Yeni Üyelik
12.
Bölüm
@rarbezrh

Beyaz ince bir badinin üzerine, siyah deri ceketimi geçirdiğimde, altıma da mavi kot pantolon giymiştim.

 

Birkaç parçayı çantamı sıkıştırırken, son kez aynaya baktım ve odadan çıktım.

 

Merdivenlerden aşağıya indiğimde çoktan hazırlanmış ve ayakta telefona baktığını gördüm. Merdivenden çıkan adım seslerimle kafasını telefondan kaldırdı.

 

"Taksiyi çağırdım. Gelmiş olmalı."

 

"Tamamdır. Hazırsan çıkalım da nereye görüyorsun beni."

 

"Çok fazla param yok, o yüzden sadece sana bir yeri gezdirebileceğim. Orada vakit geçiririz artık."

 

"Ben öderdim."

 

"Reddedildi. Hadi çıkalım."

 

Evin anahtarını aldıktan sonra bizi aşağıda bekleyen taksiyle apartmandan uzaklaşmıştık.

 

Başımı arabanın koltuğuna yaslamış ona doğru başımı yatırmıştım. Bakışları camın ardından gözlerime sahiplik yaparken, dolgun dudakları aralandı.

 

"Nereye gidiyoruz."

 

"Eski Datça."

 

Muğlanın en soguk ayı olan Ocaktaydık. O yüzden onu denize götüremeyecektim.

 

Eski Datçaya geldiğimizde, arnavut döşeli taşların üzerinden yan yana yürümeye başladık.

 

"Rengarenk döşeli kafelerin birinde bir şeyler içeriz, sonra etrafı gezmeye başlarız. Ne dersin?"

 

"Sen ne dersen, buralara sen hakimsin. Sen nereye ben peşinden oraya."

 

Bir kafeye oturup bir şeyler içtikten sonra rengarenk dekore edilmiş kafelerle dolu sokaklarda eşyalarla bezeli dükkanları dolaşmıştık.

 

Duman annesine ve kardeşlerine birkaç parça eşya almıştı. Bense sadece ona eşlik etmekle yetişmiştim. Evde yeterince eşyam ve takılarım vardı. Fazlasına gerek yoktu.

 

Üç - dört saat burada takıldıktan sonra tekrardan geri taksiye binmiş ve eve geri dönmüştük. Birkaç gün daha burada kalmasını düşündüğüm Duman'ın acil bir işi çıkmıştı. O yüzden yarına otobüs bileti almıştı ve İstanbul'a geri dönecekti.

 

Yine benden uzakta olacaktı. Alışmıştım. Ama yine de içimdeki bu kötü hissi durduramıyordum.

 

Üstüme bir sweet geçirip balkona geçtim. Sandalyeye kurulduğumda masanın üzerindeki sigara paketinden bir dal alıp yaktım. Dudaklarımın arasına yerleşen sigaradan içime bir nefes çektiğimde, dışarıya dumanı üfürmemle onun balkona girmesi bir oldu.

 

"Sigara içtiğini bilmiyordum."

 

"Somadığın, sorgulamadığın şeyleri cevabını bilemezsin."

 

"Ver bakayım bir dal."

 

"Al."

 

"Çok naziksin."

 

"Ağzına mı verseydim."

 

"O da olur."

 

Söylediğine bir cevap vermezken, sürekli yarın gideceği aklıma geliyor durgunlaşıyordum.

 

"Neye yakıyorsun?" Dedim.

 

"Öylesine. Yakacak birisi yok. Sen kime yakıyorsun?"

 

"Hep sanaydı. Yine sana."

 

 

 

 

 

Loading...
0%