rafiğin hiç olmadığı bu şehirde iki saatlik araba yolculuğunun ardından kolayca Ayşe'nin evine geldiler. Ayşe eve vardıktan sonra komşusuna bıraktığı Yusuf'u eve getirmişti. Yorucu yolculuk herkesi acıktırmaya başlayınca Nermin ve Ayşe yemek hazırlamaya koyulmuş, Hale ise kendilerine ayrılan odada uyuyakalmıştı.

O esnada Esra, Yusuf'u aralık kapısından gözüken geniş duvarlarına türlü türlü resimler yapılmış çocuk odasında oyun oynarken gördü. Onun yanına gidip oyun oynamak istedi. Ve kapıdan başını sokup merakla odanın içine baktı.

İlk dikkatini çeken; oyun masasının üstündeki legolardan yapılmış robotlardı. Şekil bakımından en gösterişlisi Yusuf'un hemen yanındaydı. Görünüşe göre hala yapımı bitmemişti.

Kapıyı yavaşça açmaya başladı. Sandığının aksine kapı gıcırdamayınca kapıyı ardına kadar açıverdi.

İçine oturulabilecek kadar büyük kamyoneti gördü, tekerlekleri dönünce farları yananlardandı bu. Ve ne çok da oyuncak araba vardı. Saymayı bildiği sayılarla saymanın yetmediği kadar çoktu hemde.

Bu enine dikdörtgen bir odaydı, orta boy, yarı yeşil yarı beyaz giysi dolabının hemen yanında ki yatak kocamandı ve yatağın üzerine Oyuncak Hikayesi baskılı pike takımı örtmüşlerdi. Uzun süredir köy evinde ki üzerinde tüylü kahverengi battaniye olan rutubetli divanda kızkardeşi ile uyuduğu için Ankara'daki evini ve kendi odasının da böyle güzel olduğunu unutmuştu. Bu oda ona oldukça modern ve zengin gelmişti. Adeta mühürlenmişçesine içeri bir adım attı.

"Ben de seninle oynayayım mı?"

Yusuf duyduğu sese karşılık yüzünü Esra'ya çevirdi. Yüzünü daha da küçük gösteren yuvarlak gözlüklü bu esmer kıza şaşkınlığıyla bakmaya başladı. Yusuf'un alnındaki tel tel kumral saçlarının aralarından huzursuz olmuşçasına kaşlarının kıvrıldığı görünüyordu.

"Oyuncaklarınla... oynayabilir miyim?" Esra'nın ince sesi çınlamıştı. Yusuf'un kaşları çatıldı.

Esra, belki duymamıştır, diye daha da yaklaşıp aynı soruyu yüksek sesle bir kez daha söyleyince, Yusuf elinde ki legoyu şiddetle atıp ayağa kalktı:

"Mutter! Guest Madchen hat mich verflucht!* (Anne! Misafir kız bana küfür etti)