Yeni Üyelik
24.
Bölüm

24: Davet

@rarbezrh

7.10.24

 

🖤

 

 

"Kızım 3 aydır balayı yapıyorsunuz, bizim de burada çalışmaktan anamız ağlasın." Dediğimde kahkahalarla gülümsedi. Üzerinde epey açık bir bikini vardı ve kendisi şezlongda uzanıyordu. Onlar gittiği balayından hâlâ dönmemişlerdi. Lorenzo büyük ihtimalle işlerini tatilden yürütüyordu çünkü tatile gideli epey olmuştu.

 

Korhan'a kalsa ilk günden hemen tablete sarılırdı. Yine de eğlenceli bir adam olduğu için bu huyunu görmemezlikten geliyordum. Kendisi bu ara çok çalışmış aslında dinlenmeyi hak etmişti ama ne zaman kendisine tatil verirdi bilmiyordum. O yoğun olunca ben de asistanı olarak koşuşturuyordum.

 

"Yalan atma bugün davete gidiyormuşsunuz." Dediğinde gözlerim resmen pörtledi.

 

"Sen nereden öğrendin bunu ya?" Diyerek merakımı gidermek istedim.

 

"Magazin sağ olsun, Korhan'ın da davetli olduğunu yazmış. E Korhan gidiyorsa sen de gidiyorsundur." Dediğinde parmağımı üzerine doğru salladım.

 

"Doğru söyle yoksa sen de mi gazetecisin?"

 

Güldü. "Ha ha evet."

 

"Herkes ilişkimizi öğrenecek." Diye sızlandım. Onların öğrenmeleri demek bundan sonra peişimizde olacakları demekti. Endişem de zaten bundan ötürüydü. Neyse ki atlatacağımı düşünüyordum.

 

"Öğrensin be kuşum, takmamayı bir süre sonra öğreniyorsun." Dediğinde onun deneyimli olduğunu biliyordum. Sonuçta Lorenzo da başarılı bir iş adamlarından birisiydi. Ama Buçe bunun üstesinden iyi gelmişti.

 

"İnşallah." Derken içim umut doluydu.

 

"Ee ne zaman gidiyorsunuz?"

 

Dudak büktüm. "Birazdan."

 

"Arabadasın anladığım kadarıyla."

 

"Evet." Dedim. Fakat kulağımda kulaklık olduğu için bu kadar rahat konuşuyorduk. Korhan bir telefon görüşmesinde olduğu için onun da pek umrunda değildik.

 

"O zaman size iyi yolculuklar, kocam bana bakıyor." Dediğinde cilveli cilveli güldü. Utanmasam arabada kahkalarla gülecektim. Yalnız olsak gülerdim ama arabada şoför olduğu için gülemiyordum.

 

"İyice kocacı oldun sen de ya üf, hadi kapat."

 

"Bay bay kuşum."

 

"Görüşürüz." Dediğimde el sallayarak telefonu kapattım. Jetin olduğu kısma az kaldığımızı bakışlarımı etrafa çevirdiğimde fark ettim. Telefonumu çantamın üzerine koyarken toparlandım. Bu sırada Korhan telefonla konuşmayı sonlandırmıştı.

 

Kapım aralandığında arabadan aşağıya indim ve çalışanların güzel samimiyetiyle içeriye geçerek koltuklardan birisine oturdum. Bilgilendirmeniz ardından yalnız kalmış ve sosyal medyada olan biteni merak ettiğim için telefonumla ilgilenmeye başladım. Ta ki onun sesini duyana kadar.

 

"Biraz ilgini bana mı versen?" dediğinde biraz daha zorlasa trip atacak sanmıştım. Gülümseyerek ona doğru döndüm ve telefonu sehpanın üzerine koydum.

 

"Dakikalardır işle meşgul olan o adam mı söylüyor bunu?"

 

"Öyle uzaktan uzaktan konuşma yavrum, kucağıma gel."

 

Gözlerimi büyüterek başımı olumsuz anlamda salladım. "En son kucağındayken ne olduğunu ikimiz de çok iyi biliyoruz."

 

Pis pis sırıttı. "Uçakta da görmüş oluruz." Dediğinde yok artık! diyerek içimdeki tepkiyi dışıma da vurdum.

 

"Yavrum biz evlensek mi?"

 

"Korhan sus lütfen ya."

 

"Gel sustur yavrum." Dediğinde inanın sözlerinden ve bakışlarının etkisinden bayılacaktım.

 

"Yok kalsın." Dediğimde morali bozulacak sandım ama yerinden kalktığında naneyi yedik diyen iç sesimi zihnimden def etmek istedim. Koltuktan bana doğru gelirken ellerim terlemeye başladı. Yanımdaki boş koltuğa oturacak sandım ama öyle olmadı. Elleri bana doğru uzandı ve küçük bedenime bir çırpıda kucağına aldı.

 

"Korhan ne yapıyorsun demekten usandım."

 

"Sevgilimi yanımdan ayırmamak suç mu?"

 

Sızlanarak "Suç." Dedim.

 

"O zaman işlediğim ilk suç." Dediğinde alaylı konuşmamız burada sonlandı.

 

"Bebeğimin kollarında uyumak istiyorum." Dediğinde çoktan yatağa geçmiştik. Nevresimi üzerimize örttü ve bu sefer beni kendine çekmek yerine göğüslerimin üzerine yatmasıyla ellerim otomatik olarak saçlarına gitti.

 

"Küçük bedenine karşılık göğüslerin neden bu kadar büyük." Dediğinde sesi mırın kırın gelmişti.

 

Bu sefer gerçekten kızdım ve "Sus ve uyu." Dedim. Artık bana hak vermiş ve uykuya geçiş yaptığı için sessizleşmişti. Sabah erken kalktığımız ve ben gece uyuyamadığım için uykum fazlasıyla vardı. Dün gece yaşadığımız şeyden sonra sanırım bundan sonraki geceler bana haramdı.

 

Utanmak bedenimin bir parçası haline gelmişti.

 

... 

 

Jetten indikten sonra arabaya geçmiş ve şoför yardımıyla otele doğru yol almıştık. Otele güzel bir şekilde yerleştiğimizde hemen hazırlığa girişmiş ve ilk olarak duşa girmiştim. Duştan sonra cilt ve vücut bakımı yaptıktan sonra makyaja girişmiştim. Daha sonra tulumu, ayakkabılarımı takımlarımı da takmıştım. Saçımı hafif dalgalı yapmayı tercih ettiğim için küpe takma gereği duymamıştım.

 

Son olarak çantamı elime aldığımda kravatını takan Korhan'ın yanına doğru ilerlemeye başladım.

 

"Bana bırak sevgilim, aylar önce yaptığın gibi." Ay, imalı konuşmaları çok seviyordum. Hem de bunu Korhan'a karşı yaparken. Aylar önce kravatını benim bağlamam için numara yaptığını daha dün gibi hatırlıyordum.

 

O da bugünü hatırlamış olacak ki "Sadece sana yakın olmak için." Dedi.

 

"Sonunda amacıma ulaştım."

 

"Ben istemesem olmazdı ama."

 

Haklılık payı olduğu için başını onaylar anlamda salladı. "Tabi ki, her şey senin istemenle."

 

"Teşekkür ederim sevgilim."

 

Dudaklarını dişlerinin arasına kıstırdı. "Hım, demek sevgilin." Dudakları dudaklarıma yaklaşırken sıcak nefesi çok geçmeden tenime çarptı. "Şans öpücüğü alayım."

 

Dudaklarını dudaklarıma kısa ama baskılı bir öpücükle bastırdı. Geri çekildiğinde o yoğun bakışlarıyla karşılaştım. "Enfes bir tadın var."

 

"Ruj o."

 

Bana katılmadı. "Yoo."

 

"İyi öyle olsun."

 

Son kez ruju dudaklarıma tekrardan geçmiş ve elleri ellerimdeyken otelden ayrılmıştık. Arabaya geçtik ve o gergin yolu nasıl anlattığımız bilmeden tamamladık. Işıkların yoğun olduğu o yerde araba durduğunda bunların kamera flaşı olduğunu anlamak pek de zor değildi.

 

"Yanındayım bir tanem."

 

Gülümsedim. "Yanımdasın."

 

O an derin bir nefes aldım ve kapı tam da o sırada açıldı. Korhanla aynı zamanda araçtan indiğimizde çok fazla ışığa rağmen gülümsemeye çalıştım. Bazı kişilerin şaşkın gözlerini görürken Korhan yanıma gelmiş ve elimi tutmuştu. Sol elimi elinin arasına geçirirken diğer elimde çantam vardı.

 

"Herr Korhan, wer ist diese naive Dame?" Korhan bey bu naif hanımefendi kim?

 

"Ist es dein Liebhaber?" Sevgiliniz mi?

 

Soruların bu kadar hızlı gelmesi beni hiç şaşırtmamıştı ama beni tanımadan naif olduğumu nasıl anlamışlardı onu bilememişim. Senin de takılacağın noktaya başlayayım Âhu.

 

Korhan hiçbir şey söylemeden içeriye yürümeye devam ederken tabi ki de bu yoğunlukta bizi yardımcı olana korumalı vardı. Acaba kaç tane gazeteci bulunuyordu? İçeride de yoklardır değil mi? Çünkü varlarsa tüm gece diken üzerinde durmak istemiyordum.

 

"Gerilmekten patlayacağım." Dediğimde Korhan bu isyanım karşısında gülmekle yetindi.

 

"Gül sen gül." Derken hem dişlerimi göstererek gülüyorum hem de sinirle söyleniyordum. "Benimle dalga geçersen çok fena olur Korhan baştan söyleyeyim."

 

"Hım, biraz konuşayım o zaman." Dediğinde beni tınlamadığını anladım.

 

"Eve dönelim ayrı yatacağım seninle."

 

Bu sefer donup kalan o oldu fakat belli etmedi. Merdivenlerden inmeye başladığımızda elimi biraz daha sıktı. Acımıyordu fakat sinirlendiğinde de anlamıştım. Gülme sırası bendeydi.

 

"İhtimal bile değil." Dediğinde içimden sen görürsün dedim.

 

Mekan epey büyüktü. Sanırım kutlama bahçede olacaktı ki insanları pencereden görebiliyordum. Aşağıya indik ve girişte kırmızı halının serildiği yerde birkaç kameramanı fotoğraf çektiğini gördük. Öndeki misafirlerden bakışlarını çekerek ikimize döndüklerinde bir anda bizi çekemye başladılar. Sanırım misafirlerin fotoğrafı alınıyordu.

 

Ne yani yarın internette Korhan Franco da bu davetiyeydi mi yazacaktı? Tabi seni de Âhu.

 

Gösterişli kıyafetler giyen insanların yanında daha da abartmış oldukları kıyafetlerle bizi yaklsan o çifti gördüğümde bu kişilerin davet sahibi olduğunu çok geçmeden anladım. Bize doğru yaklaştıklarında adam Korhan'a "Es ist schön, dich hier zu sehen, mein Freund." Seni burada görmek ne güzel dostum dedi.

 

Korhan "Es gibt auch die Idee, dich als Vater zu sehen." Seni baba olarak görmek de varmış Dediğinde ikisi de kahakalarla güldü.

 

Ben de bu sırada kadınla göz göze geldim. Bana sıcak bir gülümseme bahşettiğinde benim de dudaklarım kıvrılmaya devam etti. "Ich bin so froh, dass du gekommen bist." Gelmenize çok sevindim. Dediğinde beni tanımadığı halde güler yüzlü olması hoşuma gitmişti.

 

"Herzlichen Glückwunsch, du siehst so süß aus." Tebrik ederim, çok tatlı görünüyorsunuz Derken karnını işaret ettim.

 

"Meine Frau ist immer süß." Karım her zaman tatlıdır diyen adama güldüm. Karısı da bu sözlerden sonra epey mutlu olmuştu. Çok güzel bir çift olduğunu anlamak hiç de zor değildi.

 

"Ich habe dafür gesorgt, dass du bei uns übernachtest, ich würde sagen, lass uns zusammen gehen, aber wir müssen etwas über die Gäste sagen." Sizi bizim yanımıza ayarladım, beraber geçelim diyecegim ama misafirlerle ilgilenmemiz gerek.

 

Gerek olmadığını, bizim halledeceğimizi söyleyerek yanlarından uzaklaştık ve o masalardan birisine yerleştik. Birkaç kişi daha bu masada oturuyordu. Sanrım aileden kişilerdi. Kadın garson yanımıza gelerek bir şey içmek ister misiniz diye sorduğunda ikimiz de aynı içeceği söylemiştik.

 

"Çok sevdim bu çifti." Derken amacım konuşarak stresimi azaltmaktı. Şimdi daha iyi hissediyordum çünkü en önemli kısmı atlatmıştık. Şuan da yerimizde oturduğumuz için ekstra rahattım.

 

"Karısıyla pek konuşma fırsatım olmadı ama Leo iyi adamdır. Lise hayatım onunla aynı sırada geçti." Dediğinde bu adamın epey değerli olduğunu anladım.

 

"Ya, bu kadar yakın olduğunu düşünmemiştim."

 

"Yakınız aslında fakat farklı ülkelerde yaşadığımız için çok sohbetimiz olmuyor."

 

Korhan'ın da aslında çok arkadaşı vardı. Hepsi de iş adamıydı. Şaşıralacak durum muydu? Hayır tabiki de. Birkaçıyla tanışma fırsatı olsam de içlerinden sadece evli olan bu adamdı.

 

Çok geçmeden herkesin toplanılması beklemişti. Anne ve baba kurulu standın önüne geçtiklerinde şarkı da çalmaya başlamıştı. Birçok cinsiyet partisi olan videolara denk gelmiştim fakat bunlar zengin oldukları için daha acayip bir şey bekliyordum.

 

Ve öyle de oldu. Uçakla mavi boyanın gökyüzüne dağıldığını gördüğümde çığlıklar ve alkışlar eşliğinde çiftin sevincini gördüm. Tabi ki de çocuğunun cinsiyetini öğrenmek güzel bir şeydi. Ama sanırım çocuğum olsa bu tarz bir şekilde kutlamazdım.

 

"Çok abartılı geliyor böyle şeyler." Diye kendimi tutamadım kulağına doğru fısıldadım.

 

"Bence de." Diyerek bana katıldı. "Bu tarz şeyler aile içinde özel olmalı. Hatta ikimiz arasında kutlanmalı."

 

Benim düşüncelerimin tıpatıp aynısıydı.

 

"Aynı düşüncelere sahip olmamız ne hoş." Dediğimde dudağının sağ tarafı yukarı doğru kıvrıldı. Ne kadar karizmatik olduğu hakkında bir fikri var mıydı?

 

"Bu çocuk istiyorum demek mi oluyor?" dedi şakasına.

 

"Çocukları severim." Derken gülümsüyordum.

 

"Tamam o zaman, buradan hemen evlenme dairesine geçelim."

 

Kıkır kıkır güldüm. "Korhan ya, ne acayipsin."

 

"Hakaret kabul ederim."

 

"Edin efendim." Dediğimde eğlenceli sohbetimize bir süre devam ettik. Daha sonra Leo ve Mia da yanımıza gelmiş ve yemeklerimizi yiyerek sohbete başlamıştık. Kadınla derin bir sohbete daldığımızda hiç bu kadar anlaşacağımızı düşünmemiştim. Kadın gerçekten zarifti. Beni hiç yabancı görmemiş gibi sohbet etmesi aşırı hoşuma gitmişti. Biz davetin sonunda kadar yakın olduğumuz için beklemiştik. Çoğu kişi gitmiş sadece en yakınlar kalmıştı.

 

Korhan bir süre sonra artık kalkalım mesajı verirken vedalaşma faslına geçmiştik. Vedalaşırken hiç beklemediğim bir şey yaptılar. Yarın bizi kahvaltıya davet ettiler. Evet, daha yeni tanışmış olduğum ama çok sevdiğim o çiftin evine gidiyorduk.

 

Bir çift olarak.

 

 

SON

 

 

Küçük yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın.

 

Not: Bir Çift Göz adlı kurgum diğer kurgularıma nazaran uzun süren bir kurgu olmayacak. Her an ansızın final bölümü gelebilir. O yüzden kurgumu bol bol doyarak okuyun.

 

Sizleri seviyorum, Bol Öpücük Bir Çift Göz okurları.

Loading...
0%