@rarbezrh
|
Bölüm Şarkıları
Duman #AmanAman
Duman #BuAkşam
Duman #SeniKendimeSakladım
Duman #Yürek
Duman #ÖyleDertli
Duman #ElleriEllerime
Dudaklarımdan diş etlerime yayılan titreme, gecenin karanlığına karışıyordu. Dikkatimi ne kadar karşımdaki sahneye vermeye çalışsam da başaramıyordum. Duman grubu daha konser saati başlamasına çok az kaldığı için daha sahneye gelmemişti.
Heyecanım bugün kat ve kat fazlaydı. Konser için mi heyecan yapmalıydım yoksa onu göreceğim için mi?
Aslında bu iki sorunun cevabı belli değilmiydi zaten. Sürekli aklımda dönüp dolaşan düşüncelerin sonu yine ona çıkıyordu.
Acaba ne zaman gelecekti? Konserin başlamasına iki dakika vardı ve hala gelmemişti. Konser başladığında mı gelecekti? Peki geldiğinde onun olduğunu nasıl anlayacaktım.
Yüksek sesli alkış seslerinin ve ıslık çalan insanların sesiyle kendimi siktim. İnsanlara eşlik ederek ben de alkışlamaya başladım. Yüzüme yerleştirdiğim tebessümle, grubun yaptığı konuşmaya dinledim. Söyledikleri birkaç kelimenin ardından enstrümanın sesiyle şarkı başlamıştı.
Ah, kimin için atıyor bu yürek?
Söyle kimin için atıyor bu yürek?
Ne yapıp ediyor, sevdiğini üzüyor, aklımız ermez
Aman Allah
Naz mı ediyor gözlerimi süzüyor?
Ah geri gelmez
Alışamam, değişemem, gelemedim oyuna
Uzanırım, erişemem, tutamadım elini
Deli gönül, dayanamaz, bildiğini okuyor
Sevilemez, sarılamaz, yine seni arıyor
Aman Allah
Ölene dek, mezara dek, yine seni arıyor
Ah, kimin için atıyor bu yürek?
Söyle kimin için atıyor bu yürek?
Ne yapıp ediyor, sevdiğini üzüyor, aklımız ermez
Aman Allah
Naz mı ediyor gözlerimi süzüyor?
Ah geri gelmez
...
Bir insan çizdim zihnime, yaşamın anlamını onunla anlayacğım. Onunla deli gibi eğlenecğim, deli gibi güleceğim, bir arkadaş, bir aile olacağım.
Dudaklarımından çıkan mırıltılar, zihnimin güzelliği için. Her nefesim merakım.
Belimde hissettiğim parmaklarla, kulağıma değen sıcak bir nefesle bütün bedenim buz tuttu, sadece kalbimin sesi bedenimi titretti.
Kimseyi görmedim ben
Senden daha güzel
Kimseyi tanımadım ben
Kirpiklerim aheste bir biçimde kıvrıldı. Bileğimden geçen nabzımı sarmaladı sıcak parmakları. Aldığım derin nefes genzimden ciğerlerime ulaştı ve içindeki tüm boşlukları doldurdu. Belimdeki parmakları bedenimi ona doğru çevirdi. O an tuttum nefesimi işte.
Dudağının ısırdım. Gözlerimi onun gözlerine kaldırdım, irislerim yüzünün her zerresinde gezdirdim. Dudakları aramızdaki sessizliği bozan tek şeydi. Dudak kıvrımlarının yükselmesiyle, kafasını ikiye sallayarak tebessüm etti.
Sana nerden rastladım?
Oldum derbeder
Kendimi sana sakladım
Senden daha güzel
"Hoşgeldin, nefesim..."
Sert vanilya kokusunu hissettim. Karanlık gökyüzü üzerime bir örtü gibi örtülmüş yalnız içinde biz vardık.
Dudaklarımı zoraki oynattım.
"Hoşbulduk, bilinmeyen..."
Sözlerime karşın tebessüm etti. Belimdeki parmakları sıklaştı ve kendimi onun göğsünde buldumm. Dudakları saçlarıma küçük küçük buseler kondurdu. "Saçların... Çok güzel. Çok güzeller. Çok güzel olmuşlar."
"Beğenmene sevindim."
Genzimin kuruduğunu hissederek büyük bir yutkunuş sergiledim. Parmakları belimden ayrılarak, kulağımın altından saçlarıma ulaştı. Gözlerim ona birkaç santim aşağıdan baksa da bunun pek de önemi yoktu.
"Sonunda kokunu derince içime soluyabildim ya, hani derler ya artık ölsem de gam yemem."
Kaşlarım son kelimeleriyle hızla çatılırken, dudaklarım da hızla aralandı. "Ölümü anmasak, daha yeni başlangıçlar için uzak bir kelime değil mi?"
"Yeni başlangıçlar öyle mi?"
Yanaklarım kasılmaya başlarken "Hhm," diye mırıldandım.
Derin bir nefes verdim ciğerlerimin karanlık odalarından. Yumuşak saçlarımı hissettim dokunmadan, alnıma döküldü her bir tutamı. Gözleri gözlerimde, teni tenimde.
Dudaklarına yayılan tebessümü zihnime kazıdım. Dudaklarının yanımdaki gamze, kara kıvrımları...
Bana eğili duran bedeni, dudaklarınından çıkan gelimeleri gözlerimden çekmede söylerken ben sadece sırıtıyordum.
Kimseleri de takmadım
Ölsem değişmem
Kimseyi tanımadım ben
Senden daha güzel
Senden daha güzel
Senden daha güzel
Senden daha güzel
...
Başka bir şarkı için enstrüman çalmaya başladığında, enstrümandan anlaşılıyordu hangi şarkının söyleneceği. Ona sırtımı döndüm. Sırtım göğsüne yaslanırken, avuçlarını karnıma sardı. Başını hemen boynumun yanında hissettiğimde, karnım kasıldı. Avuçlarının altındaki karnım kasılırken, dudaklarının arasından kıkırtı çıktı.
Nereye gider başını alıp sorarsın Kim bilir durmadan nasıl susarsın Bilmeden boşuna atıp tutarsın Su gibi akıp geçer zaman
Gezdin, tozdun aman aman aman Sazdın, sözdün aman aman aman Giderek üzdün bizi zaman Giderek üzdün bizi zaman
Yazdın, çizdin aman aman aman İncecik izdin aman aman aman Sıraya dizdin bizi zaman Sıraya dizdin bizi zaman
Şarkıya uyum sağlıyorduk sesimiz ve bedenimizle.
Bu bir hayal değildi. Bu bir rüya hiç değildi.
Onun göğsüne yaslı, şarkı söylüyordum. Karnımdaki elleri sıklaştığında çenesi omuzma baskı yaptı. Dudakları kıpırdadı. "Çakır."
Dudaklarımı ıslatırken, başımı ona doğru kımıldattım. "Efendim?"
"Adım Çakır."
Kulaklarımı uğuldarken, yeni öğrendiğim adını idrak etmeye çalıştım.
"Ben de yağmur, asıl şimdi tanıştığımıza memnun oldum."
Kirpiklerimi kırpıştırarak aklıma gelen şeyle parmaklarım şortumun cebimdeki bilekliği gitti. Mavi şans bilekliğimi aldıktan sonra karnımdaki ellerinden sağ tarafımda olan elini karnından ayırdım ve bilekliğimi bileğine bağlandıktan sonra küçük bir düğüm attım.
İçimde hızla atan yüreğime söz geçiremeden arkamı döndüm. Onun bir şey söylemesine izin vermeden ben konuşmaya başladım.
"Sana küçük bir hediye. Bu bileklik benim şans bilekliğim, şuana kadar belki de en büyük şansı ellerime verdi bilmiyorum. Bana getirdiği şansları sana da getirir belki. Sana sormadan bileğine bağladım ama istemiyorsan çıkarabilirim. Yani kabul etmek zorunda değilsin. Ben sadece senin yaptıklarının yanında benim olan şeyi sana hediye etmek istedim. Senin yaptıklarının yanında çok küçük de olsa vermek istedim. Aslın-"
Söyleyeceğim kelimelerinin devamını kesen, dudağıma yerleşen parmaklarıydı.
"Senin verdiğin şeyi nasıl kabul etmem, hele bu senin olan bir şeyse."
"Teşekkür ederim, bilekliğini hiç çıkarmayacağıma emin olabilirsin.
"Asıl teşekkür etmesi gereken benim, bunlar benim için çok fazla, böyle şeyler bana çok uzak olan şeylerdi. Bir erkekle konuşmak, konsere gelmek, şarkı söylemek,"
"Artık bana bunlar çok uzak demek yok. İmkansız olan şeyleri de imkanlı hale getirmeye çalışırız. Bak şuan konserdeyiz. Şarkı söylüyoruz. Birazdan sarılacağız da hatta."
"Sarılacak mıyız?"
"Hhmm, sarılacağız."
Şiddetle yutkunmama eşlik, göğsü şiddetle inip kalktı. Çok kısa bir süre içinde bedenlerimiz birbirine yapıştı. Kollarım ani hareketiyle dönüp kalırken, aslında önceden haber vermişti sarılacağız diye. Ama heyecanımı nasıl dindirebilirdim ki.
Şaşırmayı bir kenara bırakıp, kollarımı boynuna doladım.
"Çakır..."
"Çakır sana ölür."
Bir kez daha yutkundum. Boğuk sesinden dökülen kelimeler içimi bir sürü kelebekle doldurdu.
"Ben sana teşekkür ederim."
"Artık teşekkürü bıraksak mı? Senin için, her an için değer."
"Tamam o zaman konserin tadını çıkaralım ama ilk önce fotoğraf çekilelim değil mi?"
"Sen iste yeter, çekilelim."
"Sen çeker misin?"
"Tamam."
Pantolonunun cebinden telefonunu çıkardıktan sonra, ona doğru yaklaşmamın ardından birkaç tane fotoğraf çekilmiştik.
Gözleri bana düştü. Bedenim bu zamana kadar tanımadığı hislerle tanışıyor, kalbimin sesine farklı bir melodi karışıyordu.
Hızlı ve huzurlu bir melodi.
Dudaklarımı ıslattım. Dudağının kenarı hafifçe büküldü. Saçlarımı geriye doğru atarken, dudaklarından dökülenlerle dondum kaldım.
"Hakkım olmadan günaha davet ediyorsun beni ama."
Ne! Günaha davet etmek? Ben?
"A şey anlamadım?"
Evet, Yağmur. Anlamamış gibi yap. Salağa yat.
"Boşver güzelim. Sıradaki şarkının tadını çıkaralım."
"Seni kendime sakladım, her şarkısı güzel."
...
Onu bunu bilmem anlamam Kim ne derse desin lan Arkanızdan yol almam Onlar ister alınsın İsterlerse darılsın Onu bunu bilmem karışmam Kim ne derse desin lan Ben alınıp satılmam Onlar ister alınsın İsterlerse satılsın
"Seni seviyorum."
|
0% |