Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@rachelaery

Eve dönüş yolunu hatırlamıyordum. Gözlerimin önünden nehirin muhteşem manzarası bir saniye bile ayrılmıyordu. Suyun tadı gözyaşları gibiydi, yani belki de orası gerçekten Elora ve Sora'nın ilk karşılaştıkları yerdi. Dennes'in bu kadar önemli bir yerin varlığından haberdar olmamasına şaşırtmıştım ama saraydan savaş seferleri dışında nadiren çıktığını düşündüğümde bu normaldi.

O nehirin keşfedilmemesi bir mucizeydi.

Eve vardığımda ilk olarak Andra'yla karşılaştım. Sarı saçlarını her zamanki gibi sıkı bir topuz yapmak yerine açık bırakmıştı, üzerinde lila rengi bir gecelik vardı. Yıllardır aynı evde yaşıyorduk ama onu daha önce hiç böyle rahat kıyafetler içinde görmediğimi fark ettim.

"Dikkat çekmeye çalışıyorsan tebrikler, başardın." Kavga etmeye çalışıyorsa hiç havamda değildim. Tüm gün dışarıda olmak ve o kadar yürümek beni yormuştu. Onu arkamda bırakarak sessizce koridorda ilerledim. Peşimden geldiğini duyabiliyordum.

Neredeyse herkes yataklarında olmak yerine ana salondaydı. Odaya girdiğimde etrafı bir sessizlik kaplarken gözler bana döndü. Bu şekilde ilgi odağı olmaktan nefret ediyordum.

Bakışlarıım Leo'nunkilerle buluştuğunda koşar adımlarla yanıma geldi. "Tanrılar... neredeydin?"

Bu kadar büyük bir yargaraya gerek olmadığını söyleyeceğim sırada Andra'nın sesini duydum.

"Çok uygunsuz davranıyorsun, Fedora. Senin gibi soylu birisi geç saatlere kadar sokaklarda kalamaz."

Leo onu onayladığını belirten bir homurtu çıkarırken başını salladı. Onu hayal kırıklığına uğrattığım zamanlar çok nadirdi, çünkü hep destekleyici olmayı seçerdi. O yüzden yüzündeki bu ifadeye alışkın değildim.

"Nerede olduğunu açıklayacak mısın?" Endişelerini anlıyordum ama başının çaresine bakamayacak bir çocuk da değildim. Konuşmak üzereyken duyduğum keskin ses durmama neden oldu. Babamın sesiydi- onun benimle, ya da hiçbirimizle, böyle konuştuğunu hatırlamıyordum. O kadar yanlış bir şey bile yapmamıştım.

"Bizi yalnız bırakın, odalarınıza gidebilirsiniz. Uzun bir gündü, iyi geceler." Herkes ayağa kalkarak aceleci bir şekilde yanımdan geçip gitmeye başladı. Andra beklediğini almış bir şekilde dudaklarını büzerek odadan çıktı. Isaac kaşlarını kaldırarak başımın belada olduğunu ima etti. Babam bakışlarını kıpırdamayan tek kişiye- Leo'ya çevirdi. "Sen de evlat, onunla yalnız konuşacağım."

Leo birkaç saniye emin olamasa da yavaş adımlarla omzuma dokunarak bizi yalnız bıraktı. Babamla uzun, oldukça uzun, zamandır ciddi bir konuşma yapmamıştım.

Derin bir nefes alarak aramızdaki boy farkı yüzünden çenemi dikleştirdim. "Biraz hava almaya çıkmıştım, geç olduğunu fark etmedim."

Bana arkasını dönerek masanın üzerindeki şarap şişesini aldı ve kadehini doldurdu. "Beni hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyorsun. Kimseye nereye gittiğini haber vermeden evi terk etmemeliydin. Kim olduğunu fark eden kötü niyetli insanlarla karşılaşmadığın için şanslısn, Fedora."

Öfkenin damarlarımdaki kana karışırken dudaklarımı birbirine bastırdım. "Kimse senin kızın olduğumu bilmiyor. Beni tanımazlardı."

Şaraptan uzun bir yudum aldı. Yüzüne dikkatle baktığımda beyaz teninin daha da soluklaştığını ve gözaltlarının koyulaştığını fark ettim. Aslında değişim oldukça belirgindi, daha önce fark etmeliydim.

Elza'yı geri getirmek için ne yaptığını düşünmek istemiyordum. Midemin bulandığını hissettim. "Bundan sonra halkın arasında dolaşmayacaksın. Sen soylu bir kadınsın."

Öfkeyle dişlerimi sıkarken derin bir nefes daha aldım. Babam çoğu zaman sahip olduğu güçle övünmeyi severdi. Arkadaşlarının ya da görüştüğü herkesin soylu ya da saygı gören kişiler olmasına dikkat ederdi. Ama aşık olduğu kadın, Elza halktandı. Ne kadar da ironikti.

"İstediğim yere gitme, istediğimi yapma özgürlüğümü alamazsın."

"Sözümü dinleyeceksin."

Öfke yüzünden sesimin yükselmesine engel olamadım. "Yapmayacağım."

Şaraptan başka uzun bir yudum aldı. "Ah, evet yapacaksın... dışarı çıkma iznin yok. Eskisi gibi odana kapan, bunda iyisin."

Buna o karar veremezdi. Bunu yapamazdı. Yasaklı olmasına rağmen ölen bir ruhu geri getirmeyi amaçladığını bildiğimi yüzüne vurmak istedim ama kendimi sakinleştirerek derin bir nefes aldım. Öfkeyle karar vermek her zaman istemediğim sonuçlara yol açmıştı.

"Beni eve hapsedemezsin."

"Bu konuşma bitti, odana git." Sinirlerim hayal kırıklığına dönüşürken ana salondan ayrıldım ve merdivenleri hızlıca çıktım. Onu dinlemek zorunda değildim, beni lanet tüm gün gözetleyemezdi. Sadece istediğini aldığını düşünmesini sağlamanın yeterli olacağını umdum.

Odama girdiğimde kapıyı sertçe kapatarak sırtımı yasladım. Annemin etrafta olmasını özlüyordum. O asla böyle bir şey yaptığım için bana ceza vermez, hatta kızmazdı bile. Her zamanki gülümsemelerden birisini yüzüne yerleştirir ve bugün eğlenceli bir şeyler yapıp yapmadığımı sorardı. Ben de heyecanla gördüğüm nehiri anlatırdım. Neden burada değilsin, anne? Seni özledim.

Gözlerim yaşlarla dolarken başımı ellerimin arasına aldım. Onun için daha fazla gözyaşı yoktu. Beni bırakıp gitmişti.

Kapı yavaşça çalındığında irkilerek gözyaşlarımı sildim. Kimseyle konuşmak istemiyordum ama merak duygum ağır gelerek kapıyı açmama neden oldu. Leo'ydu.

Kapı pervazına yaslanırken içeri girme konusunda tereddüt ettiğini görebildim. "İyi olduğundan emin olmak istedim."

Bildiklerini neden benden saklıyorsun, neden babama yardım ediyorsun diye sormak istiyordum ama şu an zamanı değildi. Babamın Elza'yı geri döndürmeye çalıştığını bildiğimi söylersem sonra ne olacağından emin değildim. Onu korumak için bana cephe alır mıydı? Ya da bunu saklamam için beni tehdit edecek kadar ileri gider miydi?

"İyiyim," Kapıyı kapatmak için uzandım. "Endişelenmene gerek yok, iyi geceler." Kapı tamamen kapanmadan önce elini aralığa sokarak durmama neden oldu. "Son zamanlarda... konuşamadığımızın farkındayım. Sadece benim için önemli olduğunu unutma."

Aramızdaki kapı yüzünden yüzünü göremiyordum ama sesi üzgün geliyordu. Yutkunarak sessizce tekrar ettim. "İyi geceler, Leo."

Elini aralıktan çekmezken bir süre aramızda sessizlik oluştu. Dile getirilmemiş sözlerin ağırlığı havayı delip geçti. "Tüm gün eve gelmeni bekledim." Muhtemelen doğru bile değildi, yapacak çok daha önemli işleri vardı değil mi?

Cevap vermedğimde devam etti. "Nasıl söylemem gerektiğinden emin değilim... nasıl tepki vereceğinden de. Sen tahmin edilemezsin, Fedora. O yüzden uzatmadan söyleyeceğim."

Biraz güç uygulayarak kapıyı ittirerek yeniden birbirimizi görmemizi sağladı. "Annen bu sabah eve gelerek seni acilen görmesi gerektiğini söyledi... ama burada değildin."

 

Loading...
0%