@rarbezrh
|
Hazal: Bebeğim napıyorsun?
Hazal: Yolunu gözler oldum.
Yağmur: Yemek hazırlayacaktım tam sen mesaj attın.
Hazal: Ah, bak bu süper oldu.
Hazal: Hadi hazırlan, dışarıya çıkalım. Dışarıda yemek yeriz.
Hazal: Ne dersin?
Yağmur: Tamam o zaman ben hazırlanayım.
Yağmur: Nereye gideceğiz?
Hazal: Her zaman yemek yediğimiz yere gelirsin on dakikaya ordayım.
Yağmur: Tamam. Görüşürüz.
Hazal: Görüşürüzz
Mutfaktan ayrılarak odama geçtiğimde elimdeki telefonu yatağa fırlatmamın ardından dolap kapaklarını araladım. Üzerimdeki gecelikleri çıkardıktan sonra üzerime beyaz sweatshirt altıma da okyanus yeşili kot pantolon giydim. Dolap kapaklarını kapattım ve küçük ayna dolabımdan boynuma ince zarif bir kolye taktım. Çantama koyduğum telefonum, cüzdanım ve evin anahtarıyla evden ayrıldım.
Her zaman gittiğimiz mekana on dakika da vardığımda, evimin buraya yakın olması avantaj sağlıyordu. Kapıyıp içeriye iteliyerek içeriye girdim. Gözlerim Hazal'ın oturduğu masayı ararken, cam kenarında fotoğraf çeker halde buldum. Dudaklarım arasına yerleşen tebessümle adımlarım harekete geçti. Koltuklara oturmamla, dilimden dökülen kelimeler aynı anda gerçekleşirken kafasını telefonda ayırdı. "Bensiz mi?"
Telefonu masaya koyarken, bana karşılık o da gülümsedi. Omuzlarına gelen saçları arkaya iteleyerek hafif masaya doğru eğildi. "Seninle tabi ki de çekileceğim ama şimdi değil. Çünkü bir tencere yaprak sarması yiyecek kadar açım."
"O kadar yani.."
Başını olumlu anlamda sallamasıyla benim yemeğe bayıldığım popeyes menülerinden sipariş vererek yemeği bekleyen kadar sohbet etmeye başladık.
"Telefonunu versene seninki daha güzel çekiyor. Yemekler gelene kadar az fotoğraf çekilelim." Onaylar mırıltılarımla çantamdan telefonumu çıkararak ona uzattım. Birazcık masaya doğru yanaşarak kameraya baktım. Bir sürü fotoğraf çekilirken, beş altı dakika sonra yemekler önümüze gelmişti. Tepsinin üzerinde gelen yemeklerin arasındaki pipeti, plastik kapaklı kulanın delinmiş deliğine soktum. Ekmek arası tavuğun paketini açacakken duyduğum kelimerle hareket eden parmaklarım durdu. Gözlerim hızla Hazal'a çıktı.
"Bilinmeyen diye kaydettiğin birinden mesaj geldi. Kaşları havalanırken gözleri ekrandan ayrılmadı. "Buradan bakınca ne kadar güzel olduğunun farketseydin, gözlerimi bir saniye bile senden ayrıldığında kendime ettiğim küfürlere şahit olurdun."
Ağzı şokla aralandığında ona söylemediğim olayı kendi gözleriyle görmüş ve okumuştu. Telefonu bana doğdu uzatırken, küçük bir çocuk gibi gülümseyerek telefonu elime aldım. Hamburgerinin paketinin açarak ağzına götürdükten sonra ağzının içindekiler lokmayla konuştu. "Anlat."
Bir yandan yemeğin paketlerini açarken bir yandan da ona yaşadığım şeyleri anlatmaya başladım. Bana ilk mesaj atmasından beri anlattığım şeylerle ağzından dökülen kelimeler şaşırmışa benziyordu. Aynı onun ban yazdıklarında verdiğim tepkileri sanki onun yüzünde de görüyordüm. Bana birinin böyle şeyler yazacağı doğal olarak şaşırtıcı bir olaydı.
En son dediği kelimeyle kahkaha atmaya başladık. "Demek burnundaki sümükleri sildi ha, vay adam gibi adam."
"Birisinin burnumu sileceği hiç aklıma gelmezdi."
"Düşünsene mendille burnunu sıkıyor sana bir de diyor ki Hıkk de daha iyi çıksın." Dediği kelimelerdeki olayı parmaklarıyla anlattığında ağzımda tutamadığı kahkahayı dışarıya çıkmasına izin verdim.
Telefonuma gelen mesajla gülümsemem yavaş yavaş yüzümde silinirken onun yazdığı mesajlara girdim.
05*********: Buradan bakınca ne kadar güzel olduğunun farketseydin, gözlerimi bir saniye bile senden ayrıldığında kendime ettiğim küfürlere şahit olurdun.
05*********: Neye gülüyorsunuz bu kadar?
05*********: Seni bu kadar güldüren ne merak ettim.
Yağmur: Hatırlıyor musun ağladığım gün akan burnum için mendille burnumu temizlemiştin
05*********: Evet, hatırlıyorum.
Yağmur: Aslında o gün olmayan bir şeyi komik bir şekilde anlattığı biz de ona güldük.
05*********: Anladım.
Yağmur: Anladığım kadarıyla buradasın.
05*********: Evet, buradayım.
Başımı telefondan kaldırarak etrafa bakarken, aradığım cevabı baktığım yerde bulamayınca telefona baktım.
05*********: Şöyle etrafa bakma
05*********: Oturduğum yerden kalkıp, masanızın yanına gelip ben buradayım demek istiyorum.
Yağmur: Gelebilirsin.
05*********: Beni zorlama.
Yağmur: Neden?
Yağmur: Zorlansam eğer nolur?
05*********: Zorlarsan, sana uzaktan bakıyor olmam.
05*********: Yanınıza gelir. Beni gaza getiren dudaklarına daha yakından bakmış olurum.
Son
Nasılsınız?
Bölüm Nasıldı?
Bilinmeyenin Yağmurun gaza getiren dudaklarına daha yakından bakmasını isteyenler kendini belli etsinn
✋ Ben yerimi önceden hazır edeyim
Sonraki bölümde görüşürüz 💓
|
0% |