@rarbezrh
|
11.10.24
🖤
"Korhancım kalkar mısın?"
Korhan bedenimi sıkıca sarmalamış, resmen koalaya dönüşmüştü. Sıcaktan bunalacak hâle gelmiştim. Bütün gece deliksiz uyumuştum. Korhan günlerin yorgunluğunun acısını çıkarmak ister gibi deliksiz uyumuştu. Neyse ki davet edildiğimiz saat onbir olduğu için çok da erken kalkmamıza gerek kalmamıştı.
"Hı?"
Yalandan kızdım. "Hı değil efendim." Dediğimde bir şeyler mırıldandı ama boğuk geldiği için anlayamadım.
"Yat uyu bebeğim." Dediğinde bu sefer söylediklerini anlayabilmiştim. Ama sanırım uyku sersemlliği ne dediği hakkında bir fikri yoktu.
"Kalksana be adam, geç kalacağız."
Başını bir anda yattığı yerden kaldırarak "nereye?" diye sordu. Sabah uyandığı için daha da boğuk çıkan ses tonu beni şaşırtmamıştı.
"Leo ve Mia bizi evine davet etti ya hani." Derken önüne gelen saçlarını geriye doğru taradım. Şuan aşağıdan aşağıdan bana bakan bir çocuk gibi görünüyordu.
Ofladı. Şimdi tam çocuk isyanını yapmıştı. Gülmeye devam ederken hareket ederek bana doğru uzandı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Küçük bir öpücük olmakla sınırlı kaldı. Geriye çekildiğinde dudağıma bakmaya devam etti ama öpmedi.
"Hadi diyorum."
"Tamam hanımefendi, kalkıyorum."
"Yola gel." Dedim sırıtarak.
Kaşlarını kaldırarak bana baktı. "Öyle mi?" diye sordu ama alay ettiğimin de farkındaydı. Daha fazla bir şey demeden yataktan kalktı ve banyoya doğru ilerledi. Ben de kalktım ve ilk önce telefonumdaki bildirimleri kontrol ettim. En önemli bildirimlerden birisine denk geldim. Arkadaşım mesaj yazmıştı, tabi ki de önemli olacaktı.
Gönderen - Buçe
Ne yaptınız kuuuşumm? Biz tatilden dönüyoruz. Bunu okuduğunda sonunda der gibi olacaksın ama ciddiyim. Birazdan yola çıkacağız. İlk önce evime uğramak istiyorum. Sonuca gelecek olursam da, iki gün sonra buluşak mı ya? Ama evde takılalım, erkekler de olsun. Birlikte bir şeyler yiyelim, sohbet edelim istiyorum.
Gönderen - Buçe
Özledim kızım. Mangal falan yaparız, tabi zengin adıyla barbekü.
Banyodaki Korhan'a doğru duyması için seslendim. "Buçeler dönüyormuş. İki gün sonra bir şeyler yapalım mı diye soruyor? Barbekü falan."
Yeni uyanmama rağmen gelen esnemeyle ellerimi dudaklarımın üzerine kapattım. Sonra dolaba doğru ilerlerken boğuk sesini işittim. Sanrım dişini fırçalıyordu. "Süper fikir, bize gelsinler o zaman."
"Barbekü yapmayı biliyor musun?" dediğimde suratım şaşkınlık içeriyordu.
"Ne var onu yapmakta." Dediğinde hafif bir ego hisseder gibi olmuştum ama geçip gitmişti.
"Peki o zaman." Dediğimde Buçeye yazmaya başladım.
Gönderen - Âhu
Bize gelin o zaman, koca bahçeyi değerlendirmiş oluruz.
Anında cevap yazdı.
Gönderen - Buçe
Okey, aşkıma ileteyim.
Yüzüm buruştu.
Gönderen - Âhu
Evlenince resmen sana güncelleme geldi.
Gönderen - Buçe
Gülme komşuna gelir başına.
Gönderen - Âhu
:)))))
Elimden telefon çekildiğinde, telefonumu yatağa doğru fırlattı. "Bırak şu telefonu, günaydın sarılması yok mu?"
Bütün gece sarılarak uyumamış gibi...
"Her gün yeni icat çıkarıyor gibi laf çıkarıyorsun." Dediğimde kollarını belime doladı ve boynuma birkaç öpücük kondurdu.
"Senin bugün yavaş hareket edesin var."
Güldü. "Asla yavaş hareket etmem."
"Külahıma anlat."
"Anlatırız."
Zor da olsa kollarından ayrılmış ve kendime dolaptan kıyafet seçmiştim. Normal sade bir elbise giymeyi tercih edecektim. Ne de olsa alt tarafı kahvaltıya gidiyorduk. Buraya da abiyeyle gidecek halim yoktu.
Korhan giyinmeye başlarken ben de dişlerimi fırçalamıştım ve yüz bakımımı yapmıştım. Ardından hafif bir makyaj yapmış, saçımı da taramıştım. Korhan'a baktığımda takım elbise yerine kumaş pantolon üzerine de salaş bir pantolon giymişti. Tabi bunun da takım elbiseden bir farkı yoktu. İkimiz de giyindikten sonra arbaya geçmiştik. Bu aralar şoförle dolaşıyorduk. İkimiz de arkaya geçtiğimiz için yanımda olmasıyla rahattım. Ellerini ellerimde hissederken bakışlarımı ona kaydı.
"Bu arada yeni aklıma geldi, ailemdeki kişiler seni görmek istiyormuş."
Büyük bir şeydi. "Bunu şimdi mi söylüyorsun?"
"Unutmuşum bebeğim, özür dilerim."
"Of Korhan ya, ne zaman gelecekler?"
Rahatça konuştu. "Sen ne zaman uygun görürsen."
"Of ya, strese girdim bak. O zaman şey yapsınlar. İki gün sonra gelsinler o zaman, Buçeler bizden gittikten sonra. Kalacaklar mı?"
Hızlı hızlı konuşmamla ellerimi tuttu ve dudaklarına götürerek öptü. "Sakin ol, Cumhurbaşkanı geliyor demedim."
"Aileni de önemsiyorum. Ben öyle kalabalık masalardan anlamam, hiç yaşamadım ki."
"Ben varım yanında korkacağın bir şey yok, hallederiz. İstemiyorsan gelmesinler."
Başımı hızla olumsuz anlamda salladım. "Yok artık, tabi ki de gelsinler. Sen haber ver iki gün sonra."
"Tamam bebeğim."
"Yolda giderken ne alacağız?" Dediğimde daha yeni aklıma geldiği için kendimi tebrik ettim. Neysek ki hallettim demesiyle geri rahatladım. Birkaç dakikanın ardından tıpkı bizim İtalya'daki evimiz gibi bir orman yoluna girdik. Evimiz. Ne ara onunla ikimizin evi olmuştu?
Korhan'a bu kadar güvenmem bir kadın gözünden bakıldığında saçma görünüyor olabilirdi. Fakat aşk başa geldiğinde inancın sadece ona odaklı oluyordu. Zamanın bu kadar hızlı akıp gittiğini fark edemiyordum bile. Belki de beni ona bağlayan yumuşak kalbi sayesinde ona bu kadar inanmıştım. Tanışalı çok bir zaman olmasa bile birbirimize tanıyacak kadar ilerlemiştik. Tabi ki de şuan birbirimiz hakkında daha öğrenemediğimiz şeyler vardı. Yavaş yavaş dile getiriyor birbirimizi aydınlatıyorduk.
O anlayışlı bir adamdı. İlk başlardaki sert görüntüsü bana karşı gitmişti. Zaten çok da öyle değildi ama otoriter sesi aklımdan gitmiyordu. Hem artık onun evinde yaşamaya başlamıştım. Buçe evlenip evden gidince Korhan evde kesinlikle yalnız kalmama izin vermemişti. Yine bu konuda tartışsak da kazanan o olmuştu. O eve de ne olacaktı bilmiyordum, ev sahibiyle konuşmamız gerekiyordu. Evde birkaç eşyamız olduğu için Buçe geldiğinde yüz yüze konuşsak daha doğru olacaktı.
"Geldik."
Başımı camdan dışarıya çevirdiğimde bahçesi büyük, beyaz ve gri renkte boyanmış o evle karşılaştım. Üç katlı çatı katı olan bir eve benziyordu. Tam ailenin yaşayabileceği kadar naif duruyordu. Evin önündeki arabalar neredeyse gözlerimi tamamen açacak derecedeydi.
Korhan'ın gelip kapımı açmasıyla dikkatlice indim ve yanından ilerlemeye başladım. Kapıya ulaştığımızda bir elimde bu eve aldığımız yiyecekler bulunuyordu. Hem o hamile kadındı, ne sever bilmiyordum ama Korhan bir sürü çeşit şey almıştı. Hem tatlı, hem tuzlu gibi...
"Willkommen." Hoşgeldiniz.
Kapıda güzel bir şekilde karşılanmamızla keyfim sabah sabah yerime gelmişti. Zaten bozuk da değildi ama yine de mutlu olmuştum. Selamlaşmanın ardından biz Mia ile mutfağa geçmiştik. Korhan ve Leo içeriye geçmişti. Biz de laflamak için mutfakta kalmıştık.
"Wie viele Dinge haben Sie erhalten?" Ne kadar çok şey almışsınız? Dediğinde sesi epey şaşkın çıkıyordu.
"Korhan nahm sie alle mit, weil er nicht wusste, was er möchte, er wollte es nicht drinnen behalten, weil er schwanger war." Korhan ne seveceğini bilmediği için hepsini aldı, hamilesin ya içinde kalsın istemedi.
"Er ist sehr rücksichtsvoll und wird Ihnen große Wertschätzung entgegenbringen. Du hast Glück." O çok düşünceli, seni de el üstünde tutar. Şanslısın.
Şanslı mıydım? Evet, şanslıydım.
"Danke." Teşekkürler. Dediğimde içim kıpır kıpır olmuştu. Korhan'ı başka birisinden beni düşündüğünü duymak güzel bir duymuş.
Yemekler hazır olduğunda için çok fazla sohbet etme şansımız olmamıştı. Yemek masası dışarıdaki bahçeye hazırlanmıştı. Hava güzeldi. Bu yüzden erkeklerin yanına doğru ilerledik ve Korhan'ın yanındaki boşluğa oturdum. Onlar da karşımıza geçmişti. Kahvaltı masasında yok yoktu. Bizim için iyi bir hazırlık yapılmış benziyordu. Hatta benzemiyordu, öyleydi. Kahvaltı yapmaya başladığımızda bu kadar eğlenceli bir çift olduklarını beklemiyordum.
Leo Korhanla birlikte anılarını anlatıyor, beni de aydınlatıyordu. Lise yıllarında pek de uslu bir öğrenci olmamıştı. Başarılı ama yaramazdı da. İkisini bir arada nasıl yapmıştı bilmiyorum ama başarmıştı. Karşımda şimdi güçlü bir adam vardı. Kimseninin onu yıkmaya gücü yoktu.
"Wann ist deine Hochzeit?" Düğün ne zaman?
Bir anda ortaya Leo'nun attığı sözle yerimde donup kaldım. Derince yutkunurken aslında bu sorunun her an sokulacağını biliyordum. Ve tahminim ve beklentim de doğru çıkmıştı.
Korhan'ın bana baktığını hissettim ve başımı ondan tarafa çevirdim. Gözlerinden geçenleri bilmesem de içinden geçenleri biliyordum. Ne istediğini hep belli etmişti, beklerken de hep bana zaman tanımıştı. İşte onun bu ince davranışı içten içe beni hep mutlu etmişti. Hoşuma gidiyordu, sevilmek ve düşünülmek. Ve ben bu ilgiyi onda çok fazla görüyordum. Kötü bir şey olduğunda beni koruyacak kadar güçlüydü. Kolları beni sarıp sarmalar, korunurdum.
Ne kadar ayaklarının üzerinde duran bir kadın olsa da arkamda duran bir adam da vardı. Gölgesini bile belli etmezdi ama vardı.
Dudaklarımın arasından nefesimi koyverdiğimde benim aksime susup sadece bana bakmakla yetindi. Benim konuşmamı bekledi, anladım.
"Es ist nicht sehr weit." Çok çok uzak değil.
Çok çok uzak değil.
Evet, belki de sözlerim onların için bir şey ifade etmese de bir kişi için çok şey ifade ediyordu. İlk defa benim ağzımdan bunları duymak çok şaşırtmıştı. Gözlerinden bunu anlamak pek de zor olmuyordu. Kaşları havalanırken gözlerinden geçen parıltaya şahit oldum.
Bugün ilk defa Korhan'ın gözlerinden geçen mutluluğa çokça şahit oldum.
Dizlerimin üzerinde olan ellerimi tuttu ve dudaklarının üzerine götürdü. Bir karı kocanın önünde bile nedense utandım. Onlar bu tarz şeylere evli oluğu için alışkın olsa bile nedense utandım. Gülümserken, o da güldü.
"Oh, ich freue mich sehr für dich. Ich hoffe, du wirst sehr glücklich sein. Ihr seht gut zusammen.“ Ya, çok sevindim sizin adınıza. Umarım çok mutlu olursunuz. Yakışıyorsunuz.
Mia tam olarak bunları dile getirmişti. Çok tatlı bir kadın olduğunu söylemiş miydim? Söylemiştim evet. Ama ne yapayım anlayışlı ve iyimserdi. Böyle insanlar bulmak kolay mıydı?
"Vielen Dank, das sind Sie auch." Teşekkür ederim, siz de öylesiniz.
"Korhan wird alt." Korhan yaşlanıyor Leo gülerek bunları dile getirince Korhan masasının üzerindeki eline vurmuştu.
"Komm da raus." Hadi be ordan!
Dudaklarımı aralayarak konuşmadan edemedim. "Aber immer noch attraktiv und gutaussehend." Hala çekici ve yakışıklı ama.
"Bedauerlicherweise." Maalesef diyerek resmen burun kıvırdığında hepimiz gülmeden edemedik. Sohbetimize bir süre daha devam etmiştik. Bir ara Leo ve Mia aralarında konuşmaya başlarken sağ kulağımda nefesinin varlığını hissettim.
Ve dedi ki "Bu kabulünü, evimizde kutlayalım."
SON
şeyyy biz iyice aşklandık.
Bölümü nasıl buldunuz?
Yorum yapalım canikolarrr 🎠
|
0% |