@patipiyon
|
"Al, bu senin." elini Yusuf'a uzattı. Yusuf varlığını unuttuğu bu oyuncak arabayı tekrar görmesi ile şaşkınca bakakaldı. Ve o anda gözleri yeniden Esra'yı buldu. Ancak daha bir kaç saniye sürmemişti ki bir anda sirkelenerek bu durağanlığı üzerinden attı. Esra'nın elini tuttu. Esra'ya göre kuvvetini göstererek nazikçe Esra'nın avcunu geri kapadı. Kendisine uzatılan bu küçük eli geri itti. Başını yana eğerek kocaman gülümsedi. Gülüşü göz kamaştırıcıydı. Başını iki yana sallarken "Das ist bei Ihnen." (Bu senin olsun) dedi. Öyle anlar vardır ki kokusundan,görüntüsüne hatta ses tınısına kadar her ince ayrıntıyı zihninin en derin yerine kazır, o anın sana verdiği duyguları dondurup saklarsın. Ve yıllar sonra... Zaman eskiyip öldüğünde geride sadece yaşayan canlı bir anı kalır. Hatıralar güzelse o zaman gülüşür göz kapaklarının arasında. Bir mutluluk sanki bir süpriz gibi tekrar seni bulur. Ve yaşadığın o an için "hiç unutamayacağım" diye gelecek adına söz veremesende "hiç unutmak istemediğim" der ve aklında kalan her saniyesi için şükredersin. Yusuf benim için öyleydi. Aradan geçen yıllar onu değiştirdi mi? O şu an nasıl biri? Beni büyük ihtimalle hatırlamayacak. Almanyada yaşarken Türkçe öğrendi mi acaba? gibi kaygılı sorularımı kenara itip şunu diyorum. Yaşama tutunmak için yapmak istediğin bir düş yeterli olur. Önemli olan bir düşün gerçekliği... Yusuf uyandı. Ben şu an hastanede onun odasının önündeyim. Onunla buluşacağım ve ona aklımdaki soruları sorabileceğim. Kapıyı tıklıyorum. Bekliyorum ses gelmesini, cevap verildiyse de duyamıyorum. Kapı kulpunu tutup yavaşça açıyorum. Aradan gözüken açık mavi duvarlar var. Açmaya devam ediyorum. O kadar heyecanlıyım ki! Beyaz yatağın ayak ucu gözüküyor. Kapıyı açıyorum. Kalabalık ziyaretçiler var. Onun üzeri çarşafla örtülü. Üstünde hastanenin kareli önlüğü… Başı sarılı. Hayır, yatmıyor. Oturur vaziyette. İçeri giriyorum yataktakine doğru bakıyorum. Etrafı kalabalık. Yaklaşıyorum, ayakkabım yerde tıkırdıyor sanki. Bir ben duyuyorum. Bana bakıyor. Duruyorum. Heyecanım sesime yansımasın diye son kez derin bir nefes alıp konuşuyorum: “Merhaba?” Yusuf gülümseyerek cevap veriyor. “Merhaba...” SON 10 Temmuz 2017 -Gül Yılmaz |
0% |