biraz düzenlemesini rica etmiştim." diyerek kendi valizini alarak hemen salonun sağ tarafında kalan merdivenleri gösterip "Yukarıdaki birinci kattın sonunda benim odam var. Yukarıda ikinci katta ise merdivenin hemen karşısında senin odan var. Yorulmuşsundur şimdi yerleşip dinlen biraz canım." diyerek elleriyle beni yukarıya doğru kış kışladı.

Ona minnetle bakıp valizimi alarak merdivenleri çıkmaya başladım. Ayrıca yukarı çıkarken etrafıma bakınmayı es geçmiyordum tabikiyle.

Sonunda nefes nefese olsa dahi ikinci kata çıkmayı başardığımda ellerimi dizlerime yaslayarak nefesimi düzene koymaya çalıştım.

Kendime geldiğimde ise valizimi alıp tam karşıdaki odaya gidecektimki merdivenin solunda kalan asansörle göz göze gelmemle ağzımdan bir küfür savurmam bir olmuştu. Lanet olası o kadar merdiveni boşun boşuna çıkmıştım anlaşılan. Kaşlarımı çatarak sinirle elimdeki valizi çekiştirerek kalacağım odaya girdim.

İçeriye girip etrafta göz gezdirdim. Gerçektende odayı daha yeni düzenledikleri çok belliydi. Yataktan tut raplardaki kitapların ciltlerine kadar her şey yepyeniydi. Her şeyin olağan bir şekilde sevdiğim renklerden siyah ve lacivertten oluşmasıda ayrı bir heyecanlanmamı sağlamıştı. Odada tek renkli olan şeyler ise siyah kitaplıktaki kitaplıktı.

Oda o kadar geniş ve büyüktü ki odanın ortasındaki jakuzile karşıdaki duvarların boydan boya camla kaplı olması bile özel olarak yapıldığını gösteriyordu.

Sol tarafımda kalan lacivert kapıyı açarak merakla içeriye girdim. İçeri girmemle gözlerimin sonuna kadar açılıp arkaya doğru gerilemem bir olmuştu.

Lanet olsun bu da nesiydi böyle?

Bir insan neden banyodaki her şeyi klozetten tuttun yeni olduğu belli olan havluya kadar, kırmızıdan yapardı ki?

Nasıl bir fantazi dünyasıdır bu anlamadım ki.

Oflayarak ellerimi saçlarımdan geçirip odaya geçtim. Cam duvar ve normal duvarın arasında belli bir boşluk vardı. Umarım orasıda bir çeşit fantazi alanı değildir diyerek içeriye girdim. Neyseki korkmama gerek kalmamıştı. Burasıda giyinme odasıydı. Yalnız burasıda kırmızı yerine simsiyahtı. İyi haber siyahı çok seviyordum. Kötü haber ise gerçekten de fazla siyahtı.Burayıda incelemeyi bırakarak odaya tekrardan döndüm. Camın önüne geçip dışarıya bakmaya başladım.

Karşımdaki ev sanki masallarda anlatılan perili evler gibiydi; simsiyahtı. Ayrıca evlerin arasında pek mesafe olmadığından bir odasıda benim kalacağım odaya bakıyordu. O odada kalan kişinin kız olmasını diliyerek valizimden duş alacağım için gerekli eşyalarımı çıkarttım. Banyoya girip kısa ama bir o kadar da etkili olan duşumu aldım.

Rahatlamıştım.

Âdeta üzerimden tonlarca ağırlık kalkmış gibi hissediyordum. Üzerime etiketi henüz üzerinde olan kırmızı bornozu alarak giyindim. Tekrardan odaya geçip kıyafetlerimi bile giymedenmeden yanmaya başlayan gözlerimle kendimi yatağa attım.

Bugünü ya da yarını düşünmeyerek ilk kez gözlerimi huzurlu bir uyku uyumayı dileyerek kapattım.


°°°°°°°°


Loading...
0%