Yeni Üyelik
41.
Bölüm

𝟺𝟷|sᴇɴɪ̇ sᴇᴠɪ̇ʏᴏʀᴜᴍ

@rarbezrh

Yorum mu yapsak?

 

♡♡

 

İçimdeki karanlık aydınlığa kavuşmaya başladığında aniden bastıran yağmur bütün umutlarımı yitirmeme sebep oluyordu. Yaşadığım acılar kalbime öyle ağır geliyordu ki, şimdi yeniden yaralanmayı istemiyordum. Yaralansam da en hafifinden canım yansın istiyordum.

 

Aslında yıllardır hep bir ailem var sanıyordum, meğer her şey bir yalan üzerine kuruluymuş. Bunun acısı da azalır mıydı?

 

Buğulu bir ses sürekli ismimi tekrarlıyor ama algılamakta zorluk çekiyordum. Acıyordu. Kalbim çok acıyordu.

 

"Yavrum?" duyduğum sesle aynı anda omuzlarıma dokunan parmakların varlığıyla daldığım yerden sıyrıldım. Agâh'ın gözleri merakla bir sorun mu var dercesine bana bakmaya devam ederken sesimi çıkaramadım. Bense derince yutkunuyor duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum.

 

"Milena beni duyuyor musun?" sesindeki ciddiyet onda gördüğüm farklı ses tonlarından birisiydi. Telefonda söylenen gerçeği öğrenmiş olmalı ki bana ismim dışında bir şeyle sesleniyordu. Bu durumda bile bunu fark ediyor olmam tuhaftı.

 

"Telefon." dediğimde sesim titrer gibi çıkmıştı. Devamını getirmek istesem de getiremedim, sustum. Sesimle birlikte telefonu kendi eline almıştı. Bir süre karşısındaki insanı dinlemiş ardından suskunluğumun nedenini anlamıştı.

 

"Bebeğim." dediğimde gözlerimden akan yaşların hızı çoğalmış, dudaklarımın arasından acımın feryadı duyulmuştu. Hıçkırarak ağlamaya başladım.

 

Canım acıyordu.

 

Daha yeni sakinleşmeye başlamıştım. Yaralarıma yeni bir kesik atmak, sızlatıyordu. Bunun da üstesinden gelebilir miydim? Kollarını boynuma doladığında, bu sefer ağlama değil de ağla diye sessizce tekrarladı. Başım göğsüne yaslandı.

 

"Bunu da atlatacaksın, biliyorsun değil mi?"

 

Bilmiyordum. Sen bana inanıyorsan, yaparım değil mi?

 

Şimdi ne yapacaktım? Nasıl hareket edecektim? Kafam karışıktı. Bir yalanın içinde büyümüştüm, şimdi ise gerçekle karşıma geçiyorlardı. Haklı bir sebebi var mıydı? İnanmak için yeterli bir sebeple karşıma çıkabilecekler miydi?

 

Yeni bir aile.

 

Alışması zor. Çaba ve ümit yine beni bekliyordu. Artık yorulmuştum. O yanımda olmasa ayakta nasıl kalabilirdim ki. Beni yalnız bırakmasın istiyordum. Biliyorum çok fazla acımla baş etmişti ama bencil olmam gerekecekse ilk defa bencil olmak ve onu hep yanımda istiyordum.

 

"Ne yapacağım şimdi?" diye sorduğumda sesim o kadar kendimi aciz birisiymişim gibi hissettirdi ki bir kenarıya çekilip öylece kalmak istedim.

 

"Şimdi sen yukarı çıkıyorsun, ben birazdan geleceğim."

 

En doğrusu da buymuş gibiydi. Sessizlikle baş başa kalmak ve ağlamak. Fakat aklıma gelenlerle kaşlarım çatıldı.

 

"Annenlere ayıp olacak." diye mırıldandım.

 

Sözlerim saçma gelmiş olacak ki yüzü buruştu. "Saçmalama yavrum." Derin bir nefes aldı. "Hadi çık sen." Başımı onaylar anlamda sallayarak yanından ayrıldığımda yavaş adımlarla yukarıya çıkmış ve odasına girmiştim. Nevresimin bir ucunu kavrayarak çektim ve soğuk çarşafa yorgun bedenimi bıraktım. Ayaklarımı kendime doğru çektiğimde, gözlerim bir süre kapalı kaldı.

 

Kaç dakika geçmişti bilmiyorum ama belli bir zamanın ardından yatağın sağ tarafı çökmüştü. Agâh'ın geldiğini düşünürken duyduğum ses onun annesine aitti.

 

"Kızım?" dediğinde Agâh'ın ona olanları anlattığını anladım. Agâh yanıma geldiğinde ağlayacaktım ama şimdi yanımda daha fazla ağlayacağım birisi gelmişti. Sesindeki samimiyetle bir an kendimi tutamadım ve doğrularak kollarımı bedenine sardım.

 

"Yaralı bir kuş görüyorum sanki." Dediğinde ortamı yumuşatmak istediğini anladım. Gülmek istedim ama başaramadım. En büyük eksikliklerimden birisi annemdi. Şimdi annem misali yanımda olması canımı yakıyordu.

 

"Kanatların mı kırıldı annem?" Dediğinde dudaklarımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım. O kadar sesli ve içli ağlıyordum ki telaşlı sesi kulaklarıma çarptı. "Ama böyle ağlamaya devam edersen olmaz ki."

 

Ama elimde değildi ki.

 

"Ben ne yapacağım?" diye kaç kez düşündüm, dile getirdim bilmiyordum. Her söyleyişimde bir cevap bulamamak hep söylememe neden olacaktı. Derin nefesleri içime çeke çeke sakinleşmeye çalıştım.

 

"Sabırlı olacaksın yavrum. En çok sabıra ihtiyacın var. Biz yanında olacağız, eğer ki ben burada olamazsam Agâh var. O seni daima korur ve yanında olur. Bana ihtiyacın olursa bir telefon uzağındayım. Tamam mı?"

 

Başımı aşağı yukarı salladım. "Teşekkür ederim, iyi ki varsınız."

 

"Sen de iyi ki varsın kızım."

 

Durulmaya başladığımda burnumu sertçe çekmiş ve kollarımı gevşettim.

 

"Sen dinlen, aklın da sakın bizde kalmasın. Yabancı değiliz. Sen kendini düşün yeter, tamam mı güzel kızım."

 

Anlayışlı anne ve babaya sahip olan Agâh, bu yönünü tamamen onlardan almıştı. Kalpleri pamuk gibiydi. Sevgilerini içimde hissedebiliyordum. Ve her zaman yanımda olacaklarının güvenini bana veriyorlardı.

 

Gülnur Teyze sözlerinden sonra sessizce kapıyı aralamıştı. Başımı yastığa yaslayarak kapıya baktığımda onu gördüm. Ne zamandır oradaydı?

 

Annesinin omuzunu sıvazladıktan sonra içeriye girdiğinde ardından kapıyı kapatmıştı. Yanıma adımlayarak yorganın içine girmişti. Gözlerim gözlerinden bir an olsun çekilmemişti. Ellerini yanağıma uzattığında sesli bir nefes alarak tenimi okşamaya başladı. Ağlamamdan dolayı acıyan gözlerimi kapattım.

 

"Her koşulda yanındayım biliyorsun değil mi?"

 

Biliyorum.

 

Her koşulda yanındayım sen de biliyorsun değil mi?

 

"Biliyorum. Hem de çok iyi biliyorum. İyi ki beni sevmişsin Agâh. İyi ki tanışmışız. Hiç bu kadar bir şey için iyi ki dediğimi hatırlamıyorum. Seni karşıma çıkaran kader iyi ki çıkarmış. Bir ailenin yokluğunu bana hissettirmediğin için teşekkür ederim. Bana koşulsuz ve güven dolu bir aşk verdiğin için minnettarım." Gözlerindeki dolulukla aynı anda gözlerimden bir damla yaş aktı. Gözleri gözlerimi bi kuyu gibi içine çekerken, kalbimdeki atışların hızlandığını hissettim. Söyleyeceğim sözler için miydi bu telaş? Yoksa uzun yıllar sonra söyleneceği için mi?

 

Sessizdi. Bu sessizliği fırsat bilerek dudaklarımı araladım. "Çilli begonya diye bahsettiğin o kadın, bir zamanlar deli gibi sevdiği çakır gözlü adama tekrardan aşık oldu."

 

Parmaklarımı kalbine götürdüm.

"Beni buradan hiç çıkarmamış olan seni, çok seviyorum."

 

BÖLÜM SONU

 

huuh.

 

Çok şükür mü demeliyim?

 

İlk seni seviyorum denildi.

 

Bölümü nasıl buldunuz?

 

Agâh'ın annesinin bu iyi kalbi hakkında ne düşünüyorsunuz? Her kaynana böyle oluyor mu ya?

 

Bana nasip olsun ne diyeyim.

 

Sonraki bölüm final için geri sayım başlayacak. Bölümlerde zaman atlaması olabilir.

 

Sizleri seviyorum. Yıldızlar kadar öpücük bitanelerim.

 

 

Loading...
0%