Çağatay: geldin mi eve?

Çağatay: merak ettim seni, bizim biraz erken çıkmamız gerekti.

Çağatay: sana veda edemeden gitmek zorunda kaldım.

Miray: geldim eve az önce, üzerimi değiştirdim oturuyordum.

Miray: olsun, kötü bir şey yok ya?

Çağatay: yok yok

Miray: iyi o zaman

Çağatay: sevdin mi bizimkileri

Miray: sevdim çok kafa dengi çocuklar

Miray: onlar beni sevmiş mi?

Çağatay: sevmişler sevmişler sen sevilmez misin

Çağatay: tekrardan teşekkür ettiler bu arada

Çağatay: bir anda önüne saçma bir kağıt verdik ve okumanı istedik

Çağatay: umarım rahatsız olmamışsındır

Miray: rica ederim ne demek

Miray: rahatsız olmadım hatta benim için de eğlenceliydi

Miray: biraz gülmemek için kendimi zor tuttum ama

Çağatay: zaten mekandaki herkes gülüyordu

Çağatay: yani hepimiz eğlenmiş olduk

Miray: evet, daha güzel oldu.

Çağatay: yorgun musun?

Miray: işimi yaparken yorulmuyorum ama eve giderken biraz ayaklarım ağrıyor.

Çağatay: çok mu uzaktı evin buraya

Miray: yani biraz

Miray: yarım saatimi alıyor tabi eğer yavaş yavaş yürürsem

Çağatay: ben seni her çıkışta alsam, gece gece tek başına yürümen hoşuma gitmiyor.

Miray: çok sıkıntı olmuyor aslında hem ihtiyacım olsa babama da söylerim

Çağatay: ben de yürüyerek eşlik ederim o zaman sana

Çağatay: hem benim de işime gelir bu durum

Miray: bilmem ki

Çağatay: gel de geleyim ya

Miray: iyi gel o zaman

Çağatay: sen gel de bana, ben hep gelirim sana.

vuhuuu

napaysunuz?