Yeni Üyelik
34.
Bölüm
@rarbezrh

Yorumlarınız bekliyorum..

 

👾

 

Hislerimin kuvvetli oluşu ve sonunda onun gerçekleşmesiydi bizim hikâyemiz. İlk görüşte aşk tuhaf ya da saçma gibi görünse de olabiliyordu. Bir bakışa insan tutulabiliyor ve bir daha unutamıyordu. Etkisinden çıkması zor oluyordu. Zihnini ele geçiren düşüncelere bir de onu ekliyordu. Gece başını yastığa koyup gözlerini kapattığında onun yüzü gözlerimin önünde canlanıyordu.

 

Şimdi olduğu gibi.

 

Gözlerim kapalı ama hala gözümün önünde kahverengi gözleri vardı.

 

Öpüşüyorduk. Bizim öpüşmemiz sözlerimizin ardından kuvvetli bir fırtına gibi hızlanmıştı. Başım o bastırdıkça geriye doğru gidiyordu. Fakat o buna bile tahammülü olmayacak ki beni kendine doğru çekiyordu. Ne kadar geriye gitsem de yine ona çekiliyordum. Aşk böyle miydi?

 

Kollarımı sarmaladığım boynundaki ellerim ensesini kavramıştı. İlk defa bu kadar fazlaca saçlarına dokunmuş ve çekiştirmiştim. Kendimi onunla öpüşürken denize dalmış gibi hissetmiştim. Hani uzun bir süre suyun içinde kaldığında nefes almakta zorluk çekersin ya öyleydi. Nefesimin kesildiğini hissetmiştim.

 

Dudaklarımız ne kadar sürdüğünü bilmediğim bir zaman diliminden sonra ayrıldığında, dudaklarımızın ayrılmasından dolayı küçük bir ses sessizliği doldurdu. Kulaklarım yenice şarkının sözlerini işitti. Sanki o an soyutlanmıştım ve hiçbir şey duymamıştım. Rüya gibiydi. Hatta rüyanın da ötesinde.

 

Hızlı nefes alışverişlerimiz birbirimizin yüzüne çarpmaya başladığında, kalbimiz çok hızlı atıyordu. Sanki telaş içindeydiler.

 

Yanaklarımın kızardığını biliyordum. Sıcaklık bedenimin her yerindeydi. Sanki yanıyordum da söndürenim yoktu.

 

"Ayrılmakta zorluk çekeceğimi biliyordum ama bu kadar olacağını bilmiyordum."

 

Onun söylediklerine tepki vermezken dudaklarına yavaştan bir gülümseme yerleşti. Kendime daha gelememiştim. Doğal olarak ilk defa öpüşüyordum. Bilmediğim bir anın büyüsüne kapılıp gitmiştim.

 

"Her şeyinle çok güzelsin ve ben daha da aşık olmaya başlıyorum."

 

Daha da aşık olmak...

 

Her şeyinle çok güzelsin.

 

"Güzelim?"

 

Gözlerimi kırpıştırdım. Artık bir şeyler söylemem gerekiyordu farkındaydım. Burnunun içine derin nefesler almaya devam ederken benden bir tepki bekleyen bu haline karşılık gülümsedim.

 

"Bu anın büyüsüne kapılıp gittim. Çok güzeldi ve ben bu büyüden sıyrılıp sıyrılamayacağımdan emin değilim."

 

"Sıyrılmak istemiyorum." dediğinde benim de düşüncelerimin buna yönelik olduğunu anladım.

 

"Ben de."

 

Rahatlamış bir ifadeyle bana baktığında, gözleri gözlerimdeyken iç çekti. İçi gider gibi duran bakışları gözlerimde dolanırken parmaklarını saç tutamlarıma doğru götürdü. Başını eğdiğinde alnı alnıma değdi.

 

"İyi ki karşıma çıktın. Aramızdaki bu çekimi hissetmiş miydin?"

 

Güzel dudaklarını araladığında birbirimizden başka bir yere bakamıyorduk. Sanki bir kapsülün içerisinde sıkışıp kalmıştık ve halimizden memnunduk. Onun elleri saçlarımda durmaya devam ederken benim ellerim ikimizin arasındaydı.

 

"Hissetmiştim fakat bir isim koyamamıştım. Garip hissediyordum. Gözlerimi bile kapadığımda senin yüzünün önüme gelmesi aslında bir şeylerin olduğunu belli ediyordu."

 

"Yaa," dediğinde ses tonu çocuksu çıkmıştı. Hoşuma gittiği için gülümsedim.

 

Hani yanında sürekli nutkum tutulduğunu söylüyordum ya, bugün asıl nutku tutulmak neymiş iyice yaşamıştım.

 

"Bu hissi tek başıma yaşamadığım için, mutluyum."

 

Bu gece nasıl uyuyacaktım bilmiyorum. Bugün hiç bitmesin diyeceğim bir gece geçiriyordum. Bu gece hem nefes almıştım hem de nefes olmuştum. Gülümseyerek başımı ondan geriye doğru çektiğimde, yanan ateşe bakışlarımı çevirdim. Hala harlanmış alevinden eksilmemişti. Bu gece her şey cayır cayır yanıyordu.

 

"Kalkalım mı?"

 

"Olur." diye mırıldandığında ayağa kalkmıştık. O yanan ateşi söndürürken ben de örtüyü toplamıştım. Elimde örtüyle onu beklemeye başladığımda sonunda işini bitirip ellerini birbirine çarptı. Bana baktığında ne düşünüyordu bilmiyorum ama yanıma doğru adımlaya başladı. Elimdeki örtüyü ellerimin arasında sıkarken aniden eğilip bedenimi kucağına aldı.

 

"Ne yapıyorsun?" diyerek kahkaha atmaya başladığımda, o kumsalda adımlamaya başlamıştı. Örtü kucağımda kalırken kollarımı boynuna doladım. Gözlerini gözlerimin odağına aldığında gülümseyen suratıyla karşı karşıya kaldım.

 

"Sevgilimi kucağıma alıyorum."

 

Dudaklarının yanında görünen çizgiler onu tatlı gösteriyordu. Yakışıklılığıyla başa çıkmak zordu.

 

"Teşekkür ederim, o zaman."

 

"Benim için bir zevk." dediğinde biraz daha beni kendine çekti. Sıkı sıkı tutan elleriyle hiç korkmuyordum. Kumsaldan tahtalı merdivenlere geçtiğimizde, dudaklarını araladı.

 

"Arka cebimde telefonum var onu çıkarsana."

 

Neden? diye sorma gereği duymadan parmaklarımla cebine uzandığımda, siyah renkteki telefonunu ellerimin arasına aldım.

 

"Ne yapayım?"

 

"Çek bizi."

 

Bunu düşünmesiyle şaşırırken, benim hiç böyle bir şey aklıma gelmemişti. Sanırım her anımızı kaydetmek istiyorduk, ikimizde.

 

"Çekeyim."

 

Telefonun kamerasını açarak ikimizi kadraja aldığımda onun kucağımda olduğunu göstermek için telefonu yukarıya kaldırdım. Karşıya bakan gözleri kameraya kısa bir an kaydığında söyledikleri kızarmama sebep oldu.

 

"Bugün 4 Mart 2023, sevilimi ilk defa öptüm. Hep öpmek istiyorum."

 

Hep öpmek mi?

 

Utanarak kamerada duran bakışlarımı aşağıya düşürdüm. Kedi gibi boynuna sırnaştığımda yine de sırıtmayı unutmuyordum.

 

"Kendisi utandı. Böyle utandığında ne kadar güzel olduğunun farkında değil tabi."

 

Ama bugün gülmekten ağzım ağrımaya başlamıştı. Dudaklarım hiç düz çizgi haline gelmemişti. İltifatları kalbimde bir yığın dolusu kelebeğin özgür kalmasını sağlıyordu. İçim kıpır kıpırdı. Dakikalar sonra sessizce otele girmiş ve odalarımızın olduğu kata gelmiştik. Telefondaki kaydı durdurmuş elimde tutmaya devam etmiştim. Odalarımızın önünde durduğunda hafifçe eğilerek ayaklarımı yere basmama yardımcı oldu. Yere değen ayaklarıma kendimi geriye doğru çektim. Telefonu ona doğru uzattım ve almasını izledim.

 

"İyi geceler." Karşılılık olarak o da söylediğinde bir süre birbirimize baktık. Arkamı dönüp gideceğim vakitte, dudaklarını boynumda hissettim.

 

"Rüyanda beni gör."

 

Kısık ve etkileyici sesiyle yığılıp kalacağım sandım. Hiçbir şey demeden ona sırtımı dönüp odanın kapısını tıklattım. Kızlar uyumamıştır diye düşünüyordum. Çünkü benim geleceğimi biliyorlardı. Saniyeler sonra kapı aralandığında, Gamze bakışlarını ikimin üzerinde tutmaya başladı. Hiç kimse bir şey demedi. Odaya geçtikten sonra kapıyı ardımızdan kapattık. Yatağın üzerine oturduğumda oturmamla birlikte kızların hepsi bağdaş kurarak etrafıma dizildi.

 

Bismillah.

 

"Anlat çabuk."

 

"Ne anlatayım?"

 

Tamam, saçma oldu. Onlar da inandılar.

 

Bakışlarından dudaklarımı araladığımda ondan önce derin bir nefes çekmeyi de unutmadım. Kızların üzerine dönüp dolaşan gözlerimin içi gülüyordu.

 

Hemen söyle kurtul.

 

"Öptü beni."

 

İlk başta gözleri kocaman açıldı daha sonra bağırmaya başladılar. Avucumla ağızlarını kapatmaya çalışırken, on parmağım olmadığı için beceremedim.

 

"Oha çüşşşş."

 

"Dudaktan değil mi? Dudaktan tabi ne soruyorsam. Suratından belli."

 

"Deli gibi sırıtıyor."

 

"Kızım bayılmadığına şükret, ben olsam bayılırdım."

 

"Off, kızlar çok güzeldiii. Delireceğim."

 

"Demeee."

 

"Sonra beni kucağına aldı odaya kadar taşıdı."

 

"Yaaaa."

 

"Aşka kuşko kalbim bu kadar güzelliği kaldıramayacak."

 

"Peki ben beni nasıl öptüğünü nasıl kaldıracağım."

 

"Allak kolaylık versin kardeşim, hepimize nasip olsun."

 

"Ben de ne zaman kendine çekeceksin diye düşünüyordum."

 

"Herhalde kızıım, bunları yaşamadan ölmek istemiyorum."

 

"Yaşarken de ölüyorsun ama." diye mırıldandım.

 

"Hadi beee. Bu iyi laftı."

 

Bu gece başımı yastığa koyduğumda gördüğün tek yüz yine onun yüzüydü. Gecemi ona yatırmıştım. Onun dudaklarını hala dudaklarımda hissederken, sabahı zor etmiştim. Yarım yamalak bir uykuyla, heyecandan ve mutluluktan uyuyamamıştım. Ve tek isteğimi de hep mutlu olalım diyerek dilemiştim.

 

Onunla hep birlikte ve mutlu olmak.

 

 

Loading...
0%