@patipiyon
|
“Supriz!Bir erkek bebek. Bebek şaşırttı bizi” dedi biri. “Şimdi bu kordondan kurtulalım!” neşeli bir sesti aslında ama anlamadım. “Erkek mi? Yine mi?” Gülen yüzüm bu donuk sözlere karşı sönmüştü. Haberi bekleme salonunda ki babaya verdiğimde, babanın gözlerinin dolduğunu gördüğüme yemin edebilirim. Evet biliyorum. Bir kız bekliyordu aile.Ve anne... Doğum için tehlikeli bir yaşta tekrar hamile kalmak... Bu yüzden o çok zorlandı. Annenin kalp atışları yavaşladığında korkmadım değil. Ama o güçlü bir kadındı. Derince iç çektim. Ameliyat önlüğümü çıkarırken zihnimde tartışıyor olduğum bu konu beni mutsuz etti. Bir çocuk sahibi dahi olamıyorken, cinsiyet yüzünden o “herşeye değecek” sevincin üstünü karalayan anne babalarla karşılaşmam, doğum uzmanı olarak canımı en çok sıkan şeydi. Zorundalıksız kürtaj yaptıranlar mı? Ben susma hakkımı kullanıyorum. Hikayemde argo kelimelere yer veremem. Edebiyat dersini hiç sevmezdim ama edebiyatı kötüye kullanmam yanlış olur. Eldivenleri çıkarıp maskeyle birlikte çöpe attım. Bakışlarım yerde ki krem zemine dalarken beyaz önlüğümü giydim. Gözlerim kurumuş, ve acımıştı. Muhtemelen bir haftayı aşkın süredir doğru dürüst uyumadığım içindir. Bir kaç gündür yenidoğan sayısı önceki günlere oranla çok arttı. Aileler yaz tatiline mi yetişmeye çalışıyor anlamadım. Tatil demişken bir tatil yapıp tüm yılın yorgunluğunu üzerimden atsam keşke. Ameliyathaneden çıkıyorum. Aslında bakarsanız her ne kadar anne normal doğum için ısrarcı olsa da sezeryan doğum yaptırma kararının doğru karar olduğu zaten açıktı. Bir daha hastalarla böyle bir konuyu tartışma gereği bile duymayacaktım.Onun güçlü olduğunu söyledim, kabul. Ama yine de daha fazlasına dayanamazdı. Hafifçe esneyerek saatime baktım. Gece çok yoğun geçmişti. Neyse ki şimdi eve gidip dinlenme isteğimi gerçekleştirebileceğim. Tabi Aslı yine huzursuzluk çıkarmazsa... Nedeni aşikar. Bir kadının hak ettiği en güzel duyguyu ona tattıramadığım için kendimden utanıyorum. Sahi uzun süredir baş başa bir şeyler yapamadık. Tüm günümü ona ayıracağım. Bu düşünce bana mutluluk veriyor. Monodiyoloğuma denk şekilde aynı anda yürüdüğüm için hastane koridorlarını ne zaman geçmişim bilmiyorum. Otoparktayım. Allah’a şükür kazancım yerinde. Ama bir hekim dahi olsam paramla sağlık satın alamıyorum. Sabah saat altı. Gün ışığı capcanlı, yüzümü aydınlatıyor. Biraz ayıldığımı hissettim.Güzeldi. Otoparktan çıkıp evin yolunu tutuyorum. Çevre yolundan sonra yardımsever navigasyonumun uyarılarını dikkate alıp, kırmızı gözüken ana yollar yerine yan yollardan ve ara sokaklardan geçmeye özen gösteriyorum. Sabit hızda sorunsuz ilerlerken dar bir sokağa giriyorum. Tek tarafına şerit halinde park edilmiş araçlar yolu daha da daraltmıştı. Önüme belediye otobüsü çıkıyor. Sabırsızca beklemeye başlıyorum. |
0% |