@olesinebiriii___14
|
Miran, karargahın dışına adım attığında, sabahın ilk ışıkları henüz doğmamıştı. Her şey sükunet içinde, ama içindeki fırtına dinmek bilmiyordu. Beş saatlik hazırlık süresi, ona göre yetersizdi. Ama başka bir şansı yoktu. Hedefi netti; düşman, arkadaşının ölümüne sebep olan kişi… Ve Miran, her geçen saniye, o kişiyi bulmak için daha da sabırsızlanıyordu.
Karargahın önünden geçerken, kısa bir süreliğine durup, gözleri tanıdık duvarlara, her biri bir hatıra taşıyan yerlere takıldı. Burası, onun görev yaptığı, takım arkadaşlarının yan yana savaştığı yerdi. Ama şimdi her şey değişmişti. İçindeki boşluğu, sadece intikam alarak doldurabileceğini hissediyordu.
Yola koyulduğunda, etrafındaki manzara ona yabancıydı. Bu yol, bilmediği, tehlikelerle dolu bir yoldu. Zihninde, arkadaşının son anları, son bakışı, ona atılan son sözler vardı. O an, her şeyin öncesinde bir anıydı. O yüzden şimdi bu yolda, yalnız yürümek zorundaydı.
İlk birkaç kilometreyi sessizlik içinde geçirdi. Zihnini, hedefine odaklamaktan başka hiçbir şeye veremiyordu. Ağaçlar arasındaki yol daralmaya başlamıştı. Gözleri dikkatle etrafı taradı. Herhangi bir hareket, bir silüet, her şey önem taşıyordu. Yavaşça, silahını hazırladı ve beklemeye başladı. Tıpkı bir avcı gibi, her an düşmanının ortaya çıkmasını bekliyordu. Ama bir tehlike yoktu. Bazen, bir hedefi takip etmek, yavaş ve dikkatli bir adım atmak kadar tehlikeli olabiliyordu.
Bir süre sonra, ileride bir kamyonet görünmeye başladı. Miran’ın kalbi hızla çarpmaya başladı, çünkü hedefinin o kamyonette olduğuna dair bir hissiyatı vardı. Kamyonet yavaşça ilerlerken, Miran kamyoneti takip etmeye başladı. Her adımda daha da yaklaşan bir his vardı. Savaşta olduğunda her şey netti, ancak şimdi sadece ruhunda taşıdığı boşluk, gerginliğe dönüştü.
Kamyonetin durduğu noktada, Miran da pozisyonunu aldı. Çevresine bakarak, dikkatlice ilerlemeye başladı. Her hareketi, düşmanını yok etmek için son derece dikkatliydi. Kamyonetin yakınlarına geldiğinde, bir an için durdu. Sadece bir adım kaldı. Her şeyin aniden patlaması, ona yalnızca bir an mesafedeydi. Ama ne olursa olsun, bu gece sona ermeden, adaletini yerine getirecekti.
Miran, yavaşça kamyoneti izlemeye devam etti. İçindeki öfke, intikam isteği, bir an önce harekete geçmesini sağlıyordu. Ama önce, her şeyin doğru zamanda olması gerektiğini biliyordu. Düşmanına yaklaşmak, onun düşüncelerini okumak, yalnızca bu yolda ilerleyebilirdi. Ve ne olursa olsun, o adamı bulmak, arkadaşının kanını yerde bırakmamak için her şeyi göze almıştı. |
0% |