@rarbezrh
|
Odalara geçtiğimizde kıyafetleri dolaba yerleştirmeye başlamıştık. Erkeklerle odalarımız karşılıklıydı. Zaman kaybetmeden denize girmek istiyorduk. Yani şahsimce ben çok özlemiştim. Bu yüzden oyalanmak istemiyordum.
"Kızlar hemen denize giriyoruz değil mi ? Hani ben şuan koşarak gitmek istiyorum da."
"Ben de ben de. Yorgun değilseniz bence girelim."
"Ben okeyim."
"Ben o zaman Alperen'e mesaj atayım. Onlar ne diyecek bakalım."
"At at."
Telefonu koyduğum yerden bulduktan sonra uygulamaya girdim ve mesaj yazmaya başladım.
Siz: Biz denize şimdi girmek istiyoruz.
Siz: Siz ne yapacaksınız?
Anında mesajı görmüştü. Gülümseyerek beklemeye başladım.
Alperen: Bizimkiler de girmek istiyor.
Alperen: Hazırlanıyoruz biz o zaman.
Siz: Tamam biz de hazırlanıyoruz.
Alperen: Hazırlandıktan sonra odanın kapısını tıklatırsın.
Siz: Tamam.
"Kızlar hadi hazırlanıyoruz. Onlar da hazırlanıyor."
"O zaman bir şarkı açıyorum."
Şarkı eşliğinde giyindiğimizde, mayoları ve bikinileri üzerimize geçirmeden önce güneş kremini üzerimize bolca boca etmiştik. Havluları, bronzlaştırıcı ve oda kartını plaj çantasına koyduk. Güneş gözlüklerimizi başımıza taktığımızda, hepimizin bileğinde bir tane toka vardı. Çünkü saçlarımız açıktı. Gerektiğinde bağlamak için.
"Hazırsak, çıkalım."
"Hazırız. Telefonları unutmayın he foto çekiliriz."
"Aldık hepimiz."
Odanın kapısını kapattığımızda birkaç adım uzakta olan kapıyı tıklattım. Açmalarını bekledim. Birkaç tıkırtı sonrasında Alperen kapını ağzında belirmişti.
Eksik söyledim.
Alperenin bedeni çıplaktı. Evet, geri zekâlı. Başka nasıl olacaktı. Üzerine sweatshirt mü geçirseydi?
Öylece kaldığımda kızların, "Gözleri orada değil ama sen bilirsin." diye dişlerinin arasından mırıldandığın duyduğumda boğazımı temizleyerek kendime gelmeye çalıştım.
"Hazırız biz."
Uzun dakikaların ardından söylediğim kelimeler bundan ibaretti. Tutukluk yapmıştım, ne var yani.
Omzunun üzerinden bakışlarıyla geriye doğru bakarak "Beyler hadi." diye bağırdı.
Elimdeki telefonla oynamaya başladığımda, sanki diken üzerinde duruyordum. Heyecanlanmıştım. Erkekler de geldiğinde odanın kapısını kapatarak onlar önde giderek bizden uzaklaştıklarında biz ikimiz yalnız kalmıştık. Bakışları beni bularak tamamen süzmeye başladığında, nefesimi tuttum. Çünkü benim gözlerim de ne kadar oraya bakmak istemese de karnına kaymayı başarıyordu.
'Yalan söyleme şimdi, istiyorsun biliyorum' Dedi iç sesim.
"Baklava mı onlar."
Kendi kendime düşünürken, derin bir yutkunuş sergiledim. Onun sesini duyduğumda dedikleri gözlerimin kocaman açılmasına neden oldu.
"Evet, baklava onlar."
Ne!
Dilimi sikeyim.
Ona baklava mı onlar diye sordum. Ama ben onu dışarıdan söylemedim ki. Aynen kendisi müneccim içimi okudu. Aptalım ben.
Bakışlarımı ondan çekerek ileriye bakmaya başladığımda, ona bakmadan dudaklarımı araladım.
"Ee gidelim mi?"
Kıkırdayarak "Olur, gidelim." dedi.
Elimi tuttuğunda, vallahi bayılacaktım. Bu kadar heyecan yeterliydi benim için. Ellerimiz iç içe geçmiş bir şekilde aşağıya indiğimizde, kumsala doğru yürüyorduk. İlerideki gençlere gözüm kaydığında biz de onların geçtiği tahtalı merdivenlerden inerek yanlarına ulaştık. Altımıza örtüleri serdiğimizde şemsiyeleri de kiralamıştık. Erkekler şemsiyeleri kurduğunda gölgelik alana eşyaları yerleştirdik. Gözlüğümü çıkararak çantanın içine koyduğumda, bakışlarımı erkeklere çevirdim.
"Siz güneş kremi sürdünüz mü?"
"Yoo." dedi Serkan.
"Amale gibi yanmak istiyorsunuz herhalde. Biz getirdik şu çantadan alın." Bizim çantayı gösterdiğimde beklemeden içinden güneş kremlerini aldılar. Ben de bir tanesini elime aldığımda ayakta dikilen Alperen'in yanında doğru gittim. Elinden tutarak örtünün üzerine ikimizin bedenini çektiğimde "Dön sırtını." diye mırıldandım. Bir şey söylemeden arkasını döndüğünde sırtıyla bakışmamın ardından derin bir nefesi içime çektim. Ellerimin arasına döktüğüm kremi sırtına yaymaya başladığımda, ellerim sırtındaki bazı benlere değiyordu. Bedenine sürme işlemi bittiğinde, bana dönmesini söyledim.
Bakışlarının altındaki yoğunlukla kremi yüzüne yaymaya başladığımda, aldığı nefes yüzüme çarpıyordu. İşim bittiğinde ellerimi yüzünden ayırdığım an elleriyle ellerimi tuttu.
"Teşekkür ederim sevgilim." dedikten sonra dudaklarını avuçlarımın içine değdirdi.
"Rica ederim." diyerek kısık sesle mırıldandım.
"Gençler bölüyoruz ama biz giriyoruz."
Bakışlarımı Defneye çevirdiğimde, gülerek bakan bakışları altında ayağa kalktım. Arkamı dönüp kızlarla denize doğru adımlamaya başladık. Gamze bize nazaran koşmaya başladığında, soğuk falan dinlemeden denize daldı.
"Kızım dursaydın az ya."
"Vallahi böyle daha çok üşürüz, ben de atlıyorum. Daha çabuk alışırız."
Sadece Defne ve ben kaldığımda ikimiz de birbirine bakıp anlaştığımızda tam aynı anda dalacaktık ki, Defnenin bedenine yerleşen kollarla kendini bir anda denizin içine buldu. Şaşkın bir şekilde kimin Defneyle deniz atladığına öğrenmek içi n suyun yüzeyine çıkmalarını beklerken gördüğüm kişi Serkan'dı.
Serkan, Defneyi kucaklayarak birlikte denize atlamıştı.
Çüş.
Kızlara dönerek gülmeye başladığımda, gördünüz mü gördünüz mü bakışları atıyordum. Gördükleri kocaman açmış gözlerinden belli oluyordu.
Belimin arkasında hissettiğim parmaklarla bakışlarım omzumun üzerinden Alperen'i bulduğunda dudaklarını araladı.
"Özür dilerim, sevgilim."
Neden? diye soramadan kendimi soğuk suyun içinde buldum. İkimiz de suyun yüzeyine çıktığımızda sırıtarak yüzüme bakıyordu.
"Uiyy bu deniz yanayi yanayi." diyen Cemdi.
"Hem de alev alev yanayi." Ona katılan ise Pelindi.
Bu adadaki anılarımız düşündüğümden daha farklı olacak gibi duruyordu.
BÖLÜM SONU
Hepinizi birbirine sevgili yapayım da görün.
Nasılsınız?
Kurguyu beğeniyor musunuz?
Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın. 💓
|
0% |