Yeni Üyelik
39.
Bölüm
@rarbezrh

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

 

İyi okumalarrr

 

🐥

 

Yemekleri yiyip beraber kaldırdıktan sonra tatlıları tabaklara yerleştirmiş ve salona geçmiştik. Geceye kadar sohbet etmiş ve bir ara film bulmuş ve onu seyretmiştik. Aldığı tatlıları yemeğe devam ederken, çalan telefonuyla yanımdan kalmıştı. Bakışlarımı kısa süreli ona çevirdiğimde pencereye doğru ilerlemiş ve aramayı yanıtlamıştı. Kiminle konuştuğumu anlayamazken önümdeki yabancı diziye odaklandım.

 

2 ay sonra ikinci sınavları da olmuş olur ve temelli rahatlardık. Onunla konuştuğumuz üzere kesin olarak Türkiye'ye döndüğümüzde ailelerimizle tanıştıracaktık. Zaten ikimizde uzaktan ailelerimize durumu haberdar etmiştik. Anneme a sından z sine kadar her şeyi anlatmıştım. Zaten çoğu konuda annemden bir şey saklamazdım. Gözünden de bir şey kaçmazdı ya zaten. Alperen de muhakkak ailesine bizden bahsetmiştir.

 

Telefonu kapatarak yanıma doğru yaklaştığında koltuğun köşesine doğru yaslanmıştı. O benim aksime tatlısını çoktan bitirmişti. Ben de şimdi bitirmiştim. Elimdeki tabağı orta sehpaya bıraktığımda belimin kenarlarında parmaklarının baskısını hissettim. Omuzumun üzerinden ona baktığımda gülümsediğini gördüm. Ben gülümsemesinde takılı kalırken belime sardığı kollarıyla beni kendine doğru çekiştirirken ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyordum.

 

"Yorgunluğumu al biraz."

 

Beni göğsüne yasladığında ayaklarını bedenimin iki yanına koymuştu. Ben de bu sayede ayaklarının arasında kalmıştım. Sırtım göğsüne değerken kollarıyla bedenimi sarmıştı. Onun kolları arasında dinlenmek şuan isteyeceğim en güzel şeydi.

 

Sınavlar bitmişti ve kaç günün ardından böyle deli dolu sarılabiliyorduk. Derin nefesleri eşliğinde göğsüm inip kalkarken bu durumdan zerre rahatsız değildim.

 

"Şöyle kalabilmek içindi bütün yorgunluk."

 

Gerçekten de öyleydi.

 

"Burada uyuyabilirim." diye mırıldandığımda gözlerim bulduğum rahatlıktan dolayı kapanmıştı. Sözlerimi gerçekleştirmeme çok az kalmıştı. Sol omzuna doğru başımı düşürdüğümde saçlarımda dudaklarının baskısını hissettim.

 

"Uyu yavrum, göğsümde uyu."

 

Uyuyayım o zaman.

 

...

 

Bugün Hamburg Hayvanat Bahçesine gidiyorduk. 1 saattir yoldaydık ve oraya ulaşmamıza az kalmıştı. Sınavlar bittiğine göre derslerin olmadığı günlerde Alperenle gezmek için planlar yapıyorduk. İlk istikamet hayvanat bahçesiydi bugün birkaç yeri gezecektik.

 

Arabayı park ettikten sonra dışarıya çıktığımızda, girişe doğru adımlayarak bileti aldık ve yeşillik alanın bol olduğu bu yerde gezmeye başladık. Burada 3 saat boyunca bol bol fotoğraf çekilmiş, bazı cana yakın ve insan canlısı hayvanları sevmiş ve beslemiştik. Burada birkaç hayvan için yemek verilecek yerler vardı. Oradan hayvanlar için yemeği alıyor ve onları besleyebiliyordunuz. Gerçekten devasa yeşil bir alana sahipti. Canlıları minik kafeslerde tutmak yerine büyük yaşam alanlarının olduğu yerde yaşamlarını sağlamasına olanak veriyorlardı.

 

Bunun yanı sıra, çocuklar ve yetişkinler için oluşturulmuş ve hayvanların tüm özellikleri hakkında bilgi edindirmeyi amaçlayan bir okul yer almaktaydı. En önemli olanlardan Asya Fili ve Sibirya Kaplanını görmüştük.

 

Hatta Alperenle anı kalsın diye bir nevi vlog çekiyorduk. Ve bunu kayıt altına alırken epey eğleniyorduk.

 

Youtube kanalı açsa mıydık?

 

Buradan uzun saatlerin ardından ayrıldıktan sonra Eski Elbe Tüneline gelmiştik. Yaya yolu, araç yolu ve bisiklet yolu olmak üzere üç bölüme ayrılmıştı. Biz yaya yolundan gezmeye başlamıştık. Burası epey kalabalıktı. Yürüdüğümüz yol boyunca duvarlardaki süslemeler dikkatimizden kaçmamıştı. Burada iki saat boyunca ücretsiz bir şekilde dolaşmıştık. Çünkü sadece yaya olarak ücretsizdi.

 

"Şuradan bir kahve alalım. Sıcakta iyi gelir."

 

Gösterdiği yere baktıktan sonra onu onayladım ve dükkana doğru yürümeye başladık. kısa sürede mekanın kalabalığından dolayı biraz sıra beklemiş ve sonra içeceklerimizi alarak Kennedy Köprüsü manzaralı bir banka oturduk. Güvercinler betonu kaplarken, sesleri kulaklarımıza ulaşıyordu.

 

Bacak bacak üstüne atarak arkama yaslandığımda kahvemi yudumlamaya başladım. Gözlerim karşımdaki manzaraya dalıp giderken onun sesiyle bakışlarımı ondan tarafa çevirdim.

 

"Seninle bir sürü yer gezmek istiyorum."

 

"Ben de, ki zaten şimdiden gezmeye başladık diyebiliriz. Tanıştığımızdan beridir birçok yeri gezdik."

 

"Öyle. Bu sayıyı da arttıracağımıza eminim. Hem yurt dışı hem de kendi memleketimi seninle geçirmek istiyorum."

 

Hem okuyup hem gezmek nasıl olacaktı bilmiyorum ama bir şekilde idare edecek ve başaracaktık.

 

"O zaman bunu gerçekleştirmek için çabalamamız gerek. Çünkü ben hayatımın geri kalanını hep seninle geçirmek istiyorum. Her an her yerde."

 

"Sen yanımda ol, o yeter bana."

 

Bu sözleri de duymak bazen yetiyordu insana.

 

 

Loading...
0%