Yeni Üyelik
38.
Bölüm
@rarbezrh

Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.

 

💭

 

Saat 4 gibi uykumdan sıyrıldığımda, banyoya gidip elimi yüzümü yıkamış ve vakit kaybetmeden mutfağa inmiştim. Buzdolabım hiçbir zaman boş olmazdı. O yüzden ekstra bir alışveriş yapma gereği duymamıştım. Bu akşam köri soslu tavuk ve makarna yapacaktım. Yanına da bolca bir salata yaptığımda bu iş tamamdı. Buzdolabının kapağını aralamamın ardından tavuğu tezgaha koydum. Ambalajını açtıktan sonra küp küp doğramaya başladım. Makarna suyunu da unutmadan ocağa koyduğumda doğramaya kaldığım yerden devam ettim.

 

İki yemek de ocakta yer edindiğinde hemen etrafı toparlamış ve masayı kurmaya başlamıştım. Balkondaki masayı değil de bu sefer mutfaktaki masayı ayarlamayı tercih etmiştim. Dört kişilik bar sandalyelerinden oluşan masama iki kişilik servis açtım. Gerekenleri yerleştirdiğimde zaten yemek de olmak üzereydi. Üzerimi değiştirmediğim için geri yukarı çıktım ve rahat şort ve tişörtü üzerime geçirdim. Hafifçe çok fazla belli olmayan bir makyaj yaptıktan sonra da saçlarımı bağlamıştım.

 

Merdivenlerden aşağıya inerken zilin sesiyle adımlarım dış kapıya ulaştı. Kilidi çevirerek açtığımda karşımda uzun boyu belirdi. O da benim gibi şortlu bir takım giymişti. Elinde de pastane poşeti vardı. Geriye çekilerek onu içeriye buyur ettim.

 

"Hoş geldin."

 

Ayakkabılarını çıkararak içeriye geçtiğinde, ardımızdan kapıyı kapattım. Bana yaklaşarak yanağıma ufak bir buse kondurdu.

 

"Mutfağa mı geçiyorum?"

 

"Evet."

 

O önde olmak üzere içeriye geçtiğimizde yarım kalan işimi halletmeye başladım. Onun oturmasını beklerken düşüncelerimin aksine yanımda hissettiğim bedeniyle bakışlarımı ona çevirdim.

 

"Başka yapılacak bir şey var mı?"

 

"Salata yapacağım."

 

"Ben yaparım." İtiraz edecekken tekrardan konuştu. "Buzdolabında değil mi malzemeler?" Başımı onaylar anlamda salladığımda o buzdolabından malzemeleri çıkarmaya başladı. Kısa sürede malzemeleri yıkamış ve ustaca doğramaya başlamıştı.

 

"Çok hızlı doğruyorsun." diye mırıldandım. Ben burada elini kesecek diye kırk takla atmıştım.

 

"Babama çekmişim. Babam aşçı. Birkaç tane dükkanımız var, o Adana'da olanında işletiyor. İlk yapmaya başladığı yerde kalmaya devam ediyor yani. Ben de küçük yaşlarımdan beri yanında olurdum. Babam hiçbir zaman çocuğumun eli kesilir diye düşünmezdi. Küçük yaşta öğrenmenin önemimin büyük olduğundan bahsederdi. Oğlan çocuğu bu işleri yapmaz diyen bir kesim vardır ya onlardan değildi. Çoğunlukla evde yemekleri babam yapar. Her zaman anneme yardımcı olur. Sanırım evlilikte de bunlar önemli şeyler. Saygı olmadan olmaz."

 

Onun hakkında böyle şeyler öğrenmenin keyfiyle konuşmaya başladım.

 

"Yaa, çok güzel bir adammış. Kime çektiğin belli oldu. Şimdi daha çok tanışmak istiyorum. Böyle adamlar bulmak zorlaştı."

 

"Kesinlikle babamın elinin değdiği yemekten yemen gerek."

 

"Yeriz." dedim gülerek. "Hem zaten Türkiye'ye döndüğümde Adana'ya da bir uğramak isterim."

 

Parmakları doğramayı durdururken bana şaşkınlıkla baktı. Kısa bir süre öylece bana bakmaya devam ederken söylediklerimi algılamaya çalışır gibi bir hali vardı.

 

"Vallaha mı?"

 

"Vallaha."

 

Aniden beni kendine çekerek, dudaklarıma kısa bir süreli öpücük kondurduğunda şaşırma sırası bana geçmişti. Sanırım söylediklerim onu fazlaca mutlu etmişti.

 

"Çok seviyorum seni."

 

"Ben de."

 

Ben de sevgilim.

 

 

 

 

Loading...
0%