Yeni Üyelik
18.
Bölüm

17. BÖLÜM(Savaş Gazileri)

@nefelicalliope

Bölüm sonuna doğru çiftimizin malum sevgi sahneleri var canlarım, ben haber vereyim de sonra şaşkınlık olmasın:) Okumak istemeyenler atlayabilir. Sizi seviyorum.

" Savaş Gazileri"

"Müptelası olduğum kokusu, sığınağım olmuş yanımdayken bile burnumda tütüyordu. Bu kadar kısa sürede aşık olacağımı hiç düşünmemiştim. Düşünmekten ziyade inancım kalmamıştı. Ben inancımla sınanmıştım. O yüzden mucizeme her an hayretle ve akıl almaz bir tutkuyla şükrediyordum." Tunahan.

"Yara bere içindesin Mayda, rahat dur da sana bir bakayım. Bu yaraların temizlenmesi lazım."

"Sen kendi patlıcan moruna dönen gözüne bak. Benim yaralarımı ben hallederim."

"Mayda neden rahat durmuyorsun?"

"Neden acaba bir düşün bakalım düşünebilecek misin? O kadar aklın var mı bakayım." dedi, hala ona kızgındı.

"Mayda!" Tunahan onun kolay kolay sakinleşmeyeceğini anlıyordu. Hırsını alması lazımdı.

"Adımı mı ezberliyorsun? Mayda, Mayda, kendi ismimden bıktım bu gece valla."

"Biliyorum kızgınsın."

"Hadi canım, biliyomuş muş! Birde biliyorum diyor! Al beni, yerden yere vur. Başımı taşla ez diyor aslında! Tunahan sinirim daha tepemden inmedi bak!"

"Biraz sakin, yavaş mı olsan Mayda' m, çok haşinsin korkuyorum."

"Yok, sana Mayda' m. Korkmazsan aptallık edersin."

"Var."

"Yok, dedim Tunahan! Benimle inatlaşma!"

"Güzelim?"

"O da yok."

"Balım?"

"Yok!"

"Atarlı, vahşi çiçeğim."

"Hiç biri yok, sen unut o güzel günlerini Tunahan Bey!"

"Hadi ya!" dedi Tunahan cidden mutsuz bir halde, "Unut mu diyorsun şimdi sen bana, o güzel heyecanlı, samimi, sıcak, ateşli günleri?" derken, çaktırmadan da gülümsedi.

"Yok devenin nalı Tunahan, neyse ne işte hepsini unut. Benden çekeceğin var!" dedi hafiften yutkunarak. Muzur pislik onun aklına olmadık şeyler sokup gardını düşüreceğini sanıyordu.

"Zaten çekmiyor muşum gibi mi Mayda?" dedi fısıltıyla.

"Ne dedin?"

"Bir şey demedim." dedi, gülerek.

"Dedin, inkar ediyorsun birde öyle olsun." dedi saçlarını yüzüne savurarak.

"İyi de sevgilim, ben zaten seni böyle seviyorum. Niye bu ısrarın?"

"Ben miyim ısrarcı!"

"Sen beni ekip nasıl tek başına gidersin?"

"Ekmek?"

"Ekmek ya birde yetmemiş Yakup' u da alet etmişsin. Yalancılığa da başladın sen Tunahan, ne olacak senin halin böyle?"

"Başlamadım."

"Başladın, yetmedi birde beni akşama kadar kafede çalıştırdın. Arkamdan planlar, projeler nereden alıyorsun sen bu akılları he nereden?"

Tunahan kendini sıkıyordu. Kahkahasını patlatmak üzereydi. Kızgın ve öfkeli güzel olarak film çekiyordu Mayda, sanki haksız da sayılmazdı ama çok tatlıydı. Cevap vermeyince Mayda tatlı diliyle onu ısırmaya devam etti. Mayda da ona kuşkuyla bakıyordu.

"Senin fikrin miydi yoksa o görelinin mi? Gerçi ona da acıdım fena patladım. Senin yerini söylesin diye, ay adamın evini bastım Tunahan! Hepsi senin yüzünden!"

"Ayrıca bağırdığımda ona kötü söz de söylemiş olabilirim."

"Olsun Yakup sana alışkın, hem o da seni seviyor kızmamıştır."

"Ya kızmadı sen öyle diyorsun. Hayır, onu buna nasıl ikna edersin? Sana cidden hayretlerim şaşıyor." dediğinde, bakışlarını ciddiyetle onu dinleyen Tunahan' a çevirdi.

"Tunahan, sen böyle değildin. Ne oldu sana kuzum?" dediğinde, Tunahan kahkaha atarak güldü. Kendini tutmak buraya kadardı. Sabahtan beri o tatlı diliyle başında dır dır hiç durmadan söylenmişti.

"Sen oldun Mayda' m." dedi, Mayda ürpererek süzdü onu.

"Beni hiç karıştırma şimdi osuramasan benden bileceksin. Abarttın sen de!"

"Ne yapamazsam, ne?" dedi yine boğulurcasına gülüyordu. O sarsıldıkça Mayda da kucağında sarsılıyordu.

"Sen o dediğime takılma şimdi meselenin özünü kaçırıyorsun. Gülme deve!"

"Neydi meselemiz?" dedi, Tunahan onu kendine çekerek. Gülmeyi bırakmış gözleri yoğunlaşmıştı.

Mayda aralarındaki yakınlıktan dolayı boğazının kuruduğunu hissetti. İçi kıpır kıpı olmaya, olmadık yerleri karıncalanmaya başlamıştı.

"Sen de bir dur Allah aşkına hemen de şey ediyorsun, kıpırdanıyorsun işte!" dedi, kendi kendine "Şurada ağız tadıyla kavga edeceğim."

"Hakikaten ya, biz kavga ederken niye bir anda başka bir boyuta geçiyoruz." dediğinde iç ses damladı hemen, "Çekim, canım aranızdaki çekimden o, enerjiniz fena tutuyorsa demek ki." "Ay başlayacağım ben o çekime de enerjiye de." dedi, bir anda durdu.

"Ne dedin?"

Ay demedim ben bir şey." Ah Mayda çenen kırılsın yine mi yüksek sesle söyledim ya diye kendine söylenirken,

"Dedin duydum."

"Demedim ama Tunahan!"

"O kafandan yine neler geçiriyorsun kim bilir?"

"Kim biliyorsa bilsin sen bilme. Tunahan delirtmesene beni ne diyorduk biz, ben sana kızgındım ama böyle olmaz beni bırak az öteye git." dediğinde Tunahan güldü.

"Cıks, gidemem."

"Gidersin devecim hadi."

"Olmaz."

"İyi de ben, sen böyleyken nasıl kavga edeceğim."

"Ettik bitti ya."

"Hayır, etmedik. "Bitmedi, bitse ben şu an hala kızgın olmazdım. Bakayım, yok hala kızgınım."

"Ah benim güzel Mayda' m, sevgilim, dağ çileğim, hadi sakinleşte önce yaralarına bakayım sonra da konuşuruz."

"Tunahan, ben nasıl sakinleşeyim, sen söyle nasıl? Önce arabam, sonra işyerim, gördün değil mi orayı?" dediğinde, Tunahan sessizleşti. Çenesindeki kaslar görüntü aklına gelince gerildi.

"Ya bak, iste haline betin benzin attı. Sen böyleysen ben ne yapacağım. Bu travmayı atlatamam ben Tunahan, daha bugün oradaydık. Hasan amcayla çalıştık. Az kalmıştı, neredeyse bitmek üzereydi. Ya şimdi..."

"Sence benim pes mi etmem gerekiyor? Bu bana bir işaret olabilir mi?"

"Hayır, o da ne demek? Neyin işareti?" dedi, Tunahan panikle, korktuğu başına gelmek üzereydi.

"Belki de..."

"Mayda, hayır, sakın o cümleyi tamamlama."

"Yeniden yapacağız. Hepsini eskisinden de güzel olacak. Sana söz veriyorum."

"Nasıl kıymış Tunahan, onca emeğe nasıl kıyar. Sanki orayı değil, hayallerimi parçaladı. Tuzla buz etti."

"Güzelim, yapma böyle konuşma. Bak beni iyi dinle." dedi Tunahan,

"Bazı insanlar, kendi içlerindeki çirkinliklerini dışarıya da yansıtırlar. Bunu her şeylerine yansıtırlar. Sözlerine, yüzlerine, bakışlarına, gülüşlerine, duruşlarına, yaptıkları her şeye kısacası. Birce, çirkin bir insan ve yaptığı da kendi çirkinliğini dışa vurmaktı. O senin ruhunun güzelliğinle kıyaslanamayacağını bildiği için bunları yaptı. Senin içinin güzelliği kolay kolay kimsede olmaz Mayda, o yüzden herkesi kendin gibi düşünme. Öyle düşünme, yalvarırım pes etme. Buna birlikte başladık. Birlikte bitireceğiz."

"Emin misin? Her şey mahvolmuş." dedi, dudaklarını büzerek koltukta oturuyorlardı daha doğrusu hala Tunahan' ın kucağında oturuyordu. Birbirlerine sarıldılar.

"Eminim güzelim, sen o tatlı canını hiç sıkma tamam mı? Ayrıca dudaklarını o şekilde yapmaya devam edersen, aklım başka yerlere kayacak." dedi, amacı konuyu değiştirmekti. Onun daha fazla düşünüp canını sıkmasını ve aklına başka türlü şeyler getirmesini istemiyordu.

"Aklını alırım senin Tunahan, sana güzelim müzelim yok dedim."

"Nasıl alacağım ben senin gönlünü? Başımın tatlı belası söyle."

"Orasını da mı ben düşüneceğim." dedi, tripli bir şekilde.

"Doğru haklısın. Bende o iş halledeceğim." dedi, gülerek.

"Tunahan şimdi gitti mi o kötü kalpli ismi lazım değil?"

"Gitti güzelim."

"Güzelim yasaklı kelime."

"Olmaz."

"Olur olur."

"Gitti yanı temelli?"

"Temelli gitti dağ çileğim." dedi, tebessüm ederek.

"Tunahan!"

"Efendim, vahşi çiçeğim." dediğinde, Mayda da artık kendini tutamayıp, gülmeye başladı. Onun gülüşüşüyle Tunahan' ın içi de bir nebze rahatladı.

"Sen gül böyle, ben başka bir şey istemem." dedi alnından öperek.

"Emin misin?"

"Bak ya!"

"Tamam, tamam sustum. Ben sana hep gıcık, sevimsiz şeyler söylüyorum ama sen bana hep güzel şeyler buluyorsun."

"Güzelsin çünkü." dedi, Tunahan bu söylediğine gülerek.

"Ama sen de yakışıklısın. Şimdi hakkını yiyemem deveciğim." dediğinde, Tunahan derinden gelen gür bir kahkaha attı. "

"Hem bana gıcık şeyler söylüyorsun hem de bunun için benden onay mı bekliyorsun? Sırf için rahat etsin diye birde?"

"Nereden anladın? Sen benim içimi mi okuyorsun, ne yapıyorsun Tunahan şüphelenmeye başladım." dediğinde, Tunahan kendini öyle bir bırakmıştı ki kahkahası ile birlikte kucağında ki Mayda' da sarsılıyordu.

Mayda, onun gülüşüne uzun uzun doyasıya baktı. Bakışları yoğunlaşmıştı. O gülerken fırsattan istifade onu böyle izlemek hoşuna gitti.

"Böyle bakamaya devam edersen, seni gönlünü almaya götüreceğim." dedi, Tunahan bir anda susmuş ona bakan vahşi gözlere kapılmıştı.

"Ya peki, bana ne yapacaksın? Tatlı mı yoksa Tunahan, tatlı mı yapacaksın?" dedi, heyecanlanarak.

"Mayda' m, canım sevgilim benim en leziz tatlım sensin." dediğinde, Mayda' nın yanakları bir anda ısınmaya başladı. "Ama söz daha sonra tatlı da yapacağım. Şimdi gidip temizlenelim olur mu? Günün ve gecenin ağır kokusu üzerimizden tüm o kötü anılarla birlikte akıp gitsin istiyorum." dediğinde, Mayda bu mantıklı isteğe hayır diyemedi.

"Tamam."

"Hayret itiraz etmedin." dedi, Tunahan kaşları havaya kalkmıştı.

"İtiraz etmem gereken bir durum mu var? Temizleneceğiz sadece." dedi, muzipçe gülerek.

"Evet, sonra da yaralarına bakacağız."

"Ona da hayır demem."

"Sonra da..." derken, sözünü kesti.

"Sonrası yok dedim." dedi, bir elini havaya kaldırarak.

"Sen öyle sanıyorsun. O minik elini havaya kaldırmayacaktın." dedi, aniden onu da kucağına alarak ayağa kalkması ile birlikte Mayda' dan çığlıkla beraber Tunahan' ın adı çıktı. "Tunahan!"

"Efendim güzelim?" dedi sırıtarak.

"Nereye?" dedi, huysuz bir sesle.

"Yıkanmaya Mayda, sen ne sanmıştın?" dedi, serseri bir şekilde gülerek.

Üst kata çıktıklarında, Mayda, Tunahan' ın kucağında banyosunun kırık kapısına baktı. Duvara yaslı bir şekilde duruyordu.

"Al işte bak, bu da kırık." dedi, üzgün bir şekilde.

"O listemin en başında." dedi, Tunahan "Ama şimdi değil." dedi, banyodan içeriye girdi. Mayda' yı yere bıraktığında, onun aynadan ikisinin yansımasına baktığını gördü. İkisi de yaralıydı. Traji komik bir haldeydiler ve sinirleri de bozuktu ama Tunahan yanındaydı ve onu seviyordu. Tunahan aynadan Mayda' yı izledi. Aklından geçenlere üzüldü.

"Bir zamanlar ayrı ayrı yürüdüğümüz yollar bizim kesişen yollarımız oldu. İçimdeki acıyla savaşırken bile ilk adımı atan sensin, Tunahan," diye fısıldadı Mayda, gözleri dolu dolu.

Tunahan, Mayda' nın sözlerini derin bir iç çekişle dinledi. Gözlerindeki acıyı hissediyordu, çünkü o da aynı lanetin altında eziliyordu. Ancak onun da içinde bir umut vardı, bir çıkış yolu bulabileceklerine dair bir inanç.

"Evren bize daha güzel bir yer sunabilir," dedi nihayet, sesinde umut dolu bir tonla. "Belki de yağmuru daha güzel yağan bir yerde yeniden doğabiliriz. Seninle beraber, geçmişi geride bırakıp, yeni bir başlangıç yapabiliriz."

Mayda' nın yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. Tunahan'ın sözleri, içindeki karanlığı hafifletmiş gibi görünüyordu. "Evet." dedi kararlı bir şekilde. "Geçmişi geride bırakalım ve yeni bir hayata adım atalım. Birlikte, kendi güzel yağmurumuzu yağdıralım." dedi, fısıltıyla konuşuyordu. Sanki yine birileri duyarda onlara kötülük etmek ister diye.

Tunahan, sessizce dinliyordu. İki yaralı kalp, yaşadıkları acılardan ve hayatın yüklediği yüklerden ötürü birbirlerine yabancılaşmamış aksine, içlerinde hala olan bağdan aldıkları güç ile birbirlerine belki de hiç kopmayacak bir bağla bağlandılar.

İkisi de birbirlerine sarıldılar, geleceğe dair umut dolu bir şekilde. Artık geride bırakacakları çok şey vardı, ama birlikte olduklarında her şeyin üstesinden gelebileceklerine inanıyorlardı. Yolları, yağmuru güzel yağan bir yerlere doğru açılmıştı ve ikisi de bu yolculuğa hazırdı.

Mayda, aynada kalan bakışlarıyla beraber yüzünü de Tunahan' a dönerek,

"Kendimi sanki bir ilkbahar günü, uzun bir tren yolculuğundan sonra sonunda istasyona varan, perona adımımı attığımda, kalbimi heyecanla çarptıran, trenden indikten sonra yolcular arasında aradığı yüzü göremediği için bir an panikleyip, ardından kalabalığın arasında beliren o tanıdık gülümsemeyle gözlerimin dolu dolu olduğu bir andaymışım gibi hissediyorum." dediğinde,

Tunahan daha önce hiç gülmediği gibi öyle bir gülüş bahşetmişti ki ona içi eriyip neredeyse tutuşmuştu.

"Bunun gibi bir gülüş mü mesela?" dedi mırıldanarak Mayda' nın saçlarını bir eliyle ensesine atarak, boynunun kuytusundan öptü.

Bu hareketi ile Mayda' dan dan ufak bir inilti kaçıp Tunahan' ın kulaklarında neşeli bir kahkahaya dönüştü.

"Kahkahanı seviyorum." dedi, onu tekrar öperken,

"Gülerken gözlerinin kısılmasını seviyorum." dedi, onun boynunun her kuytusunu yeniden keşfederken.

Mayda kıkırdadı. Ürperen vücudu, ondan yayılan samimi sıcaklık içine işliyordu.

"Öfkelenince gözünün hiçbir şeyi görmemesini seviyorum." dedi, dudağının kenarından öperken.

"Atarlı hallerinin içinde nasıl ateşli oluyorsun bir bilsen. Seni öyle gördüğümde, her yanım alev alacakmış gibi bir heyecan hissediyorum." dedi, dudağının diğer kenarından öperek.

"O küçücük cüssenle ama onun aksine olan kocaman yüreğinle kafa tutamayacağın hiç kimsenin olmadığını bilmek beni mahvediyor Mayda!" dedi, dudağının tam üzerine doğru fısıldadı. Dudakları onun için aralanan Mayda artık tahammül edemiyordu. Sabırsızca açtı ağzını ve sevdiği adamın kışkırtıcı sözleriyle dolu dudaklarını içine aldı.

"Mmm." diye mırıldandı Tunahan, o sihirli parmakları yavaşça Mayda' nın göbeğinin altına iniyordu. "Yumuşak ve sıcak."

"Ama senin gibi sert değil." dediğinde Tunahan üzerindekileri çıkarttı. Elleri çıplak vücuduna dokunmuşken ve göğsü göğsüne dayanmışken kalçası onunkine baskı yaparken nefesi kesilmeden konuşabilmesi zordu.

"Sertliğimin çaresine bakmakla meşgulüm." dedi, Tunahan çenesini onunkine sürttü ve yavaşça üzerine abandı.

Mayda inleyerek kadınlığını ona doğru bastırınca haklı olduğunu gördü. Tunahan da ona abandı boynuna doğru "Kötü bir gün geçirdin." dedi.

"Evet." dedi, Mayda fısıltıyla.

"Sana bugünü ve olanları unutturacağım." dedi, boynundan öperken kulağının arkasına doğru ilerledi.

"Unutturmanı hevesle bekliyorum." dedi, Mayda hafif bir kahkaha atarak. Elleri Tunahan' ın vücudunda geziyordu. Boynundaki dudakların gülümsediğini hissedebiliyordu.

Tunahan Mayda' nın yumuşacık ve ipek gıbı saçlarında ellerini gezdirdi. Çenesinden boynuna doğru onu öpüp hafif hafif ısırdı.

"Gerginsin sanki?" dediğinde,

"Biraz." dedi, Mayda.

"O zaman benim asli görevim tatlı bir şekilde bu gerginliğe son vermek olsun." dediğinde, Mayda kıkırdadı ve ona sıkıca tutundu.

Tunahan' ın elleri Mayda' nın kaburgalarından yukarıya göğüslerine doğru ilerledi ve sutyenini çıkartıp yere fırlattı. "Stres alma konusunda çok iyiyimdir." dedi ve parmaklarını göğüs uçlarının etrafında gezdirmeye başladı.

Bunun üzerine Mayda' dan tahrik olmuş bir ses geldi. Tunahan da duyduğu bu sesle tahrik olmuş ve o sesi içine almak istercesine onu nefesleri kesilene kadar ıslak ıslak öptü.

"Peki, hala kendi kendine kalmaya ihtiyacın var mı?"

Mayda kıkırdadı. "Belki daha sonra." dedi, kıkırdadığında gülümsemesinin de sexten farkı olmadığını gördü.

Onu tekrar öptü ve iç çamaşırına uzanıp çıkardı ardından da kendi pantolonunu çıkarttı.

Elini bacaklarının arasına koydu parmakları tam olarak onu çıldırtacak noktaya baskı yapıyordu. "Tunahan!" diye inledi.

Tunahan' ın parmakları bu talimatla hareket etmeye başladı. Mayda inlemesine engel olamıyordu. Neredeyse boşalacakmış gibi hissetti. Bu utanç verici olabilir di bu kadar kısa sürede onda bu etkiyi yaratıyor olması inanılmazdı.

Mayda kendini kaybetmiş bir halde bacaklarını iyice açtı ve tam boynunun hemen yandaydı. Ona ihtiyacı olanı vermeye devam ederken, Tunahan onu zevkin sınırlarında gezdiriyordu. Mayda hafif bir inlemeyle titredi. Eğer Tunahan onu tutmasa kendini düşecek gibi hissetti. İnlemeyi bırakıp görüşü yerine geldiğinde bütün ağrılığını onun üzerine verdiğini fark etti.

"Pardon ben..." dediğinde Tunahan "Şakamı yapıyorsun? Bütün gün bunun hayalini kurdum." dedi, ne diyeceğini tahmin ederek. Onu yine derin ve ıslak bir şekilde öperken "Henüz bitmedi sevgilim." dedi,

"Evet, bu iyiliğin karşılığını ödemem lazım." dedi, gerginliği uçup giden Mayda.

"Gerginliğin geçmiş gibi duruyor." dedi, Tunahan serseri bir gülümsemeyle.

"Henüz tam olarak istediğim yerde değilim." dedi Mayda, kıkırdayarak.

"O zaman istediğin yere gitmeye hazır mısın?" dedi, Tunahan onu elinden tutup küvete gitti suyu açtı birlikte içine girdiler.

Tunahan banyo köpüğünü suyun içine boca ederken "Sen kokuyor." dedi, "Bahar gibi, çiçek gibi, taptaze." dediğinde Mayda tebessüm etti.

Mayda, Tunahan' ın saçlarından tutarak, boynunu inleyerek geriye atmasına neden olan adem elmasına bir öpücük bıraktı. Tunahan ise köpükleri Mayda' nın vücudunda gezdirmeye devam etti. Tunahan onu kucağına aldı. Mayda kucağına oturduğu an kadınlığına değen erkekliğin sıcaklığı ve sertliği ile irkilerek inledi. Tunahan onu izlerken bile erkete oluyordu. O kocaman büyülü çikolata rengi gözleri pırıldıyordu. Banyo sıcak suyun buharıyla kaplanmaya başlamıştı.

"Sıra bende." dedi, Mayda onun elinden lifi alıp Tunahan'ın göğsüne sürdü oradan karnının üzerinde olan bütün kaslarına doğru indi ve tek tek acele etmeden, lifi biraz daha aşağıda ki kasıklarının orada gezdirirken,

Tunahan, "Mayda beni çıldırtıyorsun. Daha fazla kendimi tutabileceğimi sanmıyorum." diyerek hareketlendi ama Mayda onu göğsünden itti ve aynı anda erkekliğini bir eliyle tutarak, ondan boğuk, erkeksi, uzun bir inilti çıkmasına sebep oldu.

Muzip bir şekilde "İzin ver, sevgilim dokunmak istiyorum." dediğinde Tunahan kesik bir nefes verdi.

"İstediğini yapabilirsin Mayda. Beni şu an öldürsen gram kıpırdamam." dedi, kendinden geçmek üzereymiş gibi bir haldeydi. Gözleri alev alevdi.

Mayda, onun yaptığı gibi ellerini ı hareket ettirerek, Tunahan' ın avucundaki nabız gibi atan erkekliğini okşamaya devam etti. Tunahan onu sıcak ve ısrarcı bir şekilde öpmeye başladı.

Ardından da "Mayda lütfen, beni içine al artık orada olmak istiyorum. Lütfen." dedi, Tunahan'ın isteğini ikiletmedi ve kucağında küvetin kenarlarından hafif tutunarak yükseldi ve onu içine aldı. Tunahan da onun ince belinden tutarak içinde daha da derinine yerleşti. Mayda' nın onu sıkıca saran duvarlının verdiği hazla inledi. "Çok güzelsin." dedi, "Bu çok güzel bir his Mayda." dedi, başını eğip meme ucunu yalarken, Mayda boynunu geriye attı yay gibi gerilen vücudu Tunahan ne kadar tahrik olduğunu gösterdi. Pembe meme uçlarına her indirdiği dil darbesiyle Mayda inliyor ve üzerinde kıvranıyordu.

"Çok güzel Tunahan, bu his içime akan lav gibi sıcacık."

"Evet, sevgilim." dedi, onu hareket ettirmeye de başlamıştı önce hafif hafif bir ritimde hareket ederken sonrasında hareketleri hızlanmaya başlamıştı. Tenlerinin birbirine değerken çıkardığı sellerle dolan banyoda nefes sesleri de birbirine karışmıştı.

Mayda, "Ahh, Tunahan daha hızlı." dediğinde, kendisi de ona uyum sağlayıp hızlanmıştı.

"Geliyor musun bebeğim." dedi, Tunahan inleyen ve dudaklarını ısıran yüzü kızarmış ve boncuk boncuk terleyen Mayda' ya bakarken "Bana bak Mayda, güzelim yüzüme bak, benimle gel." dediğinde Mayda "Evet." dedi, kasılan vücudu titreyen bacakları ve kalçası Tunahan'ı içinde saran kadınlığı kasılmaya başlamıştı.

İkisi de tatlı bir yorgunlukla sarsılarak kendilerini bıraktılar.

Mayda Tunahan'ın üzerinde nefes nefese bir süre bekledikten sonra boynuna gömülen Tunahan' a baktı. Tunahan da başını kaldırıp ona tebessüm ederek dudaklarına uzandı ve öptü.

Mayda' nın içinden çıkarak onu sırtı göğsüne yaslanacak şekilde kendi göğsüne yatırdı.

Hala soluk soluğa olan Mayda "Teşekkür ederim sevgilim. Seni seviyorum."

"Seni seviyorum Mayda, sen benim en güzel en tatlı şansımsın." dedi, onun omuzuna küçük küçük öpücükler kondururken.

Fırtına sonrası dinginliğinin içinde kasıp kavruluyorlardı. Kalpleri kırılmış, ruhları yara almıştı. Onca kötülüğün içinde birbirlerinin kırılan ruhlarını sevgiyle, merhametle ve tutkuyla onarmışlardı.

Fısıltı Perisi: "İyi geceler, Gökçeağaç kasabası. Beni özlediniz mi? Birtakım hurmalar yenmiş gibi duruyor. Kırılan gönüller de alındığına göre sırada ne var? Birce kelle koltukta uzamış gibi. Acaba gitti mi? Bu kadar kolay pes etmesi normal mi? Peki ya Mert? Duyduğumuza göre Tunahan zamanında harcanan kalbinin intikamını alırken Mert' e hiç acımamış! Mayda cephesi bizde hala merak konusu..."

Duştan çıktıktan sonra giyinerek aşağıya indiler. Tunahan Mayda' nın yaralarına pansuman yaptı. Mayda da onun moraran gözü için buz getirmişti.

Mayda, o gece acıkmadı çünkü Tunahan, onu tam olarak istediği şekilde doyurmuştu.

Tunahan da tatlısını yediği için pansumandan sonra odaya çıktılar ve birlikte uyudular.

Tunahan ertesi sabah Mayda' dan erken uyandı ve ona kahvaltı hazırladı. Ardından da bir not bırakarak evden çıktı. Aklındakileri hemen yapmalıydı. Bunun için ne kadar erken harekete geçerse o kadar iyiydi. Tek düşündüğü dünyalar güzeli Mayda' sını mutlu etmekti.

Fısıltı Perisi: "Uslanmaz aşık Tunahan, yine bir işler karıştırıyor. Bu defa yalnız da değil! Tüm Marvel karakterlerini yanına toplamış gibi görünüyor! Yenilmezler geri mi döndü?"

Devam edecek...

Sizce Tunahan yine ne işler çeviriyor?

Tunahan' ım yapmaz diyenleri buraya alalım. :))))

Okudunuz bitti. Yeni bölümde görüşene kadar yıldızımızı parlatalım mı gençler:)

 

Loading...
0%