Buraya okumaya başladığımız tarihi yazalım mı? 🎈✨

İşittiğim sesin o an, asla tanıdık gelmesini arzulamazdım. Korku, bedenimi sararken varlığımın temelleri bile sarsılmıştı.

Başım dönüyormuş gibi hissettiğim anda, midem bulanmaya başladı ve sadece mide bulantıma odaklandım. Çünkü başka bir şey yapacak halim yoktu. Evet sesler... Tanıdık bir ses ve farklı bir ses daha duyuyordum. İkinci biri konuşmaya başlamıştı. Hafifçe fısıldıyorlardı. Dikkatlice dinlemeye çalıştım ama ne konuştuklarını anlayamıyordum. İlk sesin sahibini tanıyordum ama diğeri bir kadın mıydı? Hayır, sanmıyorum. Galiba o da bir erkekti. Bilmiyorum gerçekten artık delirmek üzereydim ve aklım bana kaçırıldığımı fısıldadı. Kaçırılmıştım!

İnanılmaz! Bu nasıl olabilir? Nasıl olur da tam kurtulduğumu düşündüğüm anda böyle bir şey başıma gelir? İçimdeki o ürperti, son birkaç gündür beni rahatsız ediyordu. Evet fakat bu delilik! Sonunda aklımın başıma gelmesiyle, üzerimdeki sersemlik dağıldı. Ne yapacağımı düşünürken, birden irkildim. Gelen ses, "River Flows İn You" adlı müzik olamazdı fakat öyleydi. Evet aşağılık herif, bunu duymam için kulaklarımı tıkamamış olmalıydı! Ne büyük nezaket. Şu anda aklımdan dilime doğru akan bir sürü afilli küfür vardı. Hepsi ağzımdan dışarı çıkmak için çırpınıyorlardı. Fakat neden söyleyemediğimi tahmin edin bakalım? Çünkü ağzım hala bağlı!

Benliğimde derin bir seyahatteydim, şimdiye dek hiç olmadığım kadar. Bu meydan okumaya cesaret edebilir miydim? Öfke ve hayal kırıklığı, içimdeki volkan gibi patladı ve yankılanmaya devam etti. İçimdeki lavlar, kaderin izlerini sürmek için hazırdı. Sadece yaklaşması ve beni serbest bırakması gerekiyordu. Evet, bu sadece küçük bir detaydı! Bir an için zehirli diline gerçekten sinirlenmiştim. Ondan korkmuyordum sadece bütün varlığım ona karşı gelmekle doluydu. Bu gerçeği nasıl göz ardı edebilirdi? O, çok zarif ve ihtişamlı bir şekilde terk edilmişti, halbuki... Az önce kiminle konuşmuştu? Öteki kimdi? Yavuz' un bana yaşattığı tüm o duygular, o his öylece içimde duruyordu, kimliksiz suretler gibi...