Milena: bebeğimiz doğdu.

Milena: bir görsen ne kadar güzel, şimdi böyle yazdığıma bakma severken nazar değmesin diye söyleyemiyorum.

Milena: gür saçlı doğdu bizimki, sarı olacak gibi duruyor.

Milena: babaya çektiyse demek ki.

Agâh: bebeğimiz doğdu yazınca içim bir tuhaf oldu.

Agâh: her şeyden farklı anlamlar çıkarıyorum, kafam yerinde değil.

Agâh: bu arada hayırlı olsun dileklerimi ilet lütfen, benim için de yanaklarını öp ve kokla.

Milena: böyle konuları konuşuyor muyduk?

Milena: ayrıca teyzem izin verirse öperim, sadece koklamakla yetiniyoruz şuan.

Agâh: nasıl konuları konuşuyor muyduk?

Milena: yani, evlilik gibi ya da ondan önceki aşamaları konuşuyor muyduk?

Milena: sevgililik hariç.

Agâh: konuşmaz olur muyuz konuşuyorduk.

Agâh: evlilik hayallerimizden birisiydi. Yıllar sonra evlenmeyi düşünüyorduk.

Agâh: tabi daha zamanı vardı, henüz erken olduğunu düşünüyorduk.

Milena: ben de tam olarak böyle konuştuğumuzu tahmin etmiştim. Yani bizimki hiçbir zaman geçici bir şey olmamış, ciddi düşünüyormuşuz.

Milena: baksana iki yıl bensiz olmana rağmen ümidi kesmemiş ve beni bırakmamışsın, hep ilk gibi dedin ya işte buradan anlıyorum beni ne kadar sevdiğini.

Milena: peki başka neler konuştuk, merak ediyorum.

Agâh: bir sürü, yaşamak istediğimiz eve kadar konuştuk öyle diyeyim.

Milena: oha gerçekten mi?

Agâh: gerçekten.

Agâh: bir kızımız olsun isterdin hep, erkek çocukları da severdin ama kız istemenin sebebi kendim böyle olmadım, kızımı böyle yetiştirmek istiyorum derdin. Bense senden gelecek olan her şeye kabuldüm.

Agâh: çoğu çiftin kurduğu hayaldeki gibi bahçeli bir evimiz olsun isterdik.

Milena: ama bizim için dört duvar olsun yeter diye düşündük değil mi?

Agâh: evet öyle düşündük.

Agâh: sen bizi çözmeye başladın yavrum.

Milena: tamamını da çözeceğim gör bak.

Milena: psikolojim için gittiğim doktora daha sık gitmeyi düşünüyorum, çabalayacağım.

Milena: keşke daha önceden böyle birisi olduğumu bilseydim belki daha erken karşılaşırdık.

Agâh: daha önceden dediğim gibi cesaret edemedim, keşke etseydim ama olmadı.

Agâh: olsun yine konuşuyoruz ya gerisini boş ver.

Agâh: bu arada ekstra bir ilerleme görürsen sakın beni habersiz bırakma merak ederim ben.

Milena: tabi ki de seni habersiz bırakmam.

Milena: ilerleme olursa heyecanlı heyecanlı sana koşarım zaten.

Agâh: ya demek heyecanlı heyecanlı bana koşarsın

Milena: :)

Agâh: kollarım hep açık ne de olsa sıkıntı yok, adımlarının yönü bana olsun.

Milena: başkasına olacak hali yok.

Agâh: nereden çıktı başkası şimdi ya tövbe.

Milena: sdkusadssdjsal

Milena: e ama ne dedim ben?

Agâh: yok yavrum sen ne diyeceksin, ben kendi kendimi gaza getiriyorum aldanma.

Milena: kıskanç mıyız biraz?

Milena: sadece merak yani.

Agâh: aynen biraz kıskancım ama sadece

Agâh: BİRAZ.

Milena: saduasgduıasduıas

Milena: anladım birazdan da azmış :)

Agâh: öyle sen bir de gerçekte gör bu azlığı

Milena: o kadar diyorsun.

Agâh: abartılacak kadar değil de seven insan kıskanır yavrum.

Milena: evet, seven insan kıskanır.

Milena: fakat bu kıskançlığın ne tür olduğuna bağlı.

Agâh: herhalde her şeyi de kıskanırsak bu işten çıkılmaz.

Milena: anlayışlısın, her konuda.

Agâh: sen öyle diyorsan öyledir.

Milena: aa bu arada sormak istediğim bir şey vardı kaynadı gitti aklımda.

Agâh: sor yavrum neyi sormak istiyorsan.

Milena: hayalimizdeki evi anlatır mısın?

Agâh: anlatmak yerine göstermek isterim.

Milena: nasıl yani?

Agâh: evimiz hazır begonyam, ben bizzat tasarladım.

BÖLÜM SONU

ayyyyyyy

heyecandan delirdim, Agâh sen ne diyorsun çocuğum?

Hayaller kurulmuş bile, gerçekleşir mi acaba?

Bölümü nasıl bulduk?

Sonraki bölümü merakla bekliyorum, yıldızlar kadar öpücük bitanelerim.