Yeni Üyelik
9.
Bölüm

𝟿|ɢɪ̇ʀᴅᴀᴘ

@rarbezrh

Agâh: neden konuştuklarımızdan sonra bana yazmadın?

 

Agâh: kaçıyor musun sen benden?

 

Milena: hayır, neden senden kaçayım?

 

Agâh: peki.

 

Milena: gör artık derken neyi kastettin?

 

Agâh: bu soruyu dün niye sormadın?

 

Milena: cesaret edemedim.

 

Agâh: neyi duymak korkuttu seni?

 

Milena: korkmadım, o an söyleyemedim sadece.

 

Agâh: anladım.

 

Agâh: dün geceki cesaret de şimdi bende yok.

 

Milena: benden bir şeyler saklıyormuşsun gibi hissediyorum, neden böyle hissediyorum bilmiyorum ama bununla başa çıkmak bazen sinir bozucu olmaya başladı.

 

Milena: bana dün söylediğin cümlenin amacını ne zaman açıklayacaksın?

 

Agâh: sen benden bir şeyler saklamıyor musun?

 

Milena: saklıyorsun yani?

 

Agâh: bazı şeyleri dile getirmekte zorlanırız, ben de sana karşı bunlardan birisini açıklamakta zorlanıyorum.

 

Agâh: ayrıca evet saklıyorum, sen saklamıyor musun?

 

Milena: sana söyleyemediklerim var, evet.

 

Milena: bir gece ansızın bir bakmışsın söylemiş bulunurum, geceler kelimeleri dökmekte yardımcı olabiliyor.

 

Milena: peki bir gece ansızın sen söyleyemediklerini söyleyebilir misin?

 

Agâh: bilmem bir gece sana her şeyi açıklayabilirim.

 

Milena: benim sana anlatmadığım acılarım ama seninki daha farklı bir şey gibi.

 

Agâh: olabilir.

 

Milena: umarım açıklayacak vaktin olur.

 

Agâh: o ne demek şimdi?

 

Milena: hayatın ne getireceği belli olmaz diyorum, ölüm bizi alıp götürebilir.

 

Milena: ardımızda sadece söyleyemediklerimiz kalır.

 

Agâh: ölümden bahsetme.

 

Agâh: neden böyle bir düşünceyi aklıma soktun ki?

 

Milena: neden? Bir gün ölebilecek olmayı düşünmüyor musun?

 

Agâh: kendimde düşünmek değil bir başkasının öldüğünü düşünmek kötü hissettiriyor.

 

Agâh: hem de o çok sevdiğim birisiyse.

 

Milena: şahit olmak emin ol ki daha kötü.

 

Agâh: şahit olmasam da yakınımdan birisini acı çekerken görmek kötü

 

Agâh: aslında kötü şeyler düşünmesek.

 

Agâh: anlat bana bugün neler yaptın dünden beri görüşemiyoruz, daha doğrusu yazışamıyoruz.

 

Milena: bugün kediyi muayeneye götürdüm durumu gayet iyiymiş, tabi anne sütü alamıyor ama olsun o da bu hayata böyle gözlerini açmak zorunda kaldı.

 

Milena: ben onun iyi hissetmesi için elimden gelenin fazlasını yapıyorum.

 

Agâh: sevindim.

 

Agâh: herkes şanslı doğamıyor maalesef.

 

Milena: öyle.

 

Milena: sen neler yaptın?

 

Agâh: sabah erkenden koşuya gittim, her sabah muhakkak koşarım.

 

Agâh: ardından kahvaltımı yapıp işe geçtim.

 

Milena: nerede çalışıyorsun?

 

Agâh: inşaat mühendisiyim.

 

Milena: yaaa ne güzel, hangi şehirde okuyorsun?

 

Agâh: Almanya'dayım ben.

 

Milena: nasıl yani?

 

Milena: Almanya'da mı yaşıyorsun?

 

Agâh: evet, iki yıldır.

 

Milena: sen çok uzaktaymışsın.

 

Agâh: ben senden çok uzağım.

 

Milena: hiç böyle bir cevapla karşılaşmayı beklemiyordum.

 

Agâh: ben de Almanya'ya hiç taşınacağımı düşünmezdim.

 

Milena: daha iyisi için mi gittin?

 

Agâh: zorunda kaldım.

 

Agâh: belki zorunlu olduğum o ülke değildi ama İstanbul'dan kaçmak bir zorunluluktu.

 

Milena: neden kaçtın ki?

 

Agâh: o şehir artık girdaptı.

 

Milena: kimdi girdap?

 

Agâh: o şehir dedim ya.

 

Milena: kimdi girdap? (01.12)

 

Görüldü. Agâh çevrimiçi.

 

Agâh: sendin. (01.22)

 

 

BÖLÜM SONU

 

Zurnanın zırt dediği yere geldik.

 

O şehir girdap güllerim.

 

Bölümü nasıl buldunuz?

 

Sizce sonraki bölümde ne olacak?

 

yıldızlar kadar öpücük bitanelerim.

 

 

Loading...
0%