Boynum bükük, yalnız başıma
Karanlıkta donuk bu canısönük bedenim
Yıldızlar küskün parlamaya her gecemde
Kuruyan damlaları mırıldanır önümde siyah dalgalar
Hatırlıyorum, takvimin her yaprağı
Islanırdı kendi gününün renginde
Yıllar, tek melekli cennetimde gökkuşağı
Ve beni şefkatle tutardı avuçlarında tatlı pembe dalgalar
Rüzgar gelip serince eserdi çağırdığımda
Kahkahalarıyla gülücükbulutları oluştururdu omuzlarımdan kalkan kuşlar
Kanatlar birikirdi havada, kimisi konar, kimisi uçar uzaklara
Üstlerinde hiç batmayan güneş, altlarında tatlı pembe dalgalar
Hatırlıyorum, ufukta kara bir gemi belirdiği zaman
Hatırlıyorum, kanlı burnu ile geliyordu iğrenç adlı "Zaman"
Hatırlıyorum, öylece korkudan titrediğim zaman
Zaman'ın altında can çekişiyordu acı kızıl dalgalar
Çarptığında Zaman'ın burnu şiddetle
Yaprak yaprak dağılan narin gökkuşağıma
Kuşlar kördü sönen güneşin altında
Önce Zaman'ın sivri gövdesi, sonra kararan soğuk dalgalar
Ey, duysan sesimi câni Zaman!
Sorarım, silebilir misin üzerindeki kanı hiçbir zaman
Şu bükük boynum var iken burada
Neden masumları hatırlar pençende bu koyu siyah dalgalar
Ey, duysan sesimi câni Zaman!
Sorarım, silsem de biter mi şu yaşlar gözlerimden akan
Söyle, ne günahın işkencesini çeker bu can
Ve ömrümü derinliğine gömdüğüm bulanık siyah dalgalar