Yeni Üyelik
8.
Bölüm

𝟾|sᴏɢ̆ᴜᴋ

@rarbezrh

Agâh: lütfen reddetme.

 

Agâh: konuşmak istiyorum, olmaz mı?

 

Milena: ama ben uyuyacaktım.

 

Agâh: en son kedi miyavlıyordu.

 

Milena: ikisi de gerçekti, yalan söylemiyorum ben.

 

Agâh: hıhım öyle.

 

Agâh: hadi tekrar arıyorum kabul et lütfen.

 

Agâh

 

Sesli arama isteği

 

Kabul et / reddet

 

Agâh'ın ağzından...

 

Bir ümit aramaya kabul edecek diye yatağın üzerinde dikleşmiş, arkama iyice yaslanmıştım. Saçımı başımı düzeltmeye başladığımda sanki görüntülü konuşacakmışız gibi bir tavra takınmıştım. Yaptığım hareketin sonradan farkına vardığımda karşımda duran boydan boya olan aynadan bakışları kendisine kaydı. Aptal diye mırıldandı.

 

Az önce olanlardan sonra kendisine o kadar kızgındı ki, ne onu uyutmuş ne de kendisi uyumuştu. Yapmıştı bir hata işte, geri dönülürdü belki ama kırgınlıklar hiçbir zaman geçmezdi. Ona acılarından bahseden kadının canını yakmıştı. Her hatırladığında sinirlerine hâkim olamamaktan korkuyordu. Keşke dedi. Keşke her zamanki gibi sussaydım.

 

Duyduğu kedi sesiyle daldığı yerden bakışlarını çektiğinde sese odaklandı. Aramayı kabul etmişti. Ama kedinin miyavlamasından başka bir şey duyulmuyordu.

 

"Ben Milena hanımı aramıştım ama siz kimsiniz?" diye sorduğunda kedi anlamış gibi ses çıkardı.

 

Ardından onun sesini tekrardan duydu. Yıllar sonra 2. kez duyuyordu.

 

"Muhatabın kedi."

 

İçi ne kadar özlemle acısa da dudaklarında gülümseme oluştu.

 

"Ama ben seni istiyorum."

 

Uzun bir süre ses gelmediğinde kaşları çatıldı, gerçekten de konuşmak istemiyor muydu? Yoksa altında başka bir sebep mi vardı?

 

"Bilemedim şimdi."

 

"Ama ben netim."

 

"Bana hiç öyle gelmedi." Dediğinde ardından kapı kapanma sesi geldi. Birkaç araba korna sesi kulağıma çarptı. Balkona mı çıkmıştı o?

 

"Sen balkona mı çıktın?"

 

"Konuyu saptırman da harikulade."

 

Kısıkça boğazımı temizledim. "Konuyu saptırmak değil bu, konudan daha önemli olan seni düşünmek bence konuyu saptırmak olmamalı."

 

"Benim neyimi düşünüyorsun ?" diye sorduğunda sesindeki merak hoşuma gitti.

 

"Soğuk değil midir orası? Üşümüşsündür."

 

Birkaç saniye bana cevap vermedi. Düşüncelerini o kadar merak ediyordum ki keşke içini okuyabilseydim.

 

"Soğuğu severim."

 

Biliyorum. Diyemedim.

 

"Hasta olmanı istemem."

 

"Muhakkak hasta olurum ben ama engel olmak pek de kolay değil."

 

Ansızın. "Belki," dedim. Devamını getirmek ve getirmemek arasında gidip geldiğimde söyleme kararı aldım. Derin bir nefesi içime çektiğimde o da sanki bütün dikkatini telefona vermiş ne diyeceğimi bekliyordu. "Belki birisi karşına çıkar ve hiç üşümene izin vermez."

 

Kıkırdadı. Gülüşü kulağıma ulaştığında gözlerimi kapatıp sadece onu dinlemek istedim. Sesinin farklı bir tınısı vardı ve etkilenmemek elde değildi.

 

"Kesin çıkar." Dedi. Neden bu kadar umutsuzdu?

 

"Belki de çoktan çıkmıştır." Dediğimde alnımı sıkıntıyla sıvazladım. Kısıkça öksürdü. Mırıldandığında ne dediğini duyamadım. Ardından net çıkan sesi kulaklarıma ulaştı.

 

"Benim görmediğim ama senin gördüğün birisi var da haberim mi yok?"

 

Kalp atışlarım hızlandığında dudaklarım aralandı. "Belki de sen görmeyi başarmıyorsundur."

 

"Ne demek istiyorsun?" diye sordu.

 

"Gör artık diyorum, gör."

 

 

BÖLÜM SONU

 

Gör diyor, neyi göreceğiz?

 

Bölümü nasıl buldunuz?

 

Sizce Agâh'ın tavrının sebebi ne?

 

Sesli de konuştular bakalım daha neler olacak.

 

 

yıldızlar kadar öpücük bitanelerim.

 

 

 

Loading...
0%