Derin bir nefes alarak odasına girdiğimde, elimdeki ütülü kıyafetleri yatağa bırakmak için adımlayacaktım ki ardımdan kapının kapanmasıyla korktum. Oda karanlık bir hal aldığında arkamı döndüm ve karartıyla karşılaştım.
Boğazımdan akıp giden sıvının varlığını hissedebiliyordum. Sertçe yutkundum. Karartı bana doğru yaklaştı yaklaştı ve ayaklarının ayakkabılarıma değdiğini hissettiğimde nefesimi tuttum.
"Karanlık da olsa, avına yakalanmış bir ceylan gibi titrediğini hissedebiliyorum." Sıcak nefesi yüzüme çarptığında elimdeki kıyafetler yeri boyladı. "Ve ben bu titremeyi bu gece dindireceğim."
Tenime değen iğneler bir bir verdiğim sözleri göğsüme kazırken, içimde tarifsiz bir burukluk vardı. Aklımdan hiç çıkmayan sorular zihnimin içinde bir zehir gibi yayılıyordu.Uzun kirpiklerin, gül dudakların.. Dudaklarının hemen sol üstüne yerleşmiş küçük ben, Ölmek istediğim mezarlık, nabzının attığı yer. Saçlarının arasına karışmış deniz dalgaları.. İki gözüm, göğsüme kazıdım seni. Yaşanmamışları unutmamak için çizdim bütün zerreni. Yasla başını göğsüme, saç tellerin dağılsın kalbimin üzerine. Nabzın nabzıma değsin.
"Kirazın mevsimi değil ama tatmam lazım." diyerek dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı. Sıklaşan nefeslerim onun sakin nefeslerine karışırken, belime sıkıca sarılan parmaklarla tedirginliğim gittikçe artmaya başladı. Birisinin görecek olması korkuma korku katıyordu. Yakalanmak en son isteyeceğim şeyken, sanki bunu hissetmiş gibi burnundan sert bir nefes verdi. Eğilerek bir çırpıda beni kucağına aldığında titrek bedenim onun kolları arasında odasına kadar kaldı. En son duyduğum ses ardımızdan kapanan kapının sesiydi.
cagatykn: +1 öndeyim yani
mirayalkn: o anlamda düşünmedim, ama mantıklıymış.
cagatykn: senin için bu kadar önemli mi?
mirayalkn: öyleymiş
cagatykn: iyi bari
mirayalkn: neden?
cagatykn: hanımın gözüne girdik, dahası var mı?
Güneş doğmadan önce, kefene sarılmış,
"Karanlık... Ölü kelebekler... İs kokan ruhlar"
Mezar taşı gibi soğuk bedenim titrerken iki kelime çıktı dudaklarımın arasından:
"Hisset ellerimi."
Zihnimi çepeçevreleyen kelimler,
"Benim hissedemediğim ellerimi" diye bas bas bağırırken,
Dokundu ellerime.