@rarbezrh
|
26.10.24
🖤
Benim ruhumu gören, duyan ve hisseden bir adam vardı. Beni benden daha iyi tanıyan ve ona göre hareket eden. İnsan sevildiğini belki de böyle anlıyordu. Aslında bir bakış bile sevgiyi hissettirebiliyordu. Sıcak kollarını es geçmesem de gözleri de bana yetiyordu.
Hayatımda zamanı geldiğinde bir adamla karşılaşacağımı biliyordum. Birçok yerde çalıştığım için karşılaşır, tanışırız diye düşünmüştüm. Ama öyle olmamıştı. Asıl hikayemizin yarısının başladığı yer bir bar mekanıydı. Diğer yarısı ise onun evinde devam etmişti.
Ben beni seven bir adama karşılığını vermiş ve onu yarı yolda bırakmamıştım. O da beni. En çok o beni. Sadıklığı karşısında bazen şaşırmadan edemiyordum. Ben erkeklerin çoğunu tek bir kalıba sığdırmıştım. Fakat o onların dışında olduğunu bana kanıtlamıştı.
Şimdi bambaşka bir yerdeydik. Korhan bana evlilik teklifi etmişti. Şuan dizleri önünde çökmüş avucu arasında bir kutu tutuyordu. Işığı öyle parlaktı ki tıpkı şimdi benim gözlerim gibi mutluluktan parlıyormuşcasına ışık saçıyordu. Ben karşısında tepinmemek için kendimi zor tutarken artık bir şeyler söylemem gerektiğimi anladım. Kendimi çok gerin hissetsem de dudaklarımı aralamayı başardım.
"Sanırım hayatımda vereceğim en doğru kararı söyleyeceğim." Dediğimde çoktan gülmeye başladı. Benim de dudaklarımda gülümseme yer edinirken "Evet." Diye bağırdım. Bağırmamla bana daha fazla gülmek gelirken kahkahalarım etrafa yayıldı.
Bağırmama şaşırdı. Hem de çok. Derin bir nefes verdiğinde diğer eliyle yüzüğü kutudan çıkardı ve parmağıma taktı. Ellerim titriyordu hem heyecandan hem de mutluluktan. Ağzım gülmekten ağrımaya başlarken eğildiği yerden doğruldu ve bedenimi bedenine doğru sertçe çekti. Göğsüm göğsüne yapıştığında kollarımı boynuna doladım. Sarıldık.
"Korhan biz şimdi evlenecek miyiz?" diye saçma bir soru sorduğumda kafam yerinde değilmiş gibi hissediyordum.
"Karım oluyorsun." Dediğinde karım kelimesini öyle boğuk söyledi ki içim bir tuhaf oldu.
"Rüyada falan mıyız?"
Hiç beklemeden "Gerçek." Dedi.
Gerçekti. Biz evleniyorduk.
"Ben çok mutluyum ama." Dediğimde derince kokusunu içime çektim. Dalga sesi kulaklarıma çarpmaya devam ediyordu. Huzurla doldu içim.
"O zaman amacıma ulaştım."
Yaa dememek için kendimi zor tuttum. Acaba ne zamandır bugünü planlıyordu? Ben hiçbir şey anlamazken o her şeyi ayarlamıştı. Kollarından sıyrıldığımda dakikalar sonra organizasyona göz atma şansım oldu. Yürürken biraz görmüştüm ama şimdi daha net bakabiliyordum.
"Gel bebeğim yemeğimizi soğutmayalım."
Doğru biz hâlâ akşam yemeği yememiştik. Ama konu başka bir yere çekildiği için kendimi diğer konuya verememiştim. Karşılıklı kurulmuş iki sandayelerden birisine oturduğumda diğer sandalyeye de o yerleşti. Masanın üzerindeki beyaz güller dikkatimden kaçmadı.
"Bana mı?" dediğimde sormak için sormuş oldum.
"Hep sana." Diye yanıtladı beni.
Hep bana olsun sevgilim, hep bana.
"Teşekkür ederim, her şey için." Masanın üzerinde duran çiçeklere doğru uzanarak kokladım. Hayatımda ilk defa bir adamdan çiçek alıyordum. Güzel bir histi. Bir adamın bütün bunları düşünüp yapması kadar güzel ne vardı?
"Ödeşiriz yavrum." Dediğinde göz kırptı. Güldüm. Şimdi aç karnımızı doyurma vaktiydi. Hem yemek yerken hem de tatlı bir sohbet başlattık. Benim bakışlarım sürekli yapılmış organizasyona kayıyordu. Korhan'ın anlattığına göre tüm bu anlar yaşanırken dron bizi çekmişti. Anımızın kayıt altına alınması beni mutlu etmişti. Bazı zamanlarda açıp bakmak şart olurdu.
Saatlerce burada oturmuştuk. Korhan fotoğraf çekilmeyi sevdiği için beni çekmişti. Tabi ben de onu. Çiçeğimi, parmağımdaki yüzüğü çoğu şeyi çekmiştim. Onunla olan anılarımızı albüm yaptırmak istiyordum. Aklımda bir yerlere not ettim.
Hava soğumaya başladığında ceketini çıkararak omuzlarıma bıraktı. Çiçeğimi kollarımın arasına aldığımda büyük olduğu için iki elimle tutmak zorunda kalmıştım. Ağır olduğu için almak istediğini dile getirse de reddetmiştim. Hediyelerim bana yük değildi.
Evimize daha yolumuz olduğu için telefonu açarak çektiğim fotoğraflardan birkaçını Buçeye gönderdim. Anında mesajı gördüğünde ekranı açık tutmaya devam ettim.
Gönderen - Buçe
OHAAAAAA NEEEEE
Gönderen - Buçe
EVLİLİK TEKLİFİ ETMİŞ ULANNNNNN
Gönderen - Buçe
AHAIAJJAJAKAKKWKW EVET DEMİŞ OYYYYY
Tepkileri karşısında gülmeye başladığımda Korhan da dikkatini bana vermişti. "Buçeye mi yazdın?"
"Evet, benim kadar mutlu oldu." Dediğimde o da güldü. O da artık Buçe'nin nasıl birisi olduğunu çözmüştü.
Gönderen - Buçe
TEKTAŞIN GÜZELLİĞİ AMANIN YANII
Gönderen - Âhu
Caps Lock açık kalmış kankaaaaa .ddddd
Gönderen - Âhu
şeyyyy ben biraz evet demiş olabilirim.
Gönderen - Buçe
Kızzz o ne demek????????
Gönderen - Âhu
Evet diye bağırdım adamın karşısında
Gönderen - Buçe
neeeeeeeeeee işicem ne yaptın ne yaptınnnmmm
Gönderen - Âhu
bağırdım.
Gönderen - Buçe
videosu var de Allah için.
Gönderen - Âhu
var da ne zaman elime ulaşır bilmiyorum ama
Gönderen - Buçe
Yarın akşam benimlesin rezervemi yaptırayım, gerisini anlamam.
Cevap vermeden önce Korhan'a doğru başımı çevirdim. "Yarın planladığın bir şey var mı?"
Bunu sormamın sebebi sürprizlerle dolu bir adam olmasıydı. Kısa süreli bana bakarak soruma cevap verdi. "Hayır, neden sordun?"
"Buçe yarın akşam buluşmak istiyor da o yüzden."
Gülümsedi. "Ne de olsa bolca konuşacak konu çıktı." Dediğinde ona bolca hak verdim. Çünkü biz iki kız bir araya gelince çok konuşuyorduk. Birbirimize anlatacak hep bir konumuz oluyordu. Bazen yeni olmuyor eskileri bile açıyorduk. Biz kadınlar böyleydik, kabullenen kabullensindi.
"Evet sevgilim, biraz uzun sürebilir."
"Ne sevgilisi?" Kaşlarını kaldırarak, "Müstakbel kocam diyeceksin." Dediğinde kıs kıs güldüm.
"Nasıl o kelimeyi söyleyeceğim ay." Dediğimde çoktan utanmaya başlamıştım. Biraz tınısı olan bir kelimeydi.
"Karım." Dedi dolu dolu.
"Ya Korhan." Dedim gülümseyerek.
Bir anda ciddileşti. "Yavrum şuan nasıl güzel olduğunu bir bilsen, ah bir bilsen."
"Sayende unutmuyorum."
Büyük avuçları boşta olan elimi kavradığında öpmeden duramadı. Dalgın bakışlarla onu izlemeye başladığımda zihnim çok şanslı olduğumu dile getirip duruyordu. Kucağımda tuttuğum çiçekler, parmağımda yüzük ve kalbimde o varken mutlu olmaktan başka seçeneğim yok gibiydi.
Arabanın içinde çalan slow şarkıya kendimi kaptırdığımda çok geçmeden dalgınlığımı bozan bir ses oldu.Telefonu çalmaya başladı. Bu saate kim arıyor acaba diye merak etsem de konuşmalardan anlamıştım. İşle ilgiliydi. Toplantının iptal olmamasıyla ilgili bir durumdu. Bu yüzden maalesef eve gittiğimizde online bir toplantıya katılmak zorundaydı. Tahminime göre bir saat civarı sürerdi.
O bana üzgün gözlerle baksa da işi gereği olduğu için çok sorun etmemiştim. Daha sonra çok fazla zaman geçmeden eve vardık. O beklemeden toplantı salonuna geçerken ben de kısa bir duş için banyoya geçtim. Makyajımı çıkarmış ve kendimi sıcak suyun kollarına bırakmıştım. Rahatladığımı anladığımda ise duştan çıktım ve bakımımı yaptım. Banyoya geçmeden önce aldığım geceliklerimi üzerime geçirdim. Pembe alt ve üst takımdan oluşan dantelli geceliğimin tatlılığı karşısında mest oldum. Rahattı da ayrıca ev çok sıcak olduğu için eşofman tarzı şeyler giymek sıcaklaştırıyordu.
Dakikalar ilerledi, saate dönüştüğünde canım sıkıldığı için odadan çıkma kararı aldım. Çıplak ayaklarla bir aşağı kata usul usul indim ve bir kat daha ineceğim vakitte toplantı odasına gözümün çarpmasıyla aklıma belki de toplantının bitmekte olacağı düşüncesi geldi. Bu yüzden adımlarım tam tersi yöne onun olduğu odayı buldu. Kapıyı usulca açtığımda ardımdan bir de kapattım. Bakışları bana kaydı.
Arkadan adamların konuşma sesleri geliyor, anlamadığım bir dil olduğu için kavrayamıyordum. Fakat bildiğim bir şey vardı ki onunla göz göze geldiğimde donup kalmasıydı. Derince yutkunduğunda bakışları gözlerimden çekildi ve bedenime kaydı. Tenimde beneklenmelerin oluştuğunu anladığımda küçük bir titreme geldi. Bakışları yoğunlaştığında aklıma gelen hinlikle ona doğru adım atmaya başladım.
Görüntülü bir toplantı olduğunu biliyordum. Kadraja girmeyecektim ama onun gerilmesini de sağlayacaktım. İçimden gülsem de dışıma vurmadım. Ona yaklaşmaya başladığımda tekrardan yutkundu ve bakışlarını ekrana çevirdi.
"Jeg kontakter deg igjen i morgen. Assistenten min vil informere deg om programmet mitt i morgen." Yarın sizinle tekrardan iletişime geçeceğim. Asistanım yarınki programım için size bilgi verecektir.
Hızlı hızlı söylediği kelimelerin ardından gülümsedim. Bunu duydu ama bakışlarını bana çevirmedi. Toplantıyı acilen bitirmek ister gibi bir hâli vardı. Adamlar da bir şeyler söylediğinde diz üstü bilgisayarı kapattı. Sandalyeyi geriye doğru ittirdiğinde bana koyu gözleriyle bakmaya başladı. Bir adım daha attığımda gözlerinden geçen anlamlar ruhuma sızdı.
Dudaklarımın üzerinde kısa bir tur atıp yuvasına geri dönen dilime kaydı bakışları. Aramızdaki mesafeyi azalttım ve kendimi onun karşısındaki masaya otururken buldum. Gözleri gözlerime bir kurşun gibi saplandı. Öyle bakıyordu ki kendimi çıplakmış gibi hissediyordum. Aynı şekilde kalmaya devam etti. Bense ellerimi önümde birleştirdim.
"Oyun mu istiyorsun?"
Hım?
Islattığım dudaklarımın kuruduğunu hissettim. Yutkunduğumda "Oyun oynamayı severim." Diye mırıldandım. Bakışlarındaki tutku beni yakıp kül etti.
"Ben de yönetmeyi."
Yutkundum. Nefes almam zorlaşmış mıydı? Parmaklarım terlemeye başlarken bedenini daha fazla dikleştirdi ve bana doğru uyandığında bana işkence çektirmek ister gibi dudaklarıma nefesini verdi. Karnım her nefes verişinde içime kaçıyordu. Ayak parmaklarım içe doğru kıvrılıyordu. Fakat o işkenceye yenik düşen o oldu.
Dudakları dudaklarımı yıllardır öpmüyormuş gibi büyük bir tutkuyla bulduğunda, başım sertliği yüzünden geriye doğru gitti. Ondan bu şekilde bile uzaklaşmam sinirlendirmiş gibi ellerinden birisini enseme attı. Diğeri çenemdeyken ondan uzakta kalamadım.
Dudaklarımın an be an yumuşadığına şahit oluyordum. Beni öpmeye devam ederken bir eli çenemden ayrıldı ve bacağımı bulduğunda okşamaya başladı. Kendimi diken üzerinde hissediyordum. Sahi bu nasıl mümkün oluyordu?
Elleri kalçamı buldu. "İlk önce bu geceliğin, sonra da toplantıdayken bu şekilde buraya gelmenin hesabını ver."
Parmakları geceliğimin içinden karnımı bulduğunda sıktı. "Korhan." Diye fısıldadım. Tüm hislerim aynı yerdeydi. Tek bir noktada toplanmıştı.
"Korhan sana ne yapsın? Korhan seni nasıl sevsin?" dediğinde parmakları şortumun kumaşını buldu. "Söyle müstakbel karım."
Müstakbel karım demesi sanrım son noktaydı. Onu her şeyine ihtiyacım varmış gibiydi. Bedenine, ruhuna...
"Kaldır yavrum." Dediğinde masaya yaslı olan kalçamı yukarı doğru kaldırdım ve popomdan şortun kaymasına yardımcı oldum. Kumaş parmakları arasında kayarak yeri boyladığında, altımda sadece iç çamşırıyla kaldım. Kalbim iki yerde atıyormuş gibiydi. İnanılması zordu.
"Bakalım beni ne kadar özlemişsin." Dediğinde boğazından gelen sesi kalbimin en derinine ulaştı. Gözlerim parmaklarının hareketini izlemek için aşağıya kaydığında iç çamşırımı kenara iterek parmaklarını tenime değdirdi. Soğuk parmaklarını tam orada hissetmek inlememe sebep olduğunda başım geriye doğru gitti. Ellerim masadan destek aldığında sırtım gerinmişti.
Sandalyeyi bana doğru ittirdiğinde ayaklarımı sandalyenin iki yanına koydum. Açılan bacaklarımla ona daha fazla fırsat sunduğumda parmaklarının hızı bir anda artmaya başladı. Kendimi "Lütfen." Diye inlerken buldum.
"Bu ricaların beni azdırmaktan başka bir şey yapmıyor." Dediğinde hırladı. Sertçe bastırdı, her defasında daha sert.
Zorlukla "amacım bu değil." Dediğimde son kelimemin ardından inledim.
"Senin bir bakışında boşalacak kadar yaşımın küçüldüğünü hissediyorum."
Ne diyordu anlamıyorudum. Gözlerim kaymaya başladığında masaya dayadığım ellerim titremeye başladı. Ama o susmadı, hep konuştu.
"Kocam diyerek boşalacağın günü iple çekiyorum."
"Sus." dedim.
Susmak yerine dudaklarını dudaklarıma hapsetti. Parmağının hareketi devam ederken öpüşmeye başladık. Hiç bitmemişti ki. Dakikalarca sürüp giden esaretine kapıldım. Bilinçsizce inlemem çalışma odasını doldurmuştu. İnlemelerimi duymaktan ziyade onun söylediği kelimeler kızarmama neden oldu.
Ruhum onunla nasıl doluyorsa, onu istediğim için de dolan bambaşka bir şeyin sıvısı akmaya yaklaştığında fısıltısı kulağıma çarptı.
"Pantolonuma ak bebeğim."
İçimde biriken o hissin bir anda dışarıya sızmaya başladığını hissettiğimde daha fazla dayanamayan ellerim burkuldu ve başım geriye doğru giderek masayı buldu. Sırtıma bir şeyler battı ama hızlı nefes alıp vermekten başka bir şey yapamadım.
Beni kucağına çekmeden önce söyledikleri zihnime bobma misali düştü.
"Bir haftaya evleniyoruz, aksini söyleyenin evveliyatını sikerim."
SON
Korhan .dddddddd
Bölüm nasıldı????
Bunlar bence de bir an önce evlenmeli, yoksa Korhan bayılanzi moduna geçecek.
Sizleri seviyorum, Bol yorum yapın asklarim.
Bol öpücük Bir Çift Göz okurları.
|
0% |