Yeni Üyelik
19.
Bölüm

BÖLÜM 17(Yavuz' un Gizli Paris Planı)

@nefelicalliope

Süreyya Pazar Gece

Gerçekten yorgundum. Esma, uzun süren keyifli kahvaltımızın ardından, eve gitmişti. Bende evde tembellik yapmak istediğimden oyalanmadan eve gitmek istedim. Hem bugün pazardı. Bizimkilerle uzun uzun telefon görüşmesi yapabilirdim. Hepsini özlemiştim. Eve geçtiğimde önce annemle ve babamla konuştum. Herkes iyiydi. Leylayı aradım sonra zeynepten pek fırsat kalmadı ama yine de konuştuk, onlarda iyiydi. Abimi de aradım, Göktuğ da ona fırsat vermiyordu. Bıcır bıcırdılar seslerini duymaka çok iyi gelmişti. Yavuzu da aramıştım ama açmamıştı. Hayret, dedim kendi kendime ilk defa telefonumu açmıyordu. Bu sabah çiçeğimde gelmemişti.

Telefon görüşmlerim bitince, üzerimi değiştirmek için yatak odama gittim o sırada elimi boynuma attım kolyeme dokunmak istemiştim. Babamla ne zaman konuşsam kolyeme dokunmak isterdim artık bende alışkanlık olmuştu. Ama yoktu. Kolyem yoktu. Bir an panikledim, nasıl olur nasıl kaybederdim onu. Benim için çok önemli ve değerliydi. Babam onu ben doğduğumda almış, 5. Yaş günüme kadar saklamış ve o zaman hediye etmişti. O günden sonra hiç çıkarmamıştım boynumdan! Kaybetmiş olamazdım! Derin bir off çektim. Hemen evin her yerini aradım apartmana çıktım, merdivenler hatta sokak dahil her yere baktım, ama yoktu yaklaşık 40 dakika aradım ama bulamadım. Sonra önceki gece yaşananlar geldi aklıma muhtemelen, orada düşürmüştüm. Hazırlanıp çıktım hiç düşünmeden. Mekana gittim ama orada da yoktu. Kamera görüntülerini sordum ama arızalanmış kayıtta yokmuş. Mecburen telefonumu bırakıp kolyemi de tarif ettikten sonra oradan çıktım. Çok üzgündüm, manevi değeri çok büyüktü benim için, kolyemi kaybettiğime gerçekten inanamıyordum. Bulunması umudu ile canım çok sıkkın bir şekilde eve dönmeye karar verdim. O sıradaa aklıma taksi geldi ve ona da ulaşmaya karar verdim ama sonuç aynıydı. Ağlamak üzereydim, evin önüne geldiğimde yukarı çıkamadım son bir umut etrafa tekrar bakmaya başladım. Evimin altında cafede çalışan gençle arkadaş olmuş sayılırdık. Beni görünce yanıma gelmiş ne olduğunu ne aradığımı merak ettiğini söylemişti. Bir süre konuştuktan sonra beni cafeye davet etti ve bir kahve verdi. Esmayı aradım olanları anlattım artık kendimi tutamıyor ağlıyordum. Evet bildiğiniz çocuk gibi elim boynumda olmayan kolyemi tutmaya çalışarak ağlayarak esmayla konuşuyordum o da üzüldü ama elinden bir şey gelmiyordu. Yaşadığım hayal kırıklığının gel gitleri arasında eve geçtim.

****** Yavuz&Serhat&İstanbul

Yavuzun adamı Paris'ten getirtilmişti. Serhat iki adamına emri vermişti. Onlar, adamı havaalanından alıp, yavuzun şirketine ait olan, pis işlerini hallettiği her zamanki yerlerine götürmek için yola çıktıklarında serhat' ta yavuzla görüşmüş ve onu almak için evine gidiyordu. ''Ortalık kan gölüne dönecek, kim bilir hangi işkenceyle ölecek''diye içinden geçiriyordu. Bıkmıştı bu pis işlerden de, yavuzdan da az kalmıştı ama önlerinde ciddi bir sevkiyat vardı, ayrıca üretim işine başlamışlardı. Yasin kısa sürede yavuzun güvenini kazanmıştı bu durum operasyon açısından çok önemliydi. Yasinin katılımıyla süreç hızlanmaya başlamıştı. Tüm bunları düşünürken, yol bir çırpıda bitmiş yavuzun evinin önüne gelmiş kendisine haber vermiş ve kapıda bekliyordu. Arabadan aşağıya indi ve yavuzu görür görmez kapıyı açtı.

''Efendim''

''Geldi mi?''

''Evet, adamlar şu an onu götürüyorlar.''

''Tamam gidelim.''

Hemen gitmek istiyordu öfkesi hala tazeydi. Serhat bunun farkındaydı. Hiç oyalanmadan yola çıktı. Öfkesinin kendisine bulaşması en son isteyeceği şeydi.

''İstediğim malzemeleri ayarladınız mı?''

''Evet efendim.''

Yavuzun adamı eli kolu bağlı ve kafasına çuval geçirilmiş bir halde sandalyeye oturtulmuştu. Yavuz içeriye girdiğinde diğer iki adam hemen ellerini önünde bağlayarak başlarını yere eğdiler. Yavuz serhat' a dönüp,

''Aç şu sıçtığımın adamının suratını!'' Diye bağırmaya başlamıştı. Siniri adam ölsede geçecek gibi durmuyordu. Serhat çekti aldı çuvalı. Adam yalvaran gözlerle bakıyordu etrafına o da öleceğini biliyordu. Olanları söylememekle hata yapmıştı. Artık çok geçti.

''Malzemeleri hemen getirin. Yatırın şunu yere!''

Adamlar, yavuz ne derse anında yerine getiriyorlardı. Yavuz eline sağlam bir odunu almıştı. Soru bile sormadan sadece vuruyordu. Defalarca vurdu. Muhtemelen adamın tüm kaburgaları kırılmıştı, dağılan suratıyla beraber. İnliyordu adam, yalvarıyordu ama yavuz duymadı. Emirler vermeye devam etti. Kendinde değilmiş gibi ama asıl yüzünü de göstermekten zevk alıyormuş gibiydi.

''Kaldırın şunu, oturtun yerine, eğin başını! Islak havluyu ver bana hemen!'' Sabırsızdı, hırslıydı, asla durmaya niyeti yoktu.

Adamın kan revan içindeki yüzüne ıslak havluyu bıraktı. Kafasına, istediği suyu dökmeye başladı. Bir süre buna devam ettikten sonra da tekrar vurmaya devam etti! Adam canını teslim etme noktasına geldiğinde, o da durdu bir an üzerine sıçrayan kana baktı. Yüüzne gözüne, her yere bulaşmıştı! Serhat karşısında ki şeye baktı. ''Caniydi bu asla serbest olmaması gereken bir katil!''

''Bıçağı verin! Ne bakıyorsunuz aval aval ver şu bıçağı salak sende onun yanında yer almak istemiyorsan.'' Dedi yere yığılmış olan admı göstererek.

Bıçağı aldı, hayati organlarının tam üzerine gelecek şekilde, en son kalbine gelene kadar hiç durmadan birer birer saplayıp çekti. En can alıcı darbeyi de, kalbine yaptıktan sonra, gayet soğukkanlı bir şekilde ve biraz da sakinleşmiş bir halde,

'' Şu leşi gözümün önünden derhal kaldırın!''

Adamlar, çoktan ölmüş olan adamı ve oradaki her şeyi toparlamaya başladılar. O sırada yavuz serhata dönüp,

''Nasıll ama iyi bir son yaşadı diyebilir miyiz? Ne dersin?''

Dehşet içinde olan serhat zar zor şahit olduğu şeylere zihnine bir perde çekip,

''Evet efendim.''

''Daha dayanıklı adamlar bulmalısın serhat? Baksana hemen geberdi! Daha yapmak istediğim çok şey vardı. Böyle olunca, pek içime sinmiyor anlıyor musun?'' Tehditkar bir şekilde konuşuyordu.

''Emredersiniz efendim.''

''Şimdi biraz daha iyiyim. Kıyafetleri getir, üzerimi değiştirdikten sonra eve gidebiliriz.'' Artık aklında tek bir isim vardı nubar!! Katardan gelecek habere göre, onunda icabına bakmak için yanıp tutuşuyordu!

''Tabii efendim, burada buyurun.''

Yavuz üzerini değiştirip, kısmen de olsa temizlendikten sonra yola çıktılar. Yolda telefonuna baktı ve süreyyadan cevapsız çağrı gördü. Hemen geri döndü ama ulaşamadı.

''Serhat Süreyya takip edilmeye başlandı mı?''

''Evet efendim.''

''Adamı ara ve telefonu bana ver.''

''Benim, Süreyya şu an nerede ne yapıyor?'' Karşı taraf durumu detaylı bir şekilde yavuza anlatmıştı.

''Tamam, sen işine devam et!''

''Acaba neyi arıyor. Oradan oraya, koşturarak gidecek kadar önemli olan ne olabilir. Bir şeyi kaybetmiş belli ki önemli. Diye düşündü içinden... ''

****Yavuz&Süreyya

Yavuz Süreyya ile görüşmek için Paris' e gitmişti. Ancak henüz Süreyya' ya Paris' te olduğunu söylememişti. Süreyya' nın, Paris' ten dönmesine çok az kalmıştı. Ama onun bazı durumlar için sabrı yoktu. Uzun süredir kimseye dokunmamıştı. Ama son bir yaramazlık yapmasının kimseye zararı yoktu. Öyle diyordu yaptığı iğrençliğe! Bu sefer değişikliğe ihtiyacı vardı. Süreyya ile görüşmeden önce bu işi halletmeliydi. Onun yanında kontolsüzce bir şey yapmamak adına diyordu kendini savunurcasına sebepler arayarak. Serhat onu oteline götürmüş, sonra da kendi odasına geçmişti. Şimdilik ondan istenen bir şey yoktu. Yaklaşık 3 saat sonra serhatı arayıp, istediklerini söyledi. Serhat duydukları karşısında şok yaşadı. Bu adam inanılır gibi değil dedi içinden. Süreyya' yı görmeye gelmesine rağmen hala buna devam etmesi iğrençti. Bu kız hayatına girdiğinde belki demişti bir anlığına belki bir noktada onu değiştirebilir en azından bu konuda ama ne yazık ki hiçbir değişim yoktu. Mecburen yapacaktı. İstediği belliydi. Pariste bulunan iki adamını aradı.

''Benim serhat, bu gece işimiz var hazırlanın. Benim yönlendirdiğim yere geçeceksiniz. Sonrasında da benden haber bekleyeceksiniz.''

''Tamam efendim.''

Yavuz cuma akşamı saat 23:30 gibi mekana giriş yaptı. İstediği şeye ulaşmak için burası güzel kaliteli ve uygun bir eğlence yeriydi. Mekana girmeden önce serhata talimatlarını vermişti. 2.5 saat sonra yanında güzel genç bir kadınla mekandan ayrıldı. Kadının Süreyya ya birazcıkda olsa benzerliği olabilecek hiç kimseyi istemiyordu. Otele geçtiler, ancak daha önce farklı bir isimle başka bir oda ayarlamıştı. Serhat olacakları biliyordu. Endişeliydi ama müdahale edemiyordu. İhbar edemezdi ettiremezdi. Adamlarını hazırda bekletti. O gece bir can daha yok olacaktı. Yavuz zaten biraz sarhoş olan kadına uyuşturucu vermiş, sonrasında da şiddet uygulamış ve tecavüz ettikten sonra öldürmüştü. Pisliğini temizlemek de her zaman ki gibi serhata kalmış o ise kendi odasına geçip hiçbir şey olmamış gibi yarın Süreyya ile karşılaşacağı anları düşünerek uykuya dalmıştı.

**** Cuma Paris Esma

Esma gelmesi için Süreyya ' ya ne kadar ısrar etse de gelmemişti. Arkadaşlarıyla yeni ürettikleri bir parfümün tanıtım gecesi davetinden sonra kutlamaya çıkmıştı. Her şey çok güzel çok heyecan vericiydi. Yeni bir ürün bulmak uzun zamanlarını alıyordu. Esma işini aşkla yapıyordu. Sanki her yeni ürün yeni doğmuş bir bebekti onun için. O gece de güzel bir mekan seçmişti arkadaşları kutlama için. Gecenin ilerleyen saatlerinde, artık mekandan ayrılmak için hazırlandığı sırada etrafına bakındı ve bir an Yavuzu gördüğünü sandı, hem de yalnız değil yanında genç bir kadınla ama o kadIn Süreyya' ya hiç benzemiyordu. Emin olamadı tekrar bakmak istedi biraz sarhoştu ama onu gördüğünden emin olmak istercesine tekrar baktı. Arkadan görebildi ancak eğer o yavuzsa ve yanında başka bir kadınla gayet samimi halde burada ne yapıyordu. İçine korkuyla karışık şüphe düştü. Arkadaşlarına çıkması gerektiğini acil olduğunu söylemeye çalışıyordu ama onu bırakmadılar. Dışarıya çıktığında ise artık çok geçti. Mekanın önünden siyah bir araba uzaklaşmıştı. Şüpheyle bakındı etrafına ama kimseyi göremedi. Sürayya' ya bu konuyla ilgili herhangi bir şey söyleyip söylememek arasında kalarak gecesini bitirdi.

***Bir Hafta Sonra... Cumartesi Yavuz&Süreyya&Esma

Süreyya, evde temizlik moduna geçmişti. 10 gün sonra istanbula dönüyordu. Temizlikle braber yavaş yavaş toplanma sürecine de girmişti. Bugün dışarıya çıkmayı planlamıyordu. Dün gece esma arayıp onu davete çağırmıştı ama çıkmamıştı. Temizlik ve toparlanma işini bitirdikten sonra belki görüşeceklerdi. Öğleden sonra işlerinin çoğunu bitirmiş, kahve molası vermişti. Kapı çaldığında Esma' nın gelmiş olabileceğini düşündü. Gerçekten de oydu. Onu karşısında gördüğünde,

''Merhaba canım, ne yapıyorsun temizlik mi?'' dedi ama hiç keyfi yoktu her halinden de belliydi. Bu keyifsizliğin akşamdan kalma olmasıyla mı yoksa dün gece gördüğü ama emin olamadığı durumla mı ilgili olduğunun kararsızlığıyla konuşmuştu.

''Bu yüzünün hali de ne böyle? Akşamdan kalmasın değil mi? hadi gel taze kahvem var iyi gelir, sen geç ben geliyorum.'' diyerek mutfağa geçmişti. Oradan seslenerek,

''Temizlik bitti, ama toparlanmaya devam ediyordum kahve molası vermiştim tam zamanında geldin yani canım.'' Diyerek elinde bir fincan kahveyle Esmanın yanına geldi. Esma kahveyi alıp bir yudum içti.

''Senin neyin var? İyi görünmüyorsun?''

''Biraz başım ağrıyor. Kahve için teşekkürler, güzelmiş.''

''Emin misin, sadece başın mı ağrıyor, yoksa başka bir şey mi oldu? ''

Esma hala kararsızdı. Ne diyecekti arkadaşına, yavuzu başka bir kadınla gördüğünü mü, hem tam olarak emin bile değildi ya o değilse dedi içinden kendi kendine hala emin olmaya çalışarak. Durduk yere Süreyya' yı endişelendirmek istemiyordu. Ama şüphe içini kemiriyordu. Söz vermişlerdi birbirlerine, bir şey saklamak yok demişlerdi ve öyle de yapmışlardı. O kardeşi gibiydi.

''Eminim merak etme, yorgunum ve başım ağrıyor. Bugün beraber tembellik yaparız diye düşündüm ne dersin? ''

Süreyya tam olarak inanmamıştı, arkadaşını iyi tanıyordu. Esma' daki kararsızlık kırıntısını görüyordu ama üzerine gitmemeye karar verdi.

''Tamam, canım sen öyle diyorsan, aslında benimde tam olarak istediğim işler bittikten sonra tembellik yapmaktı. Yemek sipariş eder, film izleriz istersen? ''

''Şahane olur, yardım edeyim sana da hemen bitirelim.''

''Yok yok sen dur zaten başın ağrıyor, ilaç ister misin? Ben her şeyi hallettim sayılır sen film seç istersen? ''

''Olur, aslında ilaç içsem iyi olur. Sonra da yemek sipariş ederiz. Kahvaltı da yapmadım bugün.''

''İlacını getiriyorum, sen keyfine bak canım.''

Esma ilacını içmişti, film seçmek için dalgın dalgın ekrana bakıyordu.

''Ne yemek istersin, acıktım ben de gerçi bu senin repliğin ama bugün benim olsun.'' Diyerek gülümsedi Süreyya arkadaşına bakıyordu. Bir şey vardı ama ne olduğunu anlayamadı. Tekrar sorup ısrar etmek istemiyordu ama içini bir huzursuzluk kapladı.

''Suşi yiyelim mi? Ekşili acılı çorba, mantı noddlee hiç fena olmazdı doğrusu.''

''Evet, işte şimdi benim arkadaşıma benzedin. Sen istiyorsan benim için de olur hemen arıyorum harika bir yer var bildiğim.''

''Seçtim. Bunu izleyelim mi? Eğlenceli bir şey, daha önce izlemiş miydin? Ben bir kere izledim bayılmıştım. ''

''Bakayım hangisi? The Ugly Truth hımm tamam izleyelim. Ben daha önce izlemedim.''

''Sana inanamıyorum Süreyya, nasıl izlemezsin çok keyiflidir. Tamam, o zaman kesinlikle bunu izliyoruz.''

Yanına geçip oturdum esmada filmi başlatmıştı. İzlemeye devam ederken kapı çaldı.

''Yemekler gelmiştir, filmi durdursana hemen geliyorum.''

Süreyya kapıya gittiğinde ise hiç beklemediği bir sürprizle karşılaşmıştı. Yavuz bir elinde en sevdiği şakayıklar, diğer elinde ise sipariş ettiği yemeklerle ve harika gülümsemesiyle karşısında duruyordu. Süreyya ise en pasaklı dağınık haliyle onun karşısında. ''Cidden mi Sürayya! Bendeki şans da yani, şu an çamaşır suyu bile kokuyor olabilirdi. Kendi kendine şaşkın bir halde iç sesiyle cebelleşirken yavuz,

''Eee, beni içeriye davet etmeyecek misin? Hem bu kadar şeyi tek başına yemeyi düşünmüyorsundur umarım şişman bir gelin istemiyorum. O kısmı daha sonrası için düşünüyorum.'' Dedi kulağına eğilmişti sanki sadece onun duyabileceği şekilde,

''Seni yalnızca hamileyken, şişman görmek istiyorum.'' Dedi gülümseyerek.

Ben ise hala öylece bakmaya devam ettim yüzüm kızarmaya başlamıştı, hissediyordum. Kekelemeden onu içeriye davet etmeyi başardım. Elindeki çiçekleri aldım o da yemekleri girişteki konsolun üzerine bırakıp bana sıkıca sarıldı. Tam öpmek için daha da yaklaşıyordu ki,

''Yalnız değilim, Esma içeride ve o yemekleri tek başıma tabii ki yiyemem'' dedim gülümseyerek elinden tutup içeriye sürükledim onu alamadığı öpücüğün mutsuzluğuyla huysuz bir şekilde yemekleri de alarak beni takip etti. Esma ise o sırada bana sesleniyordu,

''Nerede kaldın Süreyya kızım mantıyı sen mi açıyorsun allah aşkına... derken lafı karşısındaki manzara ile yarım kaldı. Şaşkındı, yavuzu görmeyi hiç beklemiyordu hem de dün geceden sonra ve bu düşünceleri ve geceki görüntüler aklından geçerken şu an yüzüne de yansıttığından emindi.

''Merhaba esma nasılsın?'' Diyerek ona doğru yaklaştı yavuz sarılacaktı sıcak bir karşılama bir tebessüm bekliyordu ama esma tam tersi karşısında haydut varmış gibi baktı ona bir an ama hemen kendini toparladı.

''Merhaba, hoş geldin, ben biraz şaşırdım kusura bakma geleceğini bilmiyordum.'' Dedi Süreyya'ya dönerek, o sırada Süreyya da arkadaşında ki bu ani değişimi fark etmişti. Sadece neler olduğunu bilmiyordu. Düşünceli bir şekilde Esmaya bakarak,

''Aslında ben de bilmiyordum. Tamamen sürpriz oldu sabah konuşmuştuk oysa ama işte söz konusu olan, Yavuz Selim ve sürprizleri.'' Dedi az önce yaşadıkları o andan çıkarak gülümsedi.

''Sende aç mısın yemek isteyelim mi biraz daha? Halimin de kusuruna bakmazsın artık bu da benim çamaşır suyu kokulu Süreyya sürprizim olsun madem.''

''İnan bana sen her halinle güzelsin. Ama isterseniz evde kalmayabiliriz açıkçası sizi dışarıda daha hoş bir yerde yemeğe davet etmek istiyorum. Ne dersiniz?''

''Bilmem ki, Esma ne dersin çıkmak ister misin canım?''

''Ben gelmesem, biliyorsun başım kötü, siz keyfinize bakın olur mu bugünlük bana müsaade?''

''Dün gece dışarıdaydı, işle ilgili bir kutlaması vardı ee biraz fazla kaçırmış alkolü o yüzden de pek keyfi yok, ama asla olmaz, bizimle geliyorsun ya da evde de kalabiliriz. Sorun olmaz değil mi Yavuz Selim?''

''Olmaz tabii, sonuçta planlarınız vardı, ben bölmüş oldum. Kusura bakmayın güzelim siz nasıl isterseniz?'' Yavuz tedirgin olmuştu, Esmadan gelen olumsuz enerjiyi hıssediyordu. Bir de dün gece dışarıda mıydı? Düşündüğü şey olabilir miydi? Onu dün gece görmüş olabilir miydi? Emin olamazdı asla ama şüphe içine ok gibi saplanmıştı.

Esma arada kalmıştı. Gitmek istemiyordu. Huzursuzdu ve bu huzursuzluğunu Süreyya fark etsin istemiyordu. En azından şimdilik ona bir şey söylemek istemiyordu. Ama Süreyya, onun için evde kalırdı bunu da biliyordu. Mızmızlık gibi görünecekti yaptığı onu da istemedi mecburen kabul etti.

''Tamam, öyleyse gidiyoruz. Bize müsaade eder misin hayatım, hazırlanalım hızlı olmaya çalışırız sen keyfine bak.''

Esmayla birlikte yatak odasına geçtiklerinde, Süreyya daha fazla dayanamadı.

''Canım sen iyi misin? Sakın bana iyiyim deme öyle olmadığını görüyorum, seni rahatsız eden bir şey var ama ne? Yavuzla mı ilgili? Söyler misin?''

Gerçekten bir sorun yok, genel olarak keyifsizim bir de başım tuttu. Ee acıktımda dedim ya kahvaltı bile etmedim. Hem yavuzla ilgili olabileceğini de nereden çkaıkardın? Hadi, oyalanma da hazırlanıp çıkalım midem yapıştı artık. ''

Süreyya inanmamıştı bunu o da biliyordu ama itiraz etmemişti. Muhtemelen tüm itirazlarını sonraya saklıyordu.

Hazırlanıp çıktık. Yemek boyunca içimdeki şüpheye rağmen doğal ve normal davranmaya çalışarak büyük çaba harcamıştım, o kadar ki yediklerim aynı anda eriyordu. Neyse ki yemek bittikten sonra bahane uydurup onlardan ayrıldım.

*****Merkez

Nihat, yanına iki adamını da alarak göreve gitmişti. Ekibin kalanıysa merkezde gelişmeleri takip ediyordu.

''Zekeriya, Nihat ile telsiz bağlantımız kuruldu mu?''

''Evet efendim.''

''Tamam, Nihat' tan gelen bilgileri narkotikle paylaşalım. Ayrıca, Yasin' den gelen son bilgileri de. Bana iki saat sonrası için, narkotik suçlarla mücadele şube müdürü Asım Aytekin' le güvenli görüşme sağla.''

''Emredersiniz efendim.''

''Bu heriflerle ilgili araştırma ne durumda var mı gelişme?''

''Henüz, yok efendim. Yurt dışı istihbarattan haber bekliyoruz. Gün sonunda muhtemelen rapor elimize geçer.''

''Tamam.''

''Merkez, Usta konuşuyor.''

''Merkez dinlemede.''

''Birileri buraya bizden önce gelmiş gibi görünüyor. Hala burada olabilirler. Bir hareketlilik, söz konusu. İzlemeye devam ediyoruz.''

''Anlaşıldı.''

''Efendim, rapor geldi.''

Gökbey, raporu incelemeye başladı. Raporda, Nubar, Renas ve Keref' e ait tüm bilgiler mevcuttu. Eğitimli adamlardı ve uyuşturucu sevkiyat organizasyonunu Türkiye' den dış kaynaklı koordine ediyorlardı. Kimlik bilgilerinden, daha önce neler yaptıklarına dair, son derece kapsamlı bir rapordu. Raporu incelemeye devam ederken bir son dakika bilgisi gelmişti.

''Efendim, Katar' dan ülkemize yaklaşık 3 saat önce Ramil al Arshad QSC Grup müdürü giriş yapmış. Bunlar havaalanı görüntüleri. Bunlar da, bize nereye gittiğini gösteriyor. Şu an bizimkilerin olduğu konumdalar. ''

''Nihatın bahsettiği hareketliliği şimdi anlıyoruz. Bu olay yavuzla ilgili, adamları bu durumla ilgili arayacağını bilmiyorduk. Ters bir durum gibi görünebilir ama bu Nubar denilen beyinsizin Süreyya' ya ulaşması bize daha fazla bilgi sağlamış oldu. Hem de daha kısa sürede. Tahmin etmesi zor değildi, Nubar Türkiye' den çekilecek belki de öldürülecekti. Önemli olan yerine kimin geleceğiydi. Muhtemelen şimdi sırada yavuzla görüşmeleri vardı.''

''Nihat' a bilgi geç Zekeriya! Gerekirse Aziz ve Yamanı da çıkaralım! Bunlar, Nubarı gözden çıkarmışlar, şimdi yavuzla görüşecekler. Tabii ne zaman görüşürler bilemeyiz. Yasin' e de bilgi geç! Gözünüz yavuzun üzerinde olsun!''

''Anlaşıldı, hemen efendim.''

Zekeriya, durumu Nihat'a bildirmişti. Nihat ise beklemede olduklarını şimdilik yardıma ihtiyaç duymadığını söylemişti.

Ramil, üç tane donanımlı siyah araçla alandan, Türkiye' de kalacağı otele geçmek üzere yola çıkmıştı. Nubar uyarı almamış, Türkiye' den ve görevden geri çekilmişti. Yerine gelecek olan kişi bile hazırdı. Tüm itirazlarına rağmen, onun için bu iş sonlandırılmıştı. Hayatta kaldığı için şanslıydı ama o bunu bu şekilde görmüyordu. Yavuzdan nefret ediyordu! Bu onun için iyi olmamıştı. Ramil, daha eski fabrikadayken yavuzla görüşmüş, en kısa sürede görüşmek istediğini, yeni Türkiye sorumlusu ile tanışmaları gerektiği bilgisiyle beraber durumun kontrol altına alındığını da ona söylemişti. Güven sorunu bir nebzede olsa kendi açılarından giderilmişti.

Yavuz ve Ramil acil toplantı düzenlediler. Toplantıya Katar' dan getirilen yeni Türkiye sorumlusu İdal jaber' de katılacaktı. Gerçekleşmesi beklenen, önemli bir sevkiyat vardı. Toplantıda yavuzun endişeleri mümkün olduğunca giderilmiş, yeni sevkiyatın tarihi ve nasıl olacağı üzerine görüşmeler yapılmıştı. Bu sırada takip edildiklerinden habersiz görüşmeyi sonlandırmışlardı. Yavuz toplantı sonrası, Barlas'ı aramış detayları anlatmıştı. En kısa sürede yüz yüze görüşüp İdal ile tanıştırılacak ve sevkiyata dahil olacaktı. Bu yeni gelen bilgiler de Yasin tarafından merkeze iletilmişti. Ramil ertesi gün Nubarla birlikte ülkeyi terk etmişti.

Yurt dışı istihbarat, Ramil ve şirketini takip ve araştırma görevini devralmıştı. Türkiye' de ise Gökbey ve ekibi ile Narkotik Şube ortak operasyonuna devam ediyorlardı. Sevkiyat günü için hazırlıklara başlayan Yavuz ve Barlas yeni üretim alanında bir araya gelmişti. Yavuz hem buradaki çalışmalar hakkında Barlas'a bilgi veriyor hem de sevkiyat günü organizasyonunu ayarlıyorlardı. O gün gelip çatmıştı.

''Sevkiyat iki gün sonra, her şey hazır değil mi? İdal' le iletişiminiz ne durumda Barlas?''

''Herhangi bir sıkıntı yok yavuz, her şey yolunda tüm ayarlamalar yapıldı. Son kontrollerden sonra gece yarısı sevkiyatı başlatıyoruz.''

''Tamam. Kontrol sende artık bana bilgi verirsin. ''

''Elbette sen hiç merak etme. Peki, burada her şey yolunda mı yeni bir madde üzerinde çalışıyorsunuz. Denemeler ne durumda, yani net sonuçlara ne zaman ulaşırız?''

''Görüyorsun, yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Kolay değil biliyorsun, bu işe başlamak epey zamanımızı aldı. Ayrıca tetikteyiz. Narkotik bu aralar baskınlarını yoğunlaştırmış, aldığımız istihbarat bu yönde, dikkatli olmalıyız! Senin adamların dışında benden birini ister misin? Senin için özel olarak tahsis edebilirim?''

''Anlıyorum. O duyumları ben de alıyorum ve adamlarım gizliden takipte. Sorun yok. Teşekkürler yavuz şimdilik ihtiyaç yok. Arif ve mert çok sağlamdır.''

''Tamam, ne zaman neye ihtiyaç duyarsan olmuş bil. Sadece söylemen yeter! Burada daha önce denenmemiş bir uyuşturucu yapıyoruz. Dünyada bir ilk olacak. Bunun Pazar payının yüzde %70 i' de Katar ve bizde olacak. Düşünebiliyor musun Barlas? eEimizdekinin nasıl büyük bir güce ve zenginliğe dönüşebileceğinin farkında mısın? Şimdiden hayal edebiliyorum!''

Oldukça etkilenmiş gibi yaparak ve gülerek yavuza döndüm.

''Pekala, bu iyiymiş. Bize de, bunu hayal etmek ve hayalimizi yaşamak yakışır ortak.''

''Kesinlikle öyle! Bunun için çok çalıştım. Artık kazanma vakti Barlas.''

''Şimdi benim çıkmam lazım, bu arada 5 gün sonra Süreyya dönüyor. Ailemle tanıştıracağım. Sonra da işleri hızlandırmayı düşünüyorum. Seninle de tanışmasını istiyorum.''

''Seve seve dostum, tanışalım. Baya baya evleniyorsun yani sen şimdi?''

''Öyle evleneceğim! Daha sonra görüşürüz.''

****Sevkiyat& Barlas

Sevkiyat günü gelip çatmıştı. Bu işi başarıyla sonuçlandırması gerektiğinin farkındaydı. Sevkiyata dair bütün bilgi, belge, doküman ve görüntülere sahip deliller ondaydı. Her şeyi merkeze aktarması gerekiyordu. Sevkiyat, başlar başlamaz ilk iş merkeze bilgi verecekti. Zaten sevkiyat uluslararası operasyon nezninde takip altındaydı. Bugüne kadar olan her şeyi kayıt altına alıyordu. Kayıtlar belirli zaman dilimleriyle merkeze gidiyordu. Bunun için son teknoloji kullanılıyordu. Sevkiyat hazırlanmış, Barlas, bire bir tüm hazırlığın içinde bulunmuş. Sorunsuz bir şekilde yola çıktıktan sonra yavuzla görüşmüş. oOgece sabaha kadar çalışmıştı. Sabaha karşı merkeze bilgi vermek ve görüntüleri aktarmak adına güvenli odaya geçmiş Zekeriya' dan gelecek olan bağlantıyı bekliyordu.

**** Merkez

''Efendim, görüşme için hazırız!''

''Tamam, başlayalım.''

Ekip hazır bir şekilde bekliyordu. Zekeriya, görüntüyü ekrana verdi. Yasin tüm olan biteni anlattı. Bu sırada da görüntüler aktarıldı.

''Her şey yolunda, İdal ile sabaha kadar çalıştık. Ondan da Katarla ilgili bilgi almaya çalıştım ama pek faydası olmadı. Açıkçası fazla meraklı da olmak istemedim. Dikkat çekmek istemeyiz. Bu konuyla ilgili yavuzdan bilgi almam gerektiğine dair bir konuşma yapıp konuyu kestirip attı piç! Affedersiniz efendim. ''

''Bu arada, Süreyya 3 gün sonra kesin dönüş yapıyormuş. Yavuz bizi tanıştırmak istediğini söyledi. Evlilik hazırlığı sürecine başlayacakmış.''

''Anlaşıldı. Üretim kısmı?''

''Yavuz o konuda fazla özgüvenli ve çok hırslı! Yeni bir uyuşturucu madde üzerinde çalışıyor, net sonuçlar için kısa bir zaman kaldığından bahsetti. Çok büyük bir imalathane ve çok fazla çalışan var! Profesyonel bir ekiple çalışıyor. Bu iş sandığımızdan büyük! % 70 ' lik bir Pazar payından ve güçten bahsediyor. Bu çok büyük bir güç demek! Çok sıkı bir denetim söz konusu. Oradan da görüntüler aldım. Aktarım bittiğinde birazdan siz de neyle karşı karşıya olduğumuzu göreceksiniz. Deneyler hayvanlar üzerinde yapılıyor. Fakat benim dikkatimi çeken başka bir durum oldu. Sanırım insanlar üzerinde de deneyler yapmaya devam ediyorlar! Ölümle sonuçlanan deneyler! Gördüğüm şeyler yüzünden dehşete düşmemek elde değil! Bunlar cani, acımasız, hiçbir kural tanımayan, bir örgüt bence. Şüphelendiğim bir şey daha var ama o konuda emin değilim. O yüzden şimdilik aktaracağım rapor bu şekilde!''

''Anlaşıldı Yasin. Yalnız şüphelendiğin şeyi bilmek isterim. Benim de aklıma takılan bazı şeyler var. Belki bağlantılıdır.''

''Mümkün, şöyle ki ben yavuzun gizli ve büyük bir örgüte üye olduğundan şüpheleniyorum. Böylesine sapkın bir adam olması bunu bana düşündürdü! Bunun için araştırma yapmaya başladım! Serhat' la iletişime geçtim, bu konuyla ilgili onunda şüpheleri var! Ama elimizde kanıt yok!''

''Anladım Yasin. Bende aynı şeyi uzun zamandır düşünüyorum! Peki, bunun da peşine düş ama dikkatli ol bu düşündüğümüz şey gerçekse tamamen farklı bir oluşumla karşı karşıyayız demektir. Bu konu üzerine ayrıca düşüneceğim. Bakalım neler yapabiliriz. ''

''Anlaşıldı efendim.''

Zekeriya görüşmeyi sonlandırdı. Toplantı odasına büyük bir sessizlik hakimdi. Gökbey, bir süre düşündü ve sessizliği bozdu.

''Zekeriya, yavuzun evinin krokileri çizimleri elimizde mi? Hem ailesinin hem de kendi evinin? Ayrıca şirkette dahil buna, hemen hepsini ekrana ver? Yer altını da görebilir miyiz?''

''Hemen ilgileniyorum efendim.''

Nihat : ''Rütbeyi kenara bırakabilir miyiz efendim?''

Gökbey: ''Bırakabilirsiniz abi?''

Nihat : ''Tam olarak neyden şüpheleniyorsun Gökbey? Neye bakmamız gerekiyor?''

Mustafa: ''Aynen, ben de merak ediyorum. Nasıl bir oluşum olabilir. Bu yavuz itinin eti ne budu ne ?''

Gökbey:''Karşımıza çok çirkin bir yapı çıkabilir. Bunun olmasından korkuyordum. Yavuz nasıl bir karakter bana profilini çizmek ister misiniz? ''

Nihat : ''Adam acımasız, bir o kadar da gaddar! Gözünü her an karartabilen çok güçlü sarsılmaz hırslara sahip. Takıntılı, katil.''

Mustafa: ''Sapık, sapkınca tecavüz bağımlısı. Şiddet ve işkence bağımlısı.''

Yaman: ''Tek bir karaktere sahip olduğunu düşünmüyorum. Yavuz, bence uzmanlar tarafından incelenmeli. İki değil birkaç karaktere sahip! Şizofren tanısı vb onun için az kalır.''

Aziz: ''Aynen, adam aynı gün içinde birkaç karaktere bürünebiliyor ve bunu çok ustaca yapıyor!''

Mustafa: ''Kibirli, kindar, saygın iş adamı, aile adamı, aşk adamı, hatta yakında iyi bir eş olma adayı rolünde.''

Nihat : ''ve dahası.. Anlıyorum. Nereye varmak istediğini anlıyorum Gökbey!''

''Şimdi şöyle yapıyoruz! Zekeriya bize istediklerimizi çıkaracak. Yaman, Nihat ve ben öncelikle yavuzun gizli çıkış yapabileceği yerleri araştıracağız. Bu iş bitince size yardım edeceğiz.

Aziz Mustafa siz ikiniz geçmişe dönük yavuza ait kayıp zamanlar var mı ona bakacaksınız, her detay önemli öncelikle onlara bakın! Çocukluğuna da inebilirsiniz. . Yurt dışı çıkışları da buna dahil. Mutlaka bir şey olmalı! Hiçbir şeyi gözden kaçırmayın! Babasını da daha detaylı araştırın.''

Nihat : ''Tamam, hadi beyler. Bulalım şu pisliği!''

Zekeriya: ''Aziz, sen diğer bilgisayardan çalışabilirsin. Oradan her şeye ulaşabilirsin. Yardıma ihtiyacın olursa bana söyle.''

Aziz: ''Tamamdır.''

Mustafa:'' Vay anasını avradını arkadaş ne operasyonmuş. Bir çökemedik üstlerine! Habire bir şey çıkıyor! Bu operasyona başladığımdan bu yana midem sürekli bulanıyor! Bu herif bende, yan etki yaptı.''

Zekeriya:'' O etki bende de var abi! En son Paris' te yaptıklarını biliyorsunuz! Korkunç bir şey! Süreyya' ya olan sapkınlığının boyutu tahmin edilenin üst düzeyinde bir şey!

Mustafa: ''Bana Süreyya deme Zekeriya vallahi içim ürperiyor!''

Yaman: ''Süreyya ile ilgili bir plan düşünmüştür hem Gökbey, unu o sırtlana bırakacak değiliz! Bunu zaten konuşmuştuk. İçin rahat olsun abi.''

Gökbey: ''Çökeceğiz hem de öyle bir çökeceğiz ki. Türkiye Cumhuriyetinin kim olduğunu, onlara devletin yumruğuyla göstereceğiz! Emin ol az kaldı! Hadi herkes iş başına ortaya bir şeyler çıkardığımızda başkana bilgi vereceğim! ''

Ekip hep birlikte derin bir araştırmanın içine girmişti. Şüphe bir kere düşmüştü içlerine! Düştüğü yerde, bilinmezliklerin içindeki var olduğunu bildikleri o küçücük ışığı aramaya devam ettiler.

 

Loading...
0%