Kalbine değirme nihil'leke, ey Yabancı!
Neler eder elem emel, ellerine düşerse gözlerin apaçığın
Melekpençe kedinin kanatları uzanır her kum damlasına, unutma
Ebediyen azât gönül veren ad hüzünkurak diyarda
Öz yolculuğunda yoldaş yarınlara yâr beyaz kuş
Gagasıyla sunar zafer kader tin ışığı
Gündüzüne yas düşürme karagül ile ey Yabancı!
Divyuvasının şarkısıdır gözyaşı ve gün ağıdı
Yarınların kılıcını kutsar Gece eri dünşehitleri
Göğüskadehinin alevine fısıltı geçirmez tüyleriyle gecekanadı
Kuşan yüreğine en haklı yolculuğunun sarsılmaz zaferini
Güneyden kuzeye galip şahinin safında cengeder gibi
Apaçık takvimlerde tâcın ve şahname, ey Yabancı!
Şu dalgalanan değil mi özrengi bayrak dün ve ardı tepelerde?
Ve yüreğine nur saran örtüsüyle uzanan o ilk gecede?
Ve yüreğine yedi yüce geceyi kalkan eden hanede?
Ve adımlarının silinemediği galip çıktığın çöllerde?
Ve anılarının silinemediği cennet tahtlı gözlerinde?
O halde adımla yarınelini bileğinin kuvvetiyle, ey Yabancı!
Unutma, elinden düşmez hiçbir zaman nefesine yakın olanın kılıcı
Unutma, mutlak aşkıydı dik tutan hilal gazvesinin bayrağını
Unutma, şüphe-def kanatlandırır ancak gecegüneşinin şafağını
Yüreğinden düşmez yakîn olduğunda kadehin alevi yakınında
Yarınlarda beyaz kuş kalkan olur omuzunda attığın her adımında