Yeni Üyelik
37.
Bölüm
@rarbezrh

Dudaklarımı dişlerimin arasına gergince sıkıştırırken, arkamdan boğuk bir gülme sesi duydum ve dudaklarımı serbest bıraktım.

 

"Güzelim, sakin mi olsan biraz?

 

Çakır, takım elbisesine uyum sağlamak için taktığı kravatı düzelterek yanıma yaklaştığında, ellerini belimin etrafından karnımda birleştirdi.

 

Makyaj masamın aynasından yansıyan görüntümüze diktim bakışlarımı. Ellerimi, karnımın üzerindeki ellerinin üzerine koydum.

 

"Deniyorum ama olmuyor. Sonuçta mezun oldum. Şimdi ise okuluma bir parti ile veda edicem ve artık mesleğime kavuşacak olma düşüncesi beni heyecan duygusundan başka bir duygunun yanına çekmiyor."

 

"Gurur duymaktan hiç vazgeçmedim ve vazgeçmemde. Hep bir şeyleri başarabileceğine sen inanmasan da ben inanıyordum. Bak, artık başardım diyebilirsin. "

 

Sırtım iyice göğsüne yaslandı. Çenesiyle aynadaki görüntümüzü işaret etti.

 

"Artık karşımda öğretmen duruyor. O öğretmen bilsin ki onun hep arkasında olacak olan çok gururlu bir adam var. O adam o kadını çok seviyormuş. Çok aşıkmış ve aşkının hiç durmasını istemiyormuş."

 

"Hiç durmasın" Dedim. Onun bedeninden, bedenimi ayırmadan ona doğru döndüm. Dudaklarımdaki kıvrım derinleşti. "O kadın da ona çok aşıkmış. Hatta ona büyük bir minnet duygusu hissediyormuş ki hayata bağlanma sebebi de o adammış."

 

"Seni seviyorum."

 

"Seninle çoğalan mutluluklarımızla birlikte sana olan aşkım da artıyor." Parmaklarımla elmacık kemiklerini okşarken, yüzüne doğru yaklaştım.

 

"Seni seviyorum Çakır'ım." Dudaklarımı dudaklarına ilk defa bu sefer ben bastırdım. Dudaklarımın üzerinde gerilen dudaklarından yavaşça gülümsediğini anladım.

 

Birbirimizi öpmeye devam ettik. Tek ihtiyacımız buymuş gibi ve o ihtiyaca ulaşmasının tadını çıkarıyorduk.

 

Yavaşça geri çekilirken. Gözlerinin ilk odağı gözlerim sonra da daha demin dudaklarının üzerinde olduğu dudaklarıma kaydı.

 

"Azıcık üzerine taşmış olabilir."

 

Sırattan yüzüne karşılık gülümsedim.

 

"Seninki birazcık değil ama," gülümseyen suratı kelimelerimin ardından düşerken, kollarını belimden çekti.

 

"Kızım yine mi ya, kırmızı kırmızı olduk yine kesin."

 

"Evet, oldun sevgilim." Diye mırıldandım.

Makyaj masama ulaşıp, makyaj temizleme jelini pamuğa döktüğümde, pamuğu dudaklarının üzerine getirmeden önce sitem dolu cümlesini işittim.

 

"Ağzıma giriyor mu meretin suyu, öğüreyim mi istiyorsun."

 

"Abartmasan mı sevgilim?"

 

"Abartmıyorum. Hem siz nasıl bütün yüzünüzü bununla temizliyorsunuz. Çok kötü kokuyor. Ayrıca makyaj yapmaya ihtiyacınız da yok."

 

"Nasıl mutlu oluyorsak onu yapalım sevgilim değil mi?"

 

"Evet, yavrum da biz biraz daha oyalanırsak geç kalacağız."

 

Bugün balo vardı. Üzerime siyah bir elbise tercih etmiştim. Klasik bir renkti ama elbise için güzel bir renk seçimiydi.

 

Makyajımı tazeleyip evden ayrılmıştık. Cipin kapısına uzanırken, gözleri usulca bedenimi doğru dönüp iç çekti. Araladığı kapıdan usulca koltuğa ilişirken, bana doğru eğildi. Dudaklarının arasından sızan sıcak kulağıma ulaştığında, derin bir nefes aldım.

 

"Bu gece bazılarının gözünü oymazsam iyidir."

 

Bir cevap vermeme izin vermeden kapıyı kapattı. Zaten anın etkisinden sıyrılıp ona bir cevap verebileceğimi sanmıyordum.

 

Çakır araba kullanmaya başlarken, kemeri takmış olduğum bedenimi ileriye atarak radyoya uzandım.

 

Madrigalın şarkısı, kensininden önce bitmek üzere olan şarkıdan sonraya çalmaya başladı.

 

Uzun zamandır her yanım yangın

Soğuklarında, denizlere dönemiyor zaten

Derdin karanlıkta

 

Belki hiç duymadın, belki de takmadın

Bilmem, bilmem

Konuşmalar faydasız

Sanki susmadın mı anlamsız

Üzmem, kendimi üzmem

 

İnsanın ruhuna, kalbine aşk yerleştiği zaman karşısındaki nasıl biri olursa olsun ona tutulmaya başlıyor. Çoğunlukla bunu engel olamıyoruz. Çakır, bana yazdığında düşüncelerinin bir yalandan ibaret olduğunu düşünmüştüm. Bu düşünce onun söyledikleri, yaptıkları, hissettiklerini öğrenince değişti. Ona kapılmaya başladım. Onun yanında heyecanlanmaya, işte bu heyecanla aşık olduğumu da anlamaya başladım.

 

Onun herkes gibi olmadığını, onun aslında her şeyim olduğunu anladım.

 

Bazı şeyin eksikliğini onunla gittiğini giderek hissettigimde onun doğru bir adam olduğunu benim için hep doğru adam olarak kalacağını kavradım.

 

En dipe daldığım yerden, hani beni sarıp sarmalayan kolları varya işte onunla kurtardı. Onun kolları beni sarıp sarmalar, göğsüne hapsederdi.

 

Göğsünde sözleri ninni, ben ise onun kalbinin üzerinde uyuyan bir çocuk olurdum.

 

O yüzden onun yanında hep çocuk gibi hissediyorum.

 

Aslında ailemi çok önceden kaybetmiş, büyümüştüm.

 

... 

 

Balonun olacağı salona geldiğimizde. Otoparka arabayı çekmiştik. Arabadan inmeden önce, aynadan dudaklarımın üzerinden bir kat daha rujla geçmiştim.

 

"Sen gözümün önünde o dudaklarını kırmızı ruju sürmeye devam edersen, günün sonunda o kırmızı renginin ilk baş harfini bile göremeyeceksin. Söyleyeyim dedim."

 

Şaşkınlıkla Çakır'a baktım.

 

"Şimdi de yapabilirim ne de olsa bir daha sürersin."

 

Ha? 

 

"Sen iyice alıştın, gidelim artık fazlaca vakit kaybettik zaten."

 

Arabanın kulpuna asılıp, araçtan indim. Çakır da kısa sürede araçtan inip yanıma geldi. Avuç içimi kendi avuç içine hapsettiginde, bana doğru döndü.

 

"Kaç bakalım. Yakaladığım zaman günün sonu."

 

Loading...
0%