Yeni Üyelik
38.
Bölüm
@rarbezrh

Çağatay: bebeğim hazırlanıyor musun?

 

Miray: evett çok az kaldı

 

Çağatay: ne kadar az mesela

 

Miray: yola çıkabilirsin sevgilim

 

Çağatay: tamam o zaman on dakika sonra oradayım

 

Miray: timam

 

Dudaklarıma ruju bir kat daha geçtiğimde, aynadaki yansımam baktım. Mavi sırt dekolteli mini ipek elbise giymiştim. Altına siyah yeni aldığım ince topuklularımı geçirmiştim. Yine elbiseye uygun çantamı da ayarlamıştım.

 

Gençlerin düzenlediği balo vardı bu akşam. Mezun olan, olmayan herkes gelecekti sanırım. Çok fazla da bilgim olmadığı için kafa yormadım. Telefonum çaldığında aşağıya indim. Beni bekleyen arabaya bindiğimde, bakışlarını üzerimde hissettim.

 

"Yavrum çok güzel olmuşsun."

 

Onun üzerinde de siyah bir takım elbise vardı. Her zaman yakışıklıydı ama böyle takım elbisenin içinde ayrı bir karizma oluyordu. Dönüp bir daha bakma hissi oluşuyordu.

 

Bunu duymak yetiyordu insana. İltifatına karşılık gülümsedim. "Teşekkür ederim." dediğimde hala bana bakmaya devam ediyordu. Dişlerinin arasına dudaklarını kıstırdığında, yoğun bakışları yerimde kıpırdanmam sebep oldu. Elimi gözleri önünde sallayarak dikkatinin dağılmasına yardımcı oldum. Daha sonra emniyet kemerimi bağladığımda araç harekete geçmişti. Salonun adını telefona yazdıktan sonra konuma göre ilerlemeye devam ettik.

 

Nişanlımla onun balosuna gidiyorduk.

 

Yakında da düğünümüz olacaktı. Öyle heyecanlıydım ki içimdeki bu duyguya bastıramıyordum. Sonuçta artık her gün sevdiğim adamla birlikte aynı evi paylaşacaktım. Onunla uykuya dalıp, onunla uyanacaktım. Yemeklerimiz birlikte geçecek, onunla eğlenecektim.

 

Dakikalar sonra salona geldiğimizde, park alanına arabayı park etmişti. Bir sürü kişi çoktan gelmiş görünüyordu, kalabalık olacağını şimdiden anlamak zor değildi.

 

Kapımı açıp dışarı çıktığımda, Çağatay da yanıma gelmiş ellerimi tutmuştu. Böyle kalabalık ortamlarda geriliyordum. Ama onun varlığını yanımda hissetmek biraz da olsa o heyecanımı azaltıyordu. İçeri girdiğimizde yogun bir kalabalık bizi karşıladı. Hafif bir müzik mekanın içerisinde çalmaya devam ederken, Çağatay'ın telefonu çaldı. Çok kısa bir süre sonra arkadaşlarının bizi çağırdığını söyledi. Bizden önce gelmiş yer tutmuşlardı.

 

Çağatay'ın arkadaşlarından sadece birisinin kız arkadaşı yoktu. Gerisi ya nişanlı ya da evliydi. Birkaç arkadaşlarının kız arkadaşlarıyla konuşmuştum. Düğününe gittiğim bile olmuştu.

 

Hepsiyle teker teker sarıldıktan sonra bizim için boş olan sandalyelere oturduk.

 

"Yenge görüşemiyoruz bayağıdır."

 

Lafın bana geldiğini anladığımda gülümseyerek Metehan'a yüzümü çevirdim. Dudaklarımda gülümsemeyle karşılık verdim.

 

"Yoğunum bu aralar, isterseniz yakın bir zamanda plan yapabiliriz."

 

"Aa hep birlikte yapalım gerçekten, biz düğün telaşından o kadar yorulduk ki biraz vakit geçirmek iyi olur. Değil mi sevgilim?"

 

"Katılıyorum, hem iyice kaynaşmış oluruz."

 

Metehan'ın bana laf atması uzun bir konuşmanın başlamasına vesile olmuştu. Etkinlik başlayana kadar, muhabbet etmiştik. Çok fazla kişi olduğumuz için isimleri aklımda tutmakta zorluk çeksem de sonunda ezberleyebilmiştim. O kadar kafa bir ortamdı ki bunca yıldır arkadaşım yok diye yakınmamın hayırlı bir sebebe yol açacağını bilemezdim. Eğleniyordum, artık mutluydum. Ailem dışında huzurlu olduğum bir ortam vardı.

 

Bunların sebebi ise sevdiğim adamdı.

 

Çağatay, hayatıma öyle dahil olmuştu ki gerçekten yepyeni bir sayfa açmıştım. İçinde kötülüğün ve huzursuzluğun olmadığı bir sayfa. Doğru adamı seçmiştim, daha doğrusu o beni seçmişti. İyi ki bana yazmıştı ve ben o mesajı umursamadan silmemiştim. Öylesine biriymiş gibi cevap vermem bile güzel anıların olmasına sebebiyet vermişti.

 

Onun parmaklarını bedenimde hissettiğimde, daldığımı anlamıştım. Bakışlarımı ona çevirdiğimde arkada dans müziği çaldığını duydum.

 

"Sevgilim benimle dans eder misin?"

 

"Seve seve sevgilim."

 

Birlikte ayağa kalktığımızda birkaç kişinin çoktan dans ettiğini gördüm. Şarkının sözleriyle birlikte kollarımı boynuna doladım. Onun parmakları ise belimi sıkıca sarmalamıştı. Onun kokusuyla, yoğun bakışlarıyla bu ortamdan sıyrılmış ve baş başa hissediyordum. Yüzünü yüzüme yaklaştırdığında sıcak nefesini yüzümde hissettim.

 

"Seni hak edecek ne yaptım bilmiyorum ama yaptıysam da iyi ki yapmışım. Şimdi karşımdasın ve ben bu kadına deli gibi aşığım."

 

"Bunu benim demem gerekti. Çok sevdiğim bu adamı hak edecek ne yaptım?"

 

"Şans verdin, sadece şans vermen yetti yavrum."

Loading...
0%