Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Aşksiyahı

@ordecik

Ah, koyu menekşe, kara gül!
Gün düşmesin yapraklarınıza, işitmesin özünüz hiçbir gül
Tek renk damlamasın toprağınıza, kara toprağınıza
Ama düşmeyin en büyük karanlığa, hiçbir zaman açılmayan kapıların ardına

Küsmeyin bana ne olur, dileğim size hakaret değil
İsteğim bir can, bir nefes, duyan biri tacını kapatmadan
Kaçınız iteledi beni uzaklara, çok uzaklara
Şimdi buradayım, kara çiçeklerin yatağında

Ellerimde bir Aşksiyahı, nedir bilir misiniz
Gözyaşlarımla beslenir sivri yaprakları, neden solmaz bilir misiniz
Ne kadar kanatsa da yüreğimi neden ölmem bilir misiniz
Bir kez yakaladığında sevdanın ağları, kelebekler yıkabilir dağları

Güller, orkideler, menekşeler; her yerde yeşeren renkler
Gündüzleri cezbetse de her biri, ya ay ışıklı geceler?
Oradaydı, tarhında - duruyordu acı kokusuyla
Gönlüm ararken kendini, kaderinde buldu kendini

Kendi bahçemde bir çiçek, korkardım her boynunu büküşüne
Belki rüzgarından sevgimin, belki sadece ona doğan güneşime
Göz göze, yan yana, dikenine bile sımsıkı sarılmışım
Kalbime batan zehrini yeşeren bir fidan sanmışım

Derinlere, derinlere dur demedim köklerine
Yaprağından damlayan tat vardı dilimde, sarmaşıklar tırmanırken ellerime
Ah, o acı yırtarken tenimi kaçıp gitmedim ama niye
Akıl deviriyorsa duyguların tahtını, aşk devirir insanın aklını

Ve şimdi, zindana atılmış bir kral gibi
Gün ışığı bile aydınlatmaz bu karanlık yüreğimi
Ey Aşksiyahı, duy gölgene muhtaç köleni
Senin olsun bedenim de tahtım da, tacı olan sadece sen varsın hayatımda

İşte böyle, kendi sözlerim iktirir beni onun ellerine
Ah, kapatabilsem şu çenemi, uzanabilsem demirlerin ötesine
Belki değildir gerçekten canımı yakan şu dikenli Aşksiyahı
Belki onun açtığı yaralardır doyuran aynadaki karanlığı

Loading...
0%