Yeni Üyelik
39.
Bölüm
@rarbezrh

Attığımız her adımda, bedenimi taşımakta zorlanıyordum. Onlardan parçalar taşıdığım bu kalbim özlemden cayır cayır yanıyor, gözlerim onların yanımda değil ama ruhumda olduğu hissiyle dolup taşıyordu.

 

Mezarlığa gelmiştik. Benim yuvam. Ailem.

 

Onlar olmadan geçirdiğim yılların ardından ilk defa buraya farklı bir amaç için gelmiştim. Avuçlarımın arasında sıkıca bana tutunmuş o elin sahibi, Çakır.

 

Yan yana duran iki mezar taşına baktığımda, onların o soğuk bedenlerini düşünüyordum. Nefesim sanki yetemeyecekmiş gibi oluyordu.

 

Sizi çok özledim.

 

Toprağı saran soğuk mermere oturduğumda, Çakır ayakta kalmıştı.

 

"Ben geldim yine. Ama bu sefer yanımda birini de getirdim." Bakışlarım Çakır'ı bulurken, gözlerim dolu dolu olmasına rağmen gülümsedim.

 

"Çakır, sevgilim. Artık yalnız değilim. O beni buldu ve sizden sonra hayatıma açmış olduğu yeni bir sayfa için elime bir kalem tutuşturdu. Ben bu kalemle, korkularımı yendim, umudumu geri kazandım, sevmeyi tekrardan denedim. Onu çok seviyorum ve buraya da güzel bir haber için geldik. Biz bugün nişanlanıyoruz. Çakır, beni sizden istemeye geldi."

 

Çakır yanıma geldiğinde, benim önümde diz çöktü. Elleri ellerime tutunduğunda, dudaklarını araladı.

 

"Evet, efendim." Dedi. "Kızınıza çok fena aşık oldum. Ona yuva, iyi bir arkadaş, iyi bir eş olacağıma dair söz veriyorum. Onu hiç bırakmayacağım. İzninizle kızınızla evlenmek istiyorum."

 

Onun omzuna yaslanıp ağlamak istedim. Bu kadar düşünceli olması, kalbimi sızlatıyordu.

 

Sana ölürüm Çakır.

 

Gözlerimden damlayan yaşlar yeri boylarken, sesimin kötü çıkmasını önemsemeden konuştum.

 

"Beni sana verdiler. Kızıma iyi bak onu üzme diyorlar. Yoksa babam kırarmış bacaklarını."

 

Gülümsedim. Gülümsedi.

 

Bu buruk bir gülümsemeydi ama beni anlayışla karşılaması o kadar güzeldi ki.

 

"Olur üzmem. Kızınız bana emanet."

 

Sana emanetim. Senden başka kimim var ki?

 

Başım göğsüne yaslı halde mezarlıktan ayrıldığımızda derin bir nefesi içime çektim. Yan yana arabaya doğru ilerlemeye başladık. Adımlarımız arabaya yaklaştığında, saçlarımın arasına bir buse kondurdu ve bedenini benden ayırdı. Kendi tarafındaki kapıyı açıp koltuğu yerleştiğinde ben de kendi tarafıma yerleşip kemerimi taktım.

 

"Seni direkt Hazallara bırakıyorum?"

 

"Evet."

 

Kıyafetim ve eşyalarım Hazal'ın evindeydi. Akşama nişan orada olacak, makyöz de oraya gelecekti.

 

Apartmanın önünde arabayı yavaşlattığında kemerimi çıkarıp ona doğru döndüm.

 

"Akşama görüşürüz sevgilim."

 

"Hadi git de bizim için hazırlan bebeğim. Akşamı iple çekiyorum. Haberin olsun.

 

"Ben de sevgilim." Yanağına bir buse kondurup araçtan indim ve apartmana doğru ilerledim.

 

Kapıyı tıkladığımda, açılan kapının ardından arkadaşlarım kapıda belirtmişti.

"Hoş geldin güzelim, hadi hadi öyle dikilme hazırlanalım daha çok işimiz var."

 

"Hoş bulduk da benden daha heyecanlısınız."

 

Sırıtarak ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim.

 

"Arkadaşımız nişanlanıyor tabi ki de heyecanlanacağız."

 

 

Son lafımızın ardından, hazırlanmıştık. Bu hazırlık sürecinde hava kararmış, ona kavuşmama az kalmıştı. Organizasyonun hazırladığı salona girdiğimde, koltuklara oturmuş olan kızların gözleri bana çevrildi.

 

"Oha!"

 

"Kızım harika olmuşsun ya."

 

"Ağlayacağım şimdi." Dedi Hazal. Gözleri dolu dolu olmuştu.

 

"Ya, ben de ağlarım görürsün ama."

 

"Yağmur saçmalama makyajın bozulacak."

 

Hepimizin aklına gelmiş olan replikle gülmeye başlamıştık.

 

Art arda çalan korna sesiyle, içimdeki dinmeyen heyecan yükselişe geçti. Cama doğru koştuğumda, yansımada arka arkaya duran arabalar vardı. Arabaların kapısı açıldığında perdeyi çekip uzaklaştım.

 

"Kızlar geldiler, şimdi sakin oluyoruz. Evet sakin oluyoruz. Birazdan kapı çalacak."

 

"Bebeğim asıl sen bir sakin olsana. Derin bir nefes al."

 

Evet, derin bir nefes iyi.

 

Çalan kapıyla, adımlarım kapının çaprazında bulunan aynadaki yansımama son bir kez baktı ve içime çektiğim o nefesle kapıyı açtım.

 

Gözlerim gözlerine tutunduğunda, onun bakışlarında deli gibi atan kalbim kendini belli edercesine hızlanmıştı. Üzerine giydiği siyah takım elbisesiyle bana görsel şölen sunarken, elleri arasında olan gülü, buyur ettiğim kapıdan girdikten sonra ellerime uzattı.

 

Bir sürü kırmızı gül demeti.

 

"Seni sevdiğim günden bu ana kadar olan zaman kadar gül demeti sevgilim."

 

O, acının en büyük olduğu günün aslında, o geceden sonra geçireceğim mutlu günlerin habercisiymiş. Çakır, sevgilim. Ruhumun sızısını dindirmiş, kalbimin felaketi olmuştu.

 

"Artık aramızda on adım yok sevgilim."

 

Son 

 

 

Loading...
0%