@rarbezrh
|
Onunla geçirdiğim günlerden, seksenbeş.
"Yavrum, kalkacak mısın artık. Gözümü açtığımdan beri öpüp kokluyorum oranı buranı tık yok."
"Hıhı."
"Bebeğim dakikalardır hıhı diyorsun zaten, ama icraat yok. Saat öğleni geçti bile."
Yastığa yaslı başımı hafifçe oynattığımda, gözlerimi hiç açasım yoktu. Uykumu belki de yeterince almıştım ama sanki yetmiyordu. Öyle bir tatlı uyku vardı üzerimde.
"Sevgilim saati boşver gelsene yanıma."
Yeni uyanmışlığın getirdiğiyle, ses tonum boğuk bir şekilde çıkıyordu. Bunu umursayacak halde de değildim zaten.
Bir süre söylediklerime cevap vermezken, çenemde hissettiğim parmaklarla dudaklarımda hissettiğim baskı aynı anda olmuştu.
"Yanına yatmakla kalmam sevgilim. O zaman artık hiç kalkamazsın."
Gözlerimi sonunda açtığımda, yüzüme yakın yüzüyle parmaklarım yanaklarına ulaştı.
"Yaklaş, öpeyim bi seni."
"He tamam kalmak istemiyorum diyorsun." Yüzünü istediğim gibi yüzüme yaklaştırırken "Bana uyar." Dedi.
Gülümsedim bu halinde. Küçük bir buse kondurdum, boynundaki o çıkıntıya. Öperken kokusu karıştı burnuma.
"İnsan yanında da olsa özleyebilir mi bu kokuyu ya."
"Özler sevgilim. Kendimden biliyorum. Hatta dün geceden sonra saçların ve boynun dışında farklı bir yerin kokusunu aldım. O koku olduğu yerde öyle yoğun ki, başımı o boşluğa yerleştirip uyumak istiyorum."
"Sözüm olsun sevgilim." Dedim. Nereyi kast ettiğini çok iyi bilerek.
"Olsun Yavrum. Hadi kalk artık."
"Tamam ya kalkıyorum. Sen de bi tutturdun kalk kalk."
"E yavrum kalkmıyorsun ama."
"Of tamam kalktım."
Yorganının ucunu kıvırarak ittiğimde, ayaklarımı yere sarkıttım. Duman çoktan yataktan kalkmış gardıroptan kıyafet çıkarıyordu.
"Neden kıyafet çıkarıyorsun?" Dedim gözlerimi ovuşturarak.
"Dışarıda kahvaltı yapalım diye düşündüm. Seni farklı bir yere götüreceğim."
"Neymiş orası?"
"Göle gidiyoruz sevgilim."
"Gidelim sevgilim de, elinde neden benim Kıyafetim duruyor?"
Kendi kıyafetini ve benim kıyafetlerimin bulunduğu askılıkları düzeltmemiş olduğumuz yorganın üzerine koyduğunda, bakışları sonunda beni bulabilmişti.
"Bugün de benim istediğimi giymeni istiyorum. Olamaz mı?"
"İsteğini yerine getirelim o zaman."
...
Kahvaltımızı yapmış ve şuan hala şaşırmakta olduğum şeyi yapıyorduk. Gölün üzerinde bir botun içindeydik. Birkaç dakikadır süren yolculuk ardından yemek yediğimiz yere uzakta kimsenin olmadığı bir yere yakın botu durdurduğunda, tahtadan yapılmış kısma bastığımda. Bakışlarımı manzaray çevirdim.
Onunla geçirdiğim zamanlar o kadar güzeldi ki, şimdi onunla aynı şehirde aynı çatının altında yaşıyorduk. Duman, hayatımın her yerindeydi artık. Onu sevip de söyleyemediğim günlerin gecesinde ağladığım zamandan artık ağladığım o adamın kokusunda uyuya kalıyordum. Korktuğum yanında onun varlığını hissetmek onun kokusunu solumak...
Daldığım noktadan arkadan çıkan seslerle ayrıldığımda, bedenimi arkama çevirdiğimde onu gördüm. Tek dizi tahtanın üzerine değiyordu. Avuçlarının arasında siyah bir kadife kutu, kapağı açılmış içinden beyaz bir renk belirliyordu.
"Ahum, zarif kadınım. Kısa sürede böyle duyguları, böyle karmakarışık hisleri yaşatman normal değil. Demiştim. İnan sana deli gibi tutulup, güzelliğinde, kokunda nefes alacağımı düşünmemiştim. Sana sarıldığım zamandan beri kokun öyle üzerime sindi ki, senin bedenin bedenime yakın olsa bile bu kokuya olan özlememim hiç dinmedi. Boynuma yaslanıp uyuya kalman, benim için her sabah yorgun olsan da heyecanla kahvaltı hazırlaman, gözlerim gözlerime değdiğinde gözlerinden hiç eksilmeyen o duygun beni, gün geçtikçe hep sana daha fazla aşık bir adam yaptı."
Kalp sesim, ruhuma baskısını arttırdığında, kelimelerinin ardından ruhumda sızı beliriyordu. Ama bu kötü bir sızının aksine güzel ve telaşlıydı.
"Siyah Kelebeğim, benimle evlenir misin?"
Kelimeleri film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken, yavaşça burnumu çektiğimde gözlerimden ne zaman akmaya başladığını bilmediğim yaşlar yeri boylamaya devam ederken, hızlı hızlı başımı aşağıya yukarı doğru sallamaya başladım.
"Evet, evet evet. Evlenirim."
Hayatımda onunla verdiğim en doğru kararlardan birisiydi. Onunla evlenmek.
Eğilip onunla aynı hizaya geldiğimde, parmağıma yerleşen yüzükle, gözlerimizden akan yaşlara rağmen gülümsedik.
"Seni çok seviyorum." Parmaklarım saçlarına uzandığında, dudaklarımı dudaklarına bastırdım ve nefesini nefesimde hissettim. Geçmişin acıları bir bir dudaklarımızın arasında kaybolup gitti. "Seni seviyorum." Dedikten sonra dudakları dudaklarıma daha büyük bir baskı uyguladığında, çok kısa bir süre gözleri gözlerime değdikten sonra geri kapandı.
...
(Fotoğraf)
Ahu_karça: dizlerinde uyumak.
Yorumlar kapatıldı.
(Fotoğraf)
Duman_altan: sarıp sarmalamak.
Yorumlar kapatıldı.
(fotoğraf)
Ahu_karça: her sabah böyle uyanmak.
Yorumlar kapatıldı.
(Fotoğraf)
Duman_altan: her gece böyle uyumak.
Yorumlar kapatıldı.
S O N
Bir kitabın daha sonu..
Nasıl buldunuz?
Sormak istedikleriniz.
Duman.
Ahu.
Başka kitaplarda görüşmek üzere..
🥺🤍
|
0% |