@rarbezrh
|
2 yıl sonra.
Agâh'ın ağzından.
Sana tekrar kavuşurum diye kalbimi sana hiç kapatmadım sevgilim. Şimdi bu kararımı hiç değiştirmediğim için pişman değilim, beni pişman etmedin.
Kavuştuk.
Bir fotoğrafına mahkumkan şimdi ömrümü onunla geçireceğimiz gerçeği bugün suratıma sertçe çarptı. Sıcak havada serinlemek gibi beni mutlu etmişti. Aynadaki yansımama baktım.
Siyah smokin beyazın yanına yakışmak için şıklık yaratırken parfümü kıyafetimin üzerine ve birkaç tenimin açıkta kaldığı kısımlara sıktım. Seviyordu kokumu, seviyordum kokusunu.
"Sikeyim hiç bu kadar heyecanlanmamıştım." Mırıldanmalarımı duyan arkadaşım gülerek bana baktığında alayla dudaklarını araladı.
"Kırk yıllık alay konusu olacaksın kardeşim söyleyeyim." Dediğinde yan gözlerle diğerlerini işaret etti. Diğer arkadaşlarım bana bakarak hiç çekinmeden gülüyordu.
"Onları da göreceğim ben."
"O iş zor kardeşim, daha kız bulamadım." Diye atladı Mustafa.
"Bize de daha çok var." diyen Kerim gülerek ben masumum bakışları attı.
"Ben de ayakkabılarımın altına yazayım mı? Belki everirim sizi. Hem kızlar öyle yapıyor." Derken kahkaha attım.
"İyi akıl ettin, yapak bence de." Dediğinde şaka yaptığını biliyordum. Zaten ben de ciddi değildim.
Kapının tıklanmasıyla hepimiz sus pus olduğumuzda bir kadın içeriye girdi. Organizasyonla ilgilenen birisi olduğunu biliyordum, konuşmasıyla bundan emin oldum.
"Agâh bey, Milena hanım hazır. Sizi gelin odasına alalım daha sonra artık çıkış yapmanız gerekiyor."
Vakit daralıyordu. Onu deli gibi merak ediyordum. Gelinliği benden sır gibi saklamış, benimle gitmek yerine kız arkadaşlarıyla denemeye gitmişti. O yüzden hiç görmemiştim.
"Tamam geliyorum, teşekkür ederim." Dediğimde başını onaylar anlamda sallayarak odadan ayrıldı.
"Görev beni bekler beyler." Dediğimde stresle dudaklarım kıvrıldı. Sırtıma vurulan ellerle seslerini işittim.
"Hadi kardeşim biz artık dışarı çıkıyoruz, bayılmadan gel."
Onlar yanımdan ayrılırken ben de gelin odasına doğru adımlamaya başladım. Arasında çok mesafe olmadığı için kısa sürede ulaşmıştım. Derin bir nefes aldığımda kapıyı tıklatarak araladığımda konuşmaların kesildiğini işittim. Ömrüm boyunca hiç bu kadar gerildiğimi hatırlamıyordum. Sanki kendimi mülakata girecekmiş gibi hissediyordum.
Aslında doğruydu.
O benim en güzel sınavımdı.
Aralanan kapıdan ilk gördüğüm bana arkası dönük bedeniydi. Arkadaşlarından birisi öne çıkarak konuştu, bakışlarım ona kaydı ama daha sonra geri sevgilimi buldu.
"Enişte biz sizi yalnız bırakalım." Dediğinde hepsi bir anda hareketlendi ve odayı gülüşerek terk ettiler. Odada yalnız kaldık. Bana hâlâ arkası dönükken hareketlendiğini fark ettiğimde bütün dikkatimi ona verdim.
Göz göze geldik.
İlk gün gibi kalbimin yüksek sesle çarpmaya başladığını işittim. Yine elimi kalbime koyarak dudaklarını aralayarak çok hızlı atıyor diyecek miydi?
O çok güzel bir gelin olmuştu. Balık mı diyorlardı bu tarza bilmiyorum ama çok yakışmıştı. Sırt kısmı iplerle bağlanmış, gerdanı açıkta kalmıştı. Hafif dalgalı saçlar ve çok da abartılı olmayan makyajıyla karşı karşıya geldiğimde gözlerimin dolduğunu hissettim.
"Beğendin mi beni sevgilim?" diye sorduğunda dolu gözlerimden akan damlaların varlığını hissettim. Hasretin, ona olan vuslatımın göz yaşıydı.
"Çok güzel olmuşsun yavrum. Şimdi nasıl bakışlarımı senden çekeceğim?"
Tatlı gülüşünü duyduğumda bakışlarım dudaklarına kaydı. Zihnim bunun bir hayal olduğunu söylüyordu. Gerçek olamayacak kadar mutlu ve huzurluydum. Çünkü o gerçek olamayacak kadar güzel bir kadındı.
"Ama kendine gel de hemen evlenelim." Dedi heyecanlı sesiyle. Gülüşüme engel olamadım. Sanırım bugün gülmekten ağzım ağrıyacaktı şimdiden belli olmuştu. Ama en kötü halim bu olsun diye içimden geçirdim. O yanımda olsun başka bir şey istemiyordum.
"Yavrum çok güzel olmuşsun." Dediğimde yaa diye mırıldandı. Makyajı bozulacak olmasa tam şuan ısıracaktım.
"Sen de çok yakışıklısın, smokin aşırı iyi duruyor. Saçların çok düzgün, çok karizmatiksin."
"Akşam sen boz diye düzelttim." Dediğimde gülüşü soldu. Hafif yanakları pembeleşince sırıttım.
"Bugün mutlu günümüz kızmayacağım. Fakat artık çıkmamız gerekiyor, herkes bizi bekliyor."
"Tamam yavrum, artık evliliğe adımımızı atalım."
"Atalım birazdan kocam olacak adam."
Yandan bir gülüş attım. "Sevdim bunu."
"Artık bundan sonra çok duyacaksın." Dediğinde keyfim iyice yerine geldi. Elleri ellerimle birleştiğinde kapıyı araladık. Kadın bizi görmesiyle hemen telefonunu çıkardığında birisini aradı. Ve tam o an şarkı çalmaya başladı.
Tuna Hizmetli - Sevdiğim yavaş
Beyaz kapıdan geçip gittiğimizde dışarı çıktı. Spor ayakkabılarımızla kumsalda yürümeye başladığımızda sandalyeler tam istediğimiz gibi düzenle kumların üzerine yerleştirilmişti. Tam nikahın kıyılacağı yerin arkasında deniz vardı.
Biz kumsalda evlenme hayalimizi gerçekleştiriyorduk. Sevdiğim kadın ellerimin arasında, sevdiğimiz insanların bakışları etkisinde çiçeklerle donatılmış o yoldan geçerek nikahın kıyılacağı yerde durduk. Herkesin elleri birbirine çarparak bizi alkışlıyor, biz de heyecanla gülerek karşılık veriyorduk.
Nikah memuru geldiğinde asıl gerginliğin başladığı noktaya ayak bastık. Şahitler yerini almış ve birkaç kelimeden sonra o soru sorulmuştu.
Siz sayın Agâh....
Nefesimi onun gözlerine bakarak aldım. Dudaklarım aralanırken gülüşü gözlerimin önünden gitmedi. Uzatılan mikrofona eğildim ve bağırdım. "Sonsuza kadar evet."
Seninle sonsuza kadar evet, sevgilim.
Çığlıklar ve alkışlar yüksek sesle kulaklarıma çarptığında yerimde zıplamamak için kendimi zor tuttum.
Siz sayın Milena Tangöz hanımefendi...
Bana bakarak güldü ve tıpkı benim gibi bağırdı. "Evet." Son kelimesini bastırdığında kahkahalarımız diğerlerine bulaştı. Şahitlere soruldu ve karımın eline evlilik cüzdanını verildi. O kırmızı defteri yukarı kaldırarak bedenini kıvrakça hareket ettirdi.
"Gelini öpebilirsiniz."
"Karımı tabi ki de öpmeliyim." Dediğimde Milena şirince bana baktı ve gülümsedi. "Kocam." Dediğinde dayanamadım ve dudaklarımı alnının üzerine sıkıca bastırdım.
Gözleri kapandı. Gözlerim kapandı. Fotoğraflar çekildi, biz artık evli bir çift olarak düğünümüzün eğlencesini başlattık.
"Kollarımın arasında gel karım." Dediğimde sürekli bunu söylemem komiğine gitmiş olacak ki kahkaha attı. Elini tutarak ortaya geçtiğimizde dans etmeye başladık.
"Asla senin karın olduğunu unutmayacağım, sayende." Dediğinde gözlerini devirdi.
"Yoksa unutmak mı istiyorsun?"
"Asla."
İkimiz de konuşmadık bir süre. Bedeni bedenime çarparken dans ettik. Şarkı değişti, etrafımız doldu ve dudakları sonunda aralandı.
"Agâh çok mutluyum ben, bunun bozulmasından korkuyorum."
Mutlu olsa da korkuyordu, mutsuz olmaktan. Böyle düşünmesi hiç hoşuma gitmezken yine de rahatsız olduğumu belli etmedim.
"Bundan sonra artık daha fazla mutlu olacaksın, hiç üzülmemen için bütün hayatımı feda edeceğim."
Burukça gülümsedi. "Artık beraberiz. Herkesten her şeyden uzak, baş başa. Artık ayrılık ve üzüntü yok. Sen varsın. Beraber geçireceğimiz uzun yıllar, biriktireceğimiz anılar var." Derin bir nefes alarak sözlerine devam etti. "Düşünsene artık beraber yatıp, uyandığımda yanımda olacaksın. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyecek. Bunun düşüncesi bir hayalken şimdi onların hepsini yaşıyoruz. Hepsi senin sayende. İyi ki sen, iyi ki senin gibi bir adam benim kocam oldu."
"Canım karım benim. Senin artık düşüneceğin tek şey akşamları izleyeceğimiz filmleri bulmak olacak. Gülüşün hiç ayrılmak istemediğim o dudaklarından eksilmeyecek. Kalbin sadece mutluktan kasılacak. Uykuların uykularım, ellerin hep ellerimde kalacak."
Ve biz sonsuza denk mutlu kalacağız.
Milena ve Agâh.
Adlarımız sonuna kadar yan yana, hiç unutulmayacak bir aşka imza atmıştık. Artık birbirimizi unutmak mümkün müydü?
Siz onları unutacak mısınız?
Ben, asla.
SON
heyyy bol özlemle ve üzüntüyle geldim.
Final bölümümüzz. 🥺🥺
47 bölüm boyunca bizlere eşlik eden, ya da yeni gelen kısacası bu kitabı gören herkese teşekkür ederim. Umarım beğenmişsinizdir.
Agâh ve Milena'yı sevdiniz mi?
Onları evlendirdim. 😎 Hayalleri bu yöndeydi ben de gerçekleştirmek istedim, kötü son yazmadım.
Ben onları çok sevdim ve veda etmekte zorlandım. Belki özel bölümlerde görüşürüz. Sizleri çok seviyorum, kendinize çok iyi bakın.
yıldızlar kadar öpücük bitanelerim.
|
0% |