Dudaklarım aralık kalırken, her kelime utanmama ve yere gömülme isteğine sebep olurken herkesin içinden hızla uzaklaşmak istedim. En çok da onun bakışlarından kaçmak istedim. Sürekli gözlerinin benim üzerimde olduğunu hissetmek beni tedirgin hissettirirken aynı zamanda da elimin ayağımın birbirine dolaşmasına sebep oluyordu.

Son mesaj, kısacası öpsem seni.

Ona anlattığım konudan, kızaran yanaklarımdan, beni öpme isteğine. Bana yazanın adını dahi bilmiyordum. Nasıl beni öpmek isteyebilirdi ki. İçimde yer edinen küçük bir ihtimal küçücük bir ihtimal benimle dalga geçtiğini düşünse de bana yazdığı kelimelerle bu küçücük ihtimal de yok oluyordu.

Onların aksine seninle dalga geçmeye gelmedim.

Yazdıklarım pek dalgaya vurulacak konular değildi.

demişti.

Evet, böyle konular dalgaya vurulacak konular değildi. Öyle olmasını asla istemezdim. Şuana kadar birkaç erkeğin bana mesajla yazdığı tacizler aklıma geldiğinde onun da böyle olduğunu belki de sonradan böyle olabileceği zihnimde dolanıp duruyordu.

Ama bana yazan erkeklerden farklı bir şekilde beni sevdiğini yazmıştı. Ağlamamı gördüğünde dayanamayıp yanıma gelmesi, akan burnumu temizlemesi çok farklı hissettirmişti.

Yine hatırladığım sümük silme olayıyla küçük bir kahkaha attım. Elimdeki telefon titrerken, etrafa bakmanın ardından ekrana gözlerimi çevirdim.

05*********: Dudak kıvrımların yine neye yükseldi bu kadar?

05*********: Yine ne güldürdü seni?

Yağmur: Yine sen güldürdün beni.

05*********: Nasıl yani?

Yağmur: Yani yine aynı konu işte, senin burunumu temizlediğini konu.

05*********: Ha, sümüğünü sildiğim.

Yağmur: Yaa BAHJAKSNSN

Yağmur: İğrenmedin mi?

05*********: Neden iğreneyim ki. Sana yardım etmemin, hiç bir utanılacak yani yok.

05*********: Göğsüme değen saçlarından burnuma doluşan kokun en huzurlu anımdı.

05*********: Ve her kokunu aldığım zaman en huzurlu olduğum zaman olacak gibi.