@rarbezrh
|
Bu bölümü okuduğunuz tarihi yorumlara yazın bakalım.
☁️
Alperen odadan çıktıktan sonra kızlara haber vermiş odaya gelmelerini söylemiştim. Alperen çıkmadan önce akşam yemeği için onları içelim dışında her yere götüreceğim için o yüzden odaya geçip hazırlanmalarını söylemiştim.
Bu sefer özenli giyinmeliydim. Dolabın kapağını araladığımda kapının aralanma sesini duydum. Omzumun üzerinden geriye doğru baktığımda, kızlar içeriye gülüşerek girdiler.
"Ne sırıtıyorsunuz kız?"
"Hiiiç."
"Söyle söyle, sizde bir haltlar dönüyor."
Defne bir anda yatağa atlayıp, sırıtmaya başladığında hiç hayra alamet olduğunu düşünmüyordum.
"Garip şeyler hissetmeye başlıyorum siz de farkındasınız zaten ama tam emin olduğumda size söylemeyi düşünüyorum."
"Biz zaten tahmin ediyoruz aşkım, hayırlısı olsun."
"Olsun olsun."
"Bu aralar hepimize bir şeyler oluyor." dedi Pelin. Dolaba yönetirken kendine kıyafet seçmeye başladı. Aynı anda kıyafet seçmeye başladığımızda bana doğru dönerek "Ne giyeceksin?" diye sordu.
Mavi bir kot tulumu gösterdim. Üzerimdekileri çıkarıp tulumu üzerime geçirdiğimde kıyafetin göğüs kısmındaki fermuarı hafifçe aşağıya indirdim. Zarif bir kolyeyi üzerime geçirdiğimde makyaj yapmak için aynanın önüne doğru ilerledim.
Pelin üzerine mavi renkte Çiçek desenli şort üzerine crop giymişti. Gamze siyah salaş kısa bir elbise giymeyi tercih ederken, Defne de siyah şort eteğin üzerine beyaz bir crop geçirmişti. Benim makyajım bitmek üzereyken diğer kızlar da hemen ardımdan makyaj yapmaya koyulmuştu.
Güzel bir mekana götürecektim onları. Sonuçta buralara ilk defa geliyorlardı onları güzel bir şekilde ağırlamak ve gezdirmek istiyordum. Bu yüzden elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyordum. Bu vesileyle iyi anılar biriktiriyorduk. Benim için de farklı insanlarla tanışmak güzel hissettiriyordu. Arkadaş ortamı gerçekten farklı oluyordu, yaşımızın tadını çıkarmak lazımdı. Ki şuan burada çok mutluydum.
"Güzel olmuş muyum?" diye sordu Defne.
"Hepiniz çok güzelsiniz, bugün de güzel fotolar çıkacak."
"Hadi o zaman çantaları alalım da çıkalım. Onlar bizden önce hazırlanmıştır diye düşünüyorum."
"Ben de, çantama şu ruju da koyayım tamam."
Oda kartını çıktıktan sonra çantamın içine koyduktan sonra elimde çantam ve araba anahtarım vardı. Parmaklarım kapıyı uzanarak tıklattığında saniyeler sonra Alperen kapıda belirdi. Mavi gömleğinden sarkan kolunu kapıya dayadığında, altında koyu gri renkte pantolon vardı. Gömleğinin birkaç düğmesini açmıştı. Bu çabalar hep seyir zevki vermek içindi.
"Enişte daldın." dedi Pelin imayla.
Bakışlarım saçlarında takılı kalırken, onun hareleri bedenimi süzüyordu. O böyle baktığında tekrardan kendimi kontrol edesim geliyordu. Bir sorun olmasından değil de öylesine yapma gereği duyuyordum. Onun yanında güzel olmak istiyordum. İnsan sevdiğine güzel görünmek isterdi.
"Böyle bir güzellik karşısında dalıp gitmemek mümkün değil."
O ve iltifatları.
Beni heyecanlandırmakta ustaydı. Kalbim deli gibi atıyordu ve ben hakimini sağlamakta zorlanıyordum. Yüzümde titrek bir gülümseme belirdiğinde, gözlerini kırpıştırdı. Bana bakmaya devam ederken çocuklara seslendi.
"Hadi beyler."
Alperen kapının ağzından kenarı çekildiğinde, usulca eli elimi kavradı. Boyu uzun olduğu için bana doğru eğilmek zorunda kaldığında kulağımda sıcak nefesini hissettim. Kızların bize baktığını hissediyordum. Tabi malzemelik hareketler sergiliyorduk, bakmasınlar da ney yapasınlardı.
"Çok güzel olmuşsun yine."
"İltifatın için teşekkür ederim. Sen de çok yakışıklı görünüyorsun." dediğimde başını benden uzaklaştırdı. Zaten o sırada da diğer çocuklar da kapıda belirmişti. Bakışlarımı Alperenden çekerek onlara baktığımda bizim gibi bu akşama özendiklerini gördüm. Ada siyah pantolon üzerine siyah gömlek giymişti. Cemde siyah kareli bir gölek giymişti. Serkan ise mavi çizgili bir gömlek giymişti. Bugün gömlek günüydü herhalde. Hepsinin önü de açıktı. Böyle güzel oluyordu demek ki.
"Kızlar bu kadar güzellik başa bela." diyen Cemle dudaklarımızda gülümseme belirdi. Bütün iltifatları üzerimize çektiğimize göre gidebilirdik.
Pelin "Sizi de es geçmeyelim." dediğinde sadece Ceme bakıyordu.
Odalardan ayrıldığımızda merdivenlerden indiğimizde arabaların yanına ulaşmıştık. Arabanın kapısını açtığımda Serkan'ın sesini duydum.
"Takibindeyiz."
"Eyvallah." dedim.
Kapıları açarak koltuklara yerleştiğimizde, şarkı açarak yola koyulmuştuk. Otel çok da uzak olmayan mekanın önüne geldiğimizde kalabalıktan dolayı araba park edecek yer zor bulmuştuk. Yolu kontrol ederek çantamı aldım ve arabadan indim. Birlikte içeri girdiğimizde kalabalıkla iyi ki yer ayırttırmışım diye düşündüm. Yuvarlak masaya doğru bize eşlik eden kadın garsonla teşekkür ederim. Menüleri önüme bırakıp yanımızdan uzaklaştı.
"Şimdi size tanıdık burada Beef Burger var, ama diğer yemekleri de merak ediyoruz diyorsanız denemek istediklerinizi ortaya söyleriz. Ne dersiniz?"
Ada menüdeki bakışlarını bana doğru çevirdiğinde dudaklarını araladı. "Sen ne tavsiye edersin? Dediğin gibi tanıdık bir bu var."
"Hım. Bratkartoffeln de patatesi kızartıp salamla servis ediyorlar. Flammkuchen'i pizza olarak düşünebilirsiniz. Bir de ekşi kremalı salata var."
"Hepsinden ortaya söyleyelim o zaman. Herkese de bir tane Beef Burger."
"Herkes tamamsa, vereceğim siparişi."
"Ver gitsin yenge."
"Tamam o zaman."
Elimi kaldırarak kadın garsonu masaya çağırdığımda, isteklerimizi dile getirdim. Beni onaylayarak gittiğinde, rahatça arkama yaslandım. Aydınlık bir mekan değildi. Çoğunlukla siyah temalı olduğu için hoş görüntüsü vardı. Masa ve sandalyeler siyah renkteyken, ışıklandırmalar ise göz yorucu değildi. Dakikalar sonra yemekler geldiğinde, onlara tatması için zaman tanıdım beğenecekler miydi merak ediyordum.
"Güzelmiş kız bu." Defnenin sesiyle ona doğru döndüm. Ekşi kremalı salata yiyiyordu. Onun bunu seveceğini tahmin etmiştim çünkü tam onluk bir yemekti. Salatanın çoğu çeşidini seviyordu.
Sorunsuz bir şekilde yemeklerimizi yemeye başladığımızda, sohbet etmeye başlamıştık. Hem yemek yiyiyor hem de konuşuyorduk.
"Anlatın bakalım, nasıl tanıştınız?"
Sorulan soruyla bakışlarımı yemekten bakışlarımı kaldırıp, Serkan'a baktım. Meraklı gözlerle ikimize bakıyordu. Aklıma nasıl tanıştığımız geldiğinde dudaklarımda gülümseme oluştu. Daha sonra bakışlarımı Alperen'e çevirdiğimde onun da güldüğünü gördüm. O da benimle aynı şeyleri düşünüyor olacak ki bu haldeydi.
"Sen anlat." diye mırıldandım
"Zevkle."
Derin bir nefes aldığında göğsü inip kalktı. "Uçaktan indikten sonra eve geçtiğimde, eşyalarımı düzüyordum. Daha sonra telefonuma kayıtlı olmayan bir telefondan bildirim düştü. Allah Allah bu kim derken mesajı açıp okuduğumda, yazılanlarla olduğum yerde durakladım. Kız olup olmadığını bilmiyordum bile. Bana yazdığı şey pasaportumun onda olduğuydu. Lan dedim nasıl böyle bir şey olabilir. İpek de tabi telaşlı telaşlı mesai yazıyor, bütün şansımızı aynı şehirde olmakla kullandık, daha sonra zaten aynı okulda okuduğumuzu öğrendik. Okuduğum üniversiteyi söylediğimde bana fotoğrafını gönderdi. Gülümsedi bir fotoğraftı ve o an kız olduğunu öğrendim. Zaten yazma tarzından belliydi ama yine de emin olmak lazımdı tabi. O fotoğrafı gördüğüm an asıl bütün şansımı burada kullandığımı anladım. İlk görüşte tutulmaydı benimkisi, o an sadece o pasaport için bir araya değil de başka sebeplerden dolayı da bir araya geleceğimizi biliyordum. Ve öyle de oldu. Şuan yanımda."
Şuan yanındayım.
Hep olmak istiyorum.
"Hadi be, tanışma hikayesine bak. Tam kitaplara layık."
"Harbiden, sırıtarak dinledim."
"E o zaman ne yapıyorsunuz?" diye söylediğinde Serkan'ın bakışları Alperen ve benim aramda gidip geliyordu. Ona söyle derecesine baktım.
"Yatıp kalkıp pasaporta dua ediyorsunuz."
Sözlerinin ardından hepimiz gülmeye başladığımızda, haklılığından dolayı susup kalmıştık. Bizim de tanışma hikayemiz böyleydi. Eğer onu karıştırmasaydım normal hayatımda devam ediyor olacaktım. Belki o da öyle olacaktı. benim sakarlığım ilk defa bir işe yaramıştı.
BÖLÜM SONU
Selamlarr, nasılsınız?
Kurguyu nasıl buluyorsunuz?
Bu bölümü saat kaçta okuyorsunuzz?
|
0% |