Yeni Üyelik
31.
Bölüm

31: Karım

@rarbezrh

 

wattpad hesabım: rarbezrh

 

 

 

30.10.24

 

🖤

 

Düğünden bir gün önce.

 

"Kızım kesinlikle bu gelinlik, hem bedenine tam oturdu hem de hayalindeki model."

 

Aynadan kendime baktığımda, kendimi derin bi süzgeçten geçirdim. Hayalimde dediği gibi balık, uzun bir duvağı olan bir gelinlik vardı. Sırt dekoltesi duvakla kapansa da yine de güzel bir görüntü sergiliyordu.

 

Yarın evleniyor olsak da gelinliği sona bırakmıştım. Aslında sona bırakmamıştım, bırakmak zorunda kalmıştım. O evde online toplantı yapmasının ardından dediğini uygulamak için nikah dairesinden gün almıştık. Korhan dediğim dedik, çaldığım düdük hesabı kendi sözünü yerine getirmişti.

 

Ondan sonraki gün zaten Buçeyle buluşacağımız için tam denk gelmişti. Evlilik muhabbetti açılmış konuşmuştuk, hatta bayağı. Biz kadınlar olarak çok işimiz olduğu için hemen hazırlığa girişmiştik. Gelinlik, organizasyon, davet derken haftanın sonuna gelmiş ve düğün günü gelmiş çatmıştı. Yarın resmen evleniyorduk. Korhan Franco benim eşim oluyordu.

 

"Sì, signore. Questo abito da sposa ti sta molto bene. In effetti, è stato progettato come se tu fossi il modello." Evet, efendim. Bu gelinlik size cok yakıştı. Hatta sanki model sizmiş gibi, öyle tasarlanmış.

 

Kadın bunları gülümseyerek dile getirdiğinde bakışları gelinlikteydi. Ben de bir kez etrafımda döndüm ve tekrardan aynadan yansımama baktım. "Grazie, questa sarà la mia scelta." Teşekkür ederim, tercihim bu yönde olacak.

 

"Alıyor muyuz? Tamam mı?" Buçe bunları heyecanla dile getirdiğinde ben de stres altında olduğum için ellerim terlemeye başlamıştı.

 

"Güzel değil mi kanka?"

 

Göz bebekleri büyüdü. "Güzel olmak ne kelime, prenses gibi olacaksın. Çok yakıştı bu gelinlik sana, hayran kaldım kızım. Kocanı düşünemiyorum." Dediğinde tekrardan heyecan bastı. Gülümserken yerimde zıplamamak için kendim zor tuttum.

 

"O çok beğenecek eminim."

 

Hem o beni her halimle seviyordu. Ben de onu. Adamın her hali başka, karizmatikti. Fakat düğün günü onu takım elbiseyle görmek için sabırsızlanıyordum. Acaba onun duyguları nasıldı? Benim içimde bolca mutluluk vardı. Ayrıca huzur doluydum. Fakat en yüksek duygum gerginlikti.

 

"O zaman burada işimiz bitti."

 

"Bitti güzelim." Dediğimde gelinlik mağazasındaki çalışanlar yardımıyla içeriye girdim ve gelinliği çıkardık. Buradan ayakkabı bakmaya gidecektik. Geriye bir şey kalmıyordu. Bu yorgunluğa bir şeyler içseydik iyi olacaktı.

 

"Il pagamento è stato effettuato dal signor Korhan. Ti auguriamo felicità in anticipo, sii pieno di pace per tutta la vita." Ödeme Korhan Bey tarafından yapıldı. Şimdiden mutlulukları dileriz, bir ömür boyu huzurla dolun.

 

Yaşlı bir kadındı. Buranın tasarımcısı olduğunu Korhan söylemişti. Kendisi çok tatlı dilli bir kadındı. Hatta Korhan'ın önemli davetlerde takım elbise tasarımını bu kadın yapıyordu. E tabi doğal olarak da düğünümüzde giyeceği takım elbise de bu kadının elinden çıkacaktı. Mükemmel bir parça çıkaracağı gelinliğimden belli oluyordu.

 

Gelinliğim özel tasarım olduğu için, bir nevi satın alınmış oluyordu. Zaten kiralamak hiç istemiyordum. Gelinlik önemli bir parçaydı. Bir daha giyemeyecek olsam da saklamak istiyordum. Yıllar sonra çocuklarıma göstermek, güzel bir histi. Her anımızı kayıt altına alıyordum. Bahsettiğim albümü de yapmaya başlamıştım.

 

Fotoğraflarımızın çoğalmasını bekliyordum.

 

Kadının iyi dileklerine teşekkür ettikten sonra mekandan ayrılmış ve ayakkabı seçmeye gitmiştik. Gelinlik altında çok belli olmasa da güzel bir model seçmiştik. Adet olarak ayakkabının altına isim yazacaktık. Bir sürü kız arkadaşımız vardı. Lisedekilere falan hep davet göndermiştim. Başka ülkede oldukları için akşam buraya geleceklerdi. Hepsi Türkiye'de olduğu için gelme sıkıntısı söz konusu olmuştu. Ama Korhan da bu konuda yardım etmişti. Kendilerini otele yerleştirmiştik.

 

Evde akrabalar olduğu için kalablıktı.

 

Ayakkabı baktıktan sonra çok oyalanmadığımız için işimiz çabuk bitmişti. Bu yüzden açık balkonu olan bir kafeye gittik ve içeceklerimizi sipariş ettik.

 

"Sevdiğim bey arıyor." Diyerek aramayı yanıtlayan Buçe gülümseyerek konuşmaya başlamıştı. Ben de bu boşluğu fırsat bularak Korhan'ı görüntülü aramaya başladım. Müsait mi diye sormadan pat diye aramıştım ama o da tıpkı bizim gibi şeylerle meşguldü.

 

Arkadaşları damat için yapılacak olan şeyleri birlikte yapmak istediğini söyleyince, Korhan da hayır diyememişti. Canı da istiyordu. Birileriyle bir şeyler yapmak güzeldi. Arkadaş çevresi çok olunca kesin keyif alıyordu.

 

Ekranda yüzünü görmemle gülümsedim. "Sevgilim?" dedim tatlı tatlı.

 

"Yavrum ne yapıyorsunuz?" dediğinde bekletmeden onu cevapladım.

 

"Ayakkabı aldık az önce, şimdi de bir şeyler içeceğiz. Siz?" Arkadan bir sürü ses geliyordu.

 

"Bizim de işimiz bitti bebeğim."

 

"No, non è finita." Hayır bitmedi diye arkadan bağıran birisini duyduğumda, kaşlarım sorgularcasına çatıldı. Kadraja bağıran kişi olduğunu anladığım erkek girdiğinde surat ifadesi güler yüzlüydü. Korhan kafasına eliyle vurduğunda gözlerini devirdi.

 

"Lascia in pace mio marito." Kocamı rahat bırakın Dediğimde yalandan kaşlarımı çatmıştım.

 

Adam daha çok kahkaha attı. "Ok, ok, non abbiamo mangiato tuo marito." Tamam tamam yemedik kocanı.

 

Ne? 

 

"Ne ho bisogno." O bana lazım dedim.

 

"Yenge, kocan olay tadını çıkar." Sonunda Türk birisi. Söyledikleri beni şaşırttı. Bu daha deminki adamdan farklıydı. Kendisini daha önce görmemiştim ama eğlenceli yapısı var gibi görünüyordu.

 

Kocan olay tadını çıkar.

 

"Teşekkürler, çıkarıyorum rahat ol." Derken kıkırdadım. Korhan da bu arada sırıtıyordu. Sırıtsın tabi keyfi laflarımla yerine gelmişti. Zaten kötü de değildi.

 

"Oy yaşım tutmaz bundan sonrasını ben kaçar." Diyerek kadrajdan uzaklaştı.

 

"Size kolay gelsin sevgilim." Dediğimde kaşları hafif çatılır gibi oldu.

 

"Normalde olsa sinirlenirim de, yarın benimsin."

 

Sanki hiç onunla değildim. İlahi Korhan.

 

"Evet, sevgilim. Hadi bay bay."

 

Aramayı kapattığımda, telefonumu masanın üzerine koydum. Buçe de çoktan telefonu kapatmıştı. Bakışları beni bulduğunda imalı imalı baktı. "Seninkinin bu özlemini ne yapacaksın ya? Adam seni yanında bile özlüyor."

 

Gülümserken omzumu silktim. "Artık evleniyoruz diyeceğim ama saçma olacak. Zaten onun yanındayım. Fakat temas bağımlısı Korhan, bir metre uzak kalınca geriliyor."

"Alem Korhan eniştem."

 

"Iy." Dedim yüzümü buluşturarak. "Enişte lafı kulağıma bir garip geliyor."

 

Kaşları havalandı. "O zaman daha sık söyleyeyim."

 

"Ben de söylerim." Dedim üste çıkarak.

 

"Beyaz bayrak sallıyorum canım." Dediğinde gülerek başka bir sohbete geçtik. Soğuk kahvemiz bu sıcakta öyle iyi gelmişti ki resmen rahatlığa kavuşmuştum. Ama aklım hâlâ yarın olacak olan düğünümüzdeydi. Çok stresli hissediyordum. Biraz vakit geçirdikten sonra kankamın arabasıyla benim evime geçmiştik. Yanımda olmak istediği için eşiyle birlikte bizim evimizde kalacaklardı.

 

Sevil abla ev kalabalık olduğu için çoktan akşam yemeği için hazırlığa girişmişti. Ben de eve geldiğimde evdeki kişiler beni rahat bırakmamış sohbet etmiştik. Bu sırada da Buçe de Korhan'ın akrabalarını tanımıştı. Korhan ise hâlâ eve gelmemişti, aradığıma göre birazdan eve gelmek üzereydi.

 

Çalan kapıyla koşar adımlara oraya yöneldim ve karşımda müstakbel eşimi gördüm. "Hoş geldin." Dediğimde beklemeden kollarımı boynuna doladım. Uzun boyuna ulaşmak için parmak uçlarıma çıksam da onun belime yerleşen elleri bana yardımcı oldu.

 

"Çok hoş buldum. "

 

Saçlarımın arasına dudaklarını değdirdi. Gözlerim baskısıyla kapandı. "Bir an önce yarın olsun." Diye mırıldandım.

 

Kokumu derince içine çekti. "Her şey çok güzel olacak yavrum. En çok da sen."

 

... 

 

Düğün günü.

 

"Her şey hazır güzelim. Davetliler yerlerine geçti. Organizasyon tamam sizi bekliyor, birazdan damat bey seni görecek."

 

Düşüncelerimde tek bir şey vardı. Korhan. Onunla evlenecek olmam rüya gibiydi. Şimdi beyazlar içinde onun karısı olacaktım. Nereden nereye gelmiştik. Zaman ne hızlı akıp gitmişti anlayamamıştım. Onun sevgisi öyle büyüktü ki beni içine çekip almıştı.

 

Patronumken, şimdi eşim oluyordu.

 

Aslında hâlâ patronumdu ama daha farklı bir şekilde de yanında bulunuyor olacaktım. Kızlar ben evleniyordum. Nefesim vakit yaklaştığını haber veren arkadaşımla iyice sıklaşmaya başlamıştı. Biz kızlar olarak gelin odasındaydık. Sabahtan beridir Korhanı görmüyordum. Korhan ne gelinliğimi ne de makyajımı görmüştü. Kısacası beni hiç görmemişti.

 

İlk görüş videosu çekileceği için tadı kaçmasın istemiştik. Korhan ne kadar ben hep gördüğümde güzel bakarım dese de fotoğrafçı onu ikna etmişti.

 

"Kanka güzelim değil mi?"

 

Buce konuşmadı ama diğer arkadaşlarımdan birkaçı öne atladı. "Kızım şaka mısın? Efsane oldun, ben bile aşık oldum. Eniştemi düşünemiyorum."

 

"Hepiniz böyle diye diye adamı bayıltmayak." Dediğimde gülüşüme onlar da katıldı. Fazla sürmeden gülüşlerimizi kesen kapının çalınmasıyla hemen gülüşüm solmuştu. Gelmişti.

 

"Biz çıkalım hadi kızlar." Buçe önderliğinde diğer kızlar odadan çıktığında kapıda onu gördüm. Simsiyah bir takım elbisenin içine, beyaz bir gömlek giymiş. Yakasına da beyaz bir gül takmıştı. Çünkü en sevdiğim çiçek, beyaz güldü.

 

Beyazlar içinde, siyahına beyaz olacaktım.

 

Göz göze geldiğimizde aramızdan geçen bir sürü duygunun film şeridi gibi geçip gittiğine şahit oldum. Soluk soluğa kalacağım sandım, sadece ona bakmak bile nefesimin düzenini bozdu. Adımları usul usul bana doğru gelmeye başladığında iki yanımda öylece duran ellerime uzandı ve tuttu. Anında içime yerleşen o güveni hissettim.

 

"Il mio bambino. Il mio bambino. Sei come un cigno bianco. Quanto sei bella, quanto sei bella. Ora, cosa posso fare per smettere di piangere davanti ai miei occhi?" Bebeğim. Bebeğim benim. Beyaz bir kuğu gibisin. Nasıl güzelsin, nasıl güzelimsin. Şimdi gözlerim, karşında ağlamasın da ne yapsın?

 

Gözlerim dolduğunda, onun da dolduğunu gördüm. Ne kadar belli etmemeye çalışa da çok duygusaldı. Duygusal, en çok da manevi değeri yüksek bir andı.

 

Gülümsedim. "Amore mio. Le persone vogliono essere comprese tanto quanto vogliono essere amate. Sei un uomo che mi conosce meglio di quanto io conosca me stesso. Grazie per avermi sempre compreso. Che sia una coincidenza o no, tu sei l'uomo fatto per me. Ora stiamo facendo un secondo grande passo su questa strada, che capisco sia il destino." Sevgilim. İnsan sevilmek kadar anlaşılmayı da isterdi. Sen, beni benden daha iyi tanıyan bir adamsın. Her zaman beni anladığın için teşekkür ederim. İster tesadüf olsun ister olmasın sen benim için yaratılmış bir adamsın. Şimdi ise kader olduğunu anladığım bu yolda ikinci bir büyük adım daha atıyoruz.

 

"Korhan Franco diventa mio marito." Korhan Franco kocam oluyor diyerek kıkırdadığımda çok geçmeden gülüşünü işittim.

 

"Mia moglie, mia moglie, mia moglie." Karım karım karım dedi güzel aksanıyla. Tüylerim diken diken oldu. Hep duymak istedim, hep söylesin.

 

Dudakları dudaklarımı bulduğunda kısa süren öpüşmemizin ardından geri çekildik. Artık vaktin geldiği bizim de el ele tutuştuğumuz andı. Hazır olduğumuzu söylediğimizde yabancı şarkı çalmaya başladı ve adımlarımız atılmaya başlandı. Büyük kalabalık bir camiaya ayak basıyorduk. Etraf bir sürü gazete dolu onun haricinde sevdiklerimiz videoya çekiyordu. Biz sadece gülümsüyorduk. Samimi bir gülüşle ağzımız ağrıyan kadar gülecektik.

 

Nikahta benim şahidim Buçe olurken, onun da Leo olmuştu. Bu sefer evet diye bağıran ise Korhan olmuştu. Herkesin karşısında bağıramayacak kadar utançlıydım. Nikah kıyıldıktan sonra dans için ortaya geçtiğimizde, kolları arasında olmak bedenimin rahatlamasına neden oldu.

 

"Çok mutluyum." Dediğimde mutluluğumu yüzümden okumak çok da zor değildi.

 

"Ben de karım, ben de."

 

Sanırım karım lafı, iki kelimesinden birisi olacaktı. Bunu sözümü yanlış çıkarmayacağından yüzde yüz emindim. Ama hoşuma da giderdi. Ona sürekli kocam demek beni utandıracak olsa da o hiç çekinmezdi. Ama artık alışmam gerektiğinin de farkındaydım. Aslından çoktan ona alışmıştım, zaten alışmasam bu evlilik nasıl olurdu ki? Sadece bazı anlarda utanmama engel olamıyordum. Normaldi bence.

 

Dans şarkıları bitti, sıra eğlenmeye geldiğinde Korhan erkeklerin takıldığı yuvarlağa geçmiş bense kızlarla akım çekmekle meşgul olmuştum. Evet, işimiz gücümüz fotoğraf çekilmek olmuştu. Telefonların dışında zaten kameramanı olduğu için birisinde kötü çıksak diğerinde iyi çıkardık. Şimdiden albüm yaptırmak için heyecanlanıyordum. Çünkü düğünümüzün olduğu yer çok güzeldi. Doğal olarak iyi çıkmamak pek de imkân dahilinde değildi.

 

Pasta kesildi, içecekler içildi. Hiç eğlenmediğim kadar kendi düğünümde eğlendim. Korhan'ın kolları arasında dans etmek güzel bir şeymiş. Ah! O dans etmese de benim dans etmemi zevkle izlemişti. İşin eğlence kısmında gazeteciler çıkartılmış samimi bir ortam oluşturulmuştu. Eğlence gece vaktini bulduğunda herkes çok içtiği için yavaştan dağılmaya başlamıştı. Korhanla biz bir bardak içtiğimiz için sarhoş olmamıştık. Amacı da buydu zaten. Günümüzü uyuyarak bitirmek istemiyorduk. Ben yorulmuştum ama tatlı bir yorgunluk olduğu için önemsemiyordum.

 

Mekan toparlanmaya başladığında eve doğru yola koyulduk. Korhan balayı için yarın yola çıkacağımız söylemişti. Bu yüzden bu geceyi evimizde geçirecektik. Orman yoluna girdiğimizde, başım koltuğa yaslanmış hâlâ ona bakıyordum. Yüzümde hiç eksilmeyen bir gülümseme vardı.

 

"Bebeğim aç olmadığına emin misin?" dediğinde bakışları kısa süreli beni buldu. Terlediği için siyah ceketini çıkarmış sadece gömlekle kalmıştı. Bense gelinliğimin her parçasıyla aynı kalmıştım. Acıyan tek yerim ayaklarımdı, sahibi ise topuklulardı. Bu yüzden arabaya biner binmez ilk işim ayakkabılarımı çıkarmak olmuştu.

Onun kucağına doğru uzatmıştım. Daha doğrusu o uzatmamı istemişti. Ben de zevkle yerine getirmiştim. Kendisi arabaya kullanmaya devam ederken bir yandan da ayaklarıma masaj yapmıştı. Sızısı da bu sebeple uçup gitmişti.

 

Bu adamdan olur mu hanımlar?

 

"Eminim, yeterince yiyip içtik. Hem tek istediğim bu gelinlikten kurtulmak."

 

Söylediklerime bir söylemedi. Çoktan korumaların olduğu güvenlikten geçerek arabayı evin kapısının tam önünde durdurdu. Kapım korumlar tarafından açıldıktan sonra Korhan çok geçmeden yanıma gelerek elimi tuttu. Evin kapısını da Sevil abla açmıştı.

 

Gülümseyerek "Hoşgeldiniz." Dedi.

 

"Hoş bulduk Sevil ablacım."

 

Gözleri bir anne edasıyla dolu dolu baktı. "Tekrardan mutluluklar dilerim. Bir ömür boyu mutlu olun inşallah."

 

Gülümsedim. "Teşekkür ederiz."

 

Elinde tuttuğu çanta ile kapı ağzında dikildiğinde evden ayrılacağını anladım. "Ben belki açsınızdır diye bir şeyler ayarladım, kaplara koydum. Acıktığınızda aklınızda bulunsun."

 

"Teşekkür ederiz." Dedi Korhan. "Şoför seni bıraksın." Diyerek ince bir düşünce sergiledi.

 

"İyi akşamlar." Diyerek yanımızdan ayrıldığında beklemeden odaya doğru asansöre bindik ve kısa sürede odamızın olduğu kata ulaştık ve onun önderliğindeki odaya girdik. Işığı açmak yerine yatağın iki yanında bulunan lambaları yakarak loş bir ortam sağladı. Tabi bu sırada elimi bırakmıştı.

 

Ben öylece kapı ağzında beklerken dakikalardır beni bulmayan gerginlik bedenimde nüksetti. Parmaklarımı içime doğru kıvırmak istedim ama protez tırnaklarım buna çok izin vermedi. Sık nefeslerim onun bana yaklaşmasıyla daha çok artarken kalbimin atışı da dışarıdan duyulacak kadar çoğalmıştı. Adımları ayak uçlarıma kadar geldi ve değdiğinde durdu.

 

Dudaklarını araladığında nefesimi tuttum. Aşağıdan aşağıdan ona bakmaya başladığımda gözlerinden geçen anlamaları anlamakta zorluk çektim.

 

"Bu gece istiyorsan eğer arkanı dön ve fermuarını açmama izin ver." Nefesini verdiğinde sıcak hava yüzüme çarptı. "İstemiyorsan bana bakmaya devam etti."

 

Duraksadım. Yutkunduğumda saniyeler asır gibi geldi. Yanaklarıma toplanan kanın varlığını hissettiğikde terlemiş avuçlarımı gelinliğime sürterek etrafımda döndüm ve sırtımı ona çevirdim.

 

 

BÖLÜM SONU

 

HAIAJAJAJJAJAJAJAJJAJAJA

 

Şey evlendiler deeeee bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz??

 

Bölüm başında dediğim gibi bir sonraki bölüm Instagram bölümü.

 

33. Bölümü merakla bekleyenler?? 🤭

 

Sizleri seviyorum, Bol öpücük Bir Çift Göz okurları.

 

 

Loading...
0%