Yağmur damlaları camdan dışarı görmemizi engellerken, klimadan dolayı içeriden camlar buharla dışarısını manzarasını kapatmıştı.

Kafamı hafifçe soluma çevirdim. Solumda, Çakır.

Cama yasladığı başındaki saçları darmadağınık bir halde olsa bile güzeldi. Uzun, kıvrımlı Kahverengi kirpikleri... Göz kapakları geceye kapanmış.

Derin bir iç çektim, onu izlemek güzeldi. Gözlerinin açık olduğu zamada onu izlemek kapalı olduğu zamandakinden daha zordu.

Ondan çekinmekten değildi bu zorluk, gözleri açık olduğunda harelerine kapılıp gitmek, bazen başka güzelliklerini görmemi engelliyordu.

Bu yüzden onu uyurken izlemek, her ayrıntısını ezberlememe ve zihnime kazımama rahatlık sağlıyordu.

Bazen sert mizacı olsa da bana karşı hep güler yüzlü olması hoşuma gidiyordu. Uykusunda ise bir çocuk kadar masumdu.

Ellerim avuçlarının arasına hapsolmuş, uykuya geçmesinden beri avuçlarındaydı. Elimi elinin arasına almış ve dizine koymuştu.

Arabanın içi sessizdi. Yağmur damlaları cama her vuruşunda küçük küçük sesler çıkarıp olduğu yerden yere damlalarını düşürüyordu.

Yağmurun getirdiği kara bulutlarla kapanan havayla bir-iki saattir arabanın içerisindeydik. Sahil kenarına arabayı çekmiş, yiyecek bir şeyler almıştık.

Arabanın kenarına bırakmış olduğum gazlı içeceğimi dudaklarımın arasına aldığımda hava bunaltıcı olmasa bile soğuk içecek içmek iyi gelmişti.

Bitmiş olan içeceği aldığım yere geri koyduktan sonra, her zamanki yönümü yine ona çevirdim. Parmaklarımı dağınık saçlarına götürdüm ve hafifçe okşadım tutamlarını.

"Seni izlemeyi seviyorum ama biraz daha böyle yatmaya devam edersen boynun tutulacak gibi görünüyor. Uyansan mı artık Çakır'ım."

"Böyle seslenmen için hep uyumam mı gerekiyor?"

"Nasıl?" Dedim. Saçlarından yanaklarına inen parmaklarım yumuşak fonunun üzerine dolaştı. Dediğini anlamıştım ama anlamamış gibi sorguladım ondan duymak için.

"Ah, bir de bilmemiş gibi davranan bu kızı yemeli miyim yoksa?"

Göz kapaklarını araladı. Uyumuş olduğundan gözleri oldukça uykuyu yeterince almış görünüyordu.

"Asla öyle bir şey yapmadım."

"Hımm, ısır diyorsun yani."

Dudaklarımı aralayıp kelimelerimi dile getirecekken, yüzüme yaklaşan yüzüyle ardından yanağımı dişlerinin arasına almasıyla gözlerimi sonun kadar açtım.

"Bal gibi."

"Hı?"

"Yanakların diyorum bal gibi, hep isterim tatmak."

"Hep mi istersin?"

"Hep isterim istemezsine de sen böyle tatlı tatlı soru sorarsan ne yapıcam ben seninle."

"Hem kızardın da, daha çok yemek istedim ben bunu da ne yapacağımızı düşünelim."

"Hee, sen şey diyorsun?"

"Ney diyorum?"

"Bir de bayıl Yağmur."

Son 

Herkese merhaba :))

Nasılsınız?

Bölümü nasıl buldunuz?

Yağmur artık bayıldı bayılacak, bir de bayıl artık Yağmur.