@olesinebiriii___14
|
Bir sonraki destek seansı, Miran için yeni bir başlangıcın habercisi olabilirdi. Elif, yanındaki kayıpların getirdiği duygusal yükleri taşıyan diğer katılımcılarla birlikte oturmuştu. O gün, grup terapisine farklı bir yaklaşım getirilmişti; katılımcılara hayatta kalmak için gerekli olan olumlu anılarını paylaşmaları istenmişti. Miran, etrafında tim arkadaşlarını görünce, içindeki kaygı biraz olsun hafifledi.
Miran, derin bir nefes alarak içindeki huzursuzluğu yenmeye çalıştı. Kayıplarının ağırlığı hâlâ kalbinde bir yerlerde duruyordu, ama Elif’in yanındaki desteği ve tim arkadaşlarının varlığı ona biraz rahatlık veriyordu. Kendine güvenerek, söze ilk başlayan kişi olabilmek için cesaret toplamaya çalıştı.
“Benim için en zor an, en yakın arkadaşımı kaybettiğim gündü,” diye başladı Miran. “Ama onu unutmak istemiyorum. Onun cesareti, yaşamak için bir sebep bulmam gerektiğini hatırlatıyor bana.”
Tim arkadaşları, Miran’ın yanındaki kaybı hissederek başlarını salladılar. Ali, Onur, Barış ve Kemal, hepsi Miran’ı desteklemek için oradaydılar.
Grup terapisi uzmanı, Miran’ın söylediklerini dinledikten sonra ona yöneldi. “Miran, bu hatıra senin üzerindeki yükü taşımanı zorlaştırıyor gibi görünüyor. Peki, bu anıyı, arkadaşının anısını onurlandırarak nasıl yeniden şekillendirebilirsin?”
Miran, bu soruyu düşünmeye başladı. “Belki de onu yaşamak için… onun cesaretini ve bana duyduğu güveni boşa çıkarmamak için mücadele etmem gerekiyor.”
Elif, onun yanındaki bu değişimi gözlemleyerek içten bir gülümseme ile onu destekledi. “Evet, Miran. Onun hatırasını yaşatmanın en iyi yolu, hayatını dolu dolu yaşamak. Onun için savaşmaya devam etmelisin.”
Bu sırada, Ali söze girdi. “Miran, biz buradayız. Kayıp arkadaşımızın hatırası bizim için de çok önemli. Onun için mücadele edeceğiz. Senin yanındayız, bunu unutma.”
Onur, “Kayıp arkadaşımız hepimizin dostuydu. Onun hatırasını yaşatmak için birlikte savaşmalıyız,” dedi.
Barış, “Evet, Miran. Birlikteyken her şeyin üstesinden gelebiliriz,” diyerek cesaret verdi.
Kemal ise, “Her zaman seninle olacağız, Miran. Unutma, biz bir aileyiz,” diye ekledi.
Seansın ilerleyen dakikalarında, grup içindeki diğer katılımcılar da kendi olumlu anılarını paylaşmaya başladılar. Her biri, geçmişin acılarına karşı durarak geleceklerine umutla bakmaya çalışıyordu. Miran, o an kendini bir bütünün parçası gibi hissetti. Yaşamak ve hatırlamak arasında bir denge bulmuştu.
Terapinin sonunda, grup terapisti katılımcılara şu cümleyle seslendi: “Unutmayın, geçmişteki acılarınızı onurlandırmak, gelecekteki hayatınızı şekillendirebilir. Her biriniz yeni bir yolculuğa çıkıyorsunuz.”
Miran, Elif’e dönerek, “Onun hatırası için mücadele etmeye devam edeceğim. Bunu yapabiliriz, değil mi?” dedi.
Elif, başını sallayarak, “Elbette, Miran. Birlikte her zorluğun üstesinden gelebiliriz.”
Ali, Onur, Barış ve Kemal de Miran’a destek verdiler. “Her zaman yanındayız, Miran. Birlikte bu yükü taşıyacağız,” dediler.
Miran, tim arkadaşlarının ve Elif’in desteğiyle kendini daha güçlü hissetti. Kayıplarının gölgesinde büyümeye başlayan bir umut ışığı belirmişti. Artık hayatta kalmanın anlamını bulmuş, geçmişin ağırlığını omuzlarından atmaya başlamıştı. |
0% |