Yeni Üyelik
12.
Bölüm

𝟷𝟸|ʏɪʟ

@rarbezrh

Agâh'ın ağzından.

 

Kafamı kaldırıp onun dolan gözleriyle karşılaştığımda, içimde esen rüzgârların şiddetini hissedebiliyordum. Sanki kalbim kanıyormuş gibiydi. Yıllardır içimde sakladığım bu durumu bir anda ortaya dökmek öyle ağır gelmişti ki, onun bunu öğrendiği tepki de üzerine eklenmişti.

 

Şimdi nasıl hissediyordu?

 

Avuçlarımın arasında hissettiğim yaşlar umurumda bile olmadan ona bakıyordum. Dilinden dökülecek olan bir kelimeye bile muhtaçtım. İçim bir sürü dertlerle doluydu fakat istediğim tek bir kişiydi. Bütün derdime derman olacak kadın karşımdaydı ama yanımda değildi. Şimdi yüz yüze olsaydık da öyle anlatsaydım bunları, keşke. Böyle uzaktan zordu, çok zordu. Aramızda bir sürü mesafe vardı ve bu bana çok ağır geliyordu.

 

Dakikalar geçti, onun kesik nefesleri kendini tuttuğunu belli ederken ben bir şey yapamıyordum. Sanki yanındaymışım da elim kolum bağlıymış gibi. Sertçe burnunu çekerek "Agâh." Diye kısık selse mırıldandığında hıçkırarak ağlamak istedim. Dudaklarına yakışıyordu ismim, bir onu dilinde anlamlı oluyordu. Gülümsemek istedim ona karşı ama yapamadım. Sadece dümdüz baktım ama bakışlarımda acılı iki yıl vardı.

 

"Ben nasıl böyle bir insan oldum?" Demesini beklemiyordum. Gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı. Gözyaşlarım akmayı bıraksa da hala gözümün çevresi ıslaktı. "Beni böyle bir insan yapan ne? Sevdiğim bir insana karşı niye böyle yaptım?"

 

Asıl soru biz nasıl böyle olduk?

 

Derince yutkundum. "Yaşadığın acı herkesten uzaklaşmana sebep oldu. Tek bir kişiyi bile yanında istemedin. Sana saygı gösterdim, bu durumu bilmiyordum bu yüzden onu anla dedim kendi kendime. Arkadaşlarından uzaklaştın onu anladım da beni yanında istememeni anlamadım. Canım çok yandı, ilk başta dedim ki beni daha sonra anlar ama sen öyle yapmadın. Eve kapattın kendini, dışarı bile çıkmadın. Seni gördüğüm anlar öyle azalmıştı ki seni uzaktan izlemekle yetindim. Yaralarını sarmak istedim ama yapamadım. Bak şimdi yaraların kabuk bağladı, şimdi ne yapacağım ben?"

 

Omuzları sarsıldığında şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı. "Ağlama. Ağlama lütfen." Ruhumda firar eden o acıyı daha fazla çoğaltma. "Nasıl sakinleşirsin?" diye sorduğumda sanki bir yabancıya soruyordum. O benim sevdiğim kadındı. O hem merhem hem o merhemi sürmeme sebep olandı.

 

Yaşlı gözleriyle gözlerime baktığında damlaları akmaya devam ediyordu. "Bana eskisi gibi seslenir misin?" dediğinde çıkan o naif sesiyle istediğinin dışında bir şey yapmamın imkânı yoktu. Karşımda öyle çaresiz, öyle savunmasız duruyordu ki dudaklarım zorlukla aralandı.

 

"Çilli begonya, ağlama lütfen."

 

Çili begonyam, artık kurumuş bir çiçek gibiydi.

 

Söylediğim onu sakinleştirmek yerine daha da ağlattı. Ağlamasına dayanamazdım ama öğrendiği şeyler basit değildi bu yüzden varsın ağlasın, rahatlasın istedim. Sesimi çıkarmadan dakikalardır ağlamasını işittim. Saniyeler aktı, aktı ve uzun bir süre sonra sesi kulaklarıma ulaştı.

 

"Agâh, bana geçmişte bize ait olan şeylerin fotoğrafını atar mısın? Belki hatırlarım."

 

Böyle bir umut var mıydı? Sanki bütün hayallerim yıkılmış gibi emin olmakta zorlanıyordum. Başımı hızla olumlu anlamda salladım.

 

"Flaşa attım birçoğunu ama telefonumda arada açıp baktığım fotoğraf ve videolar var. Atarım sana."

 

"Hemen atar mısın?"

 

Gülümsedim. "Olur, hemen atarım."

 

Telefonumu elime aldığımda, birkaç tanesin seçip ona gönderdim. Bakışlarını benden çekerek telefonuna gelen bildirme baktığında dikkatli bakışlarımı üzerinde tuttum. Aramızda yine sessizlik hâkim olduğunda ona zaman tanıdım fakat kaşları çatıldığında gözleri kısılmıştı. Söylemek ve söylememek arasında kalmış olacak ki dudakları açılıp kapandı.

 

"Burası, burası benim okulum değil mi?" Telefondaki fotoğrafı bana gösterdiğinde gördüğüm şeyle başımı olumlu anlamda salladım. "Evet, senin okulun."

 

"Ama ben burada üniversite birinci sınıftayım."

 

"Hıhım." Diye mırıldandım gülümseyerek. Lafı nereye götürecekti merak ediyordum.

 

"Biz ne kadar süre beraberdik?"

 

Anılar perde misali gözlerimin önüne serildiğinde dudaklarım aralandı. "Dört yıl kadar."

 

 

BÖLÜM SONU

 

koskoca dört yılll.

Çilli begonyanın anlamı benim için büyük. Yani annemin bana böyle seslenmesi önemli olması için yeterli. Annem bana, Agâh da Milenaya söylüyor. 🥺🥺

 

Bölümü nasıl buldunuz?

 

Bundan sonraki bölümler olaylar düzelecek mi daha da mı artacak bakalım.

 

Sonraki bölümde görüşürüzz, yıldızlar kadar öpücük bitanelerim.

 

 

 

Loading...
0%