@rarbezrh
|
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
✈
Başımı kaldırdığımda onu gördüm.
Alperen Demir.
6 aydır birlikte olduğum adam. Her günümü birlikte geçirdiğim, yine ve yeniden yanımda olan adam gülümseyerek bana bakıyordu. İstese kalp atışlarımı duyardı o kadar birbirimize yakındık. Sabahın erken saatleriydi. Saat sekizde uçağımız vardı ve biz çoktan havaalanına gelmiştik. Burada kahvaltımızı yaptıktan sonra bekleme alanlarında oturmuş ve saatimizin gelmesini bekliyorduk.
Evet, bugün Türkiye'ye geri dönüyorduk.
Birlikte.
Bu uçakla İstanbul'a indikten sonra o Adana'ya geçecekti. Direkt ailemle tanıştırmayalım demiştik. İlk başta ailemize yüz yüze bir şekilde olayı anlattıktan sonra daha sonrada görüşmeyi ayarlardık. Hem önce ailemizle özlem gidermemiz lazımdı.
"Saatimiz geldi sevgilim."
Bu heyecan ilk uçağa bindiğimde olmuştu. Şimdi ise onunla binecek olmam bana ilk heyecanımı hatırlatmıştı. Bizim tanıştığımız nokta burasıydı, aslında.
Havaalanı.
Nasıl tanıştınız? sorusuna bizim hikayemiz çok güzel bir cevap niteliğindeydi. Hep ilerde eğer bir sevgilim olursa nasıl tanışacağımızı merak ederdim. Çünkü bu konular bana biraz olacak gibi gelmiyordu. Hiç sevgilim olmamıştı. Hani çocukluk aşkım bile yoktu. O yüzden bunun sadece hayalini kurmuştum. Zaten lisede, anca üniversitede bulurum diyordum. Öyle de oldu.
"Gidelim o zaman."
Ellerini bana doğru uzatarak tutmamı istediğinde vakit kaybetmeden ellerimi ellerine geçirdim. Bavulları da diğer elimize aldığımızda adımlarımızı uçağa doğru yönelttik. Yerleştiğimizde oturacağımız yerin önünde bakışlarımı onun sesiyle ondan tarafa çevirdim.
"Yine cam kenarına sen geç."
Gülümseyerek cam kenarına geçtim. Alperen de hareketlenerek yanıma yerleştiğinde birkaç dakika sonra uçak kalkacaktı. Kalkmadan önce elim çantamdaki telefonuma ulaştı ve kamerayı açtım.
"Çekmesem olmazdı."
Onun da kameraya bakmasıyla ikimizin fotoğrafını çektim. Ben çektiğim fotoğraflara bakarken, o parmaklarıyla yanağımı okşuyordu.
Oğlum sende temas bağımlılığı mı var?
Telefonuma kenara koyarak, yolculuğun tadını çıkaramaya başladım.
...
İstanbul havaalanına geldiğimizde bir taksi çevirmiş ve karnımızı doyurmak için bir mekana girmiştik. Alperen yarın için uçak bileti bulabildiği için bugün bir arkadaşında kalacaktı. Zaten o arkadaşıyla da Adana'ya beraber geri dönecekti. Onun için iyi olmuştu. En azından aklım onda kalmayacaktı.
"Bir lahmacun gömeriz değil mi? Ev yemeklerini anneme saklamak istiyorum."
"Sorma ben de çok özledim ev yemeğini. Evde yapıyorum ama annem kadar iyi olmuyor."
"Katılıyorum."
Lahmacunlarımızı sipariş edip, önümüze gelmesiyle vakit kaybetmeden yemeye başladık. Uzun zaman olmuştu yemeyeli. Lahmacuna bayılırdım. Zaten benim bayılmadığım ne vardı ki.
"İlk kim tanışacak."
"Fark etmez ama ilk sen tanışsan daha iyi olur gibi."
"He, ilk stresi sen çek diyorsun." dediğinde gülüyordu. Cam kenarında bir masaya geçmiş, son kalanlarımızı yiyiyorduk.
"Hayır tabi ki o anlamda söylemedim. Ama ilk sen annemle tanışıp, sizin oraya gelmem için izin alman lazım. Bu böyle işler sevgilim."
"Sen her sevgilim dediğinde öpesim eliyor."
Aniden durulduğumda bakışlarım zorlukla etrafa kaydı ve birisi geçiyor mu diye baktım. Yanaklarımdaki kızarıklığı hissediyordum. Alperen her zamanki gibi aniden böyle utandıracak şeyler söylemeye alışmıştı. Fakat ben onun aksine alışamamıştım. Önümdeki yemeğe dönerek yemeye devam ettim. Bakışlarımı ona kaldırdığımda imalı bir şekilde bana baktığını ve güldüğünü gördüm.
Yemeklerimizi yedikten sonra hesabı ödeyerek mekandan ayrılmıştık. "Ayrılıyoruz burada." dediğimde mekanın yanında duruyorduk.
Çok geçmeden cevap verdi. "Maalesef sevgilim."
"Seni yarın uğurlamaya geleyim mi?" diye sordum.
Başını olumsuz anlamda sallarken, "Yok, sabahın erken saatinde gideceğim. Sen hiç uykunu bölme. Ben sana vardığım zaman ararım."
"Sakın unutma ama tamam mı? Yoksa merakta kalırım."
"Unutur muyum yavrum ben seni."
"Unutma." diye mırıldandığımda beni kendine doğru çekerek sıkıca sarıldı. Son kez doyasıya sarıldığımızda, ayrılmanın zor olacağını şuan anlamıştım. Boynumdan başlayarak alnıma ve yanaklarıma buse kondurduğunda öylece ona bakıyordum.
"İletişimi kesme benden." dediğinde kıkırdadım.
"Mümkün değil zaten."
Kollarını benden çektiğinde, derin bir iç çekti.
"Kendine dikkat et."
"Sen de."
Birkaç saniye yüzünü seyrettikten sonra arkamı dönüp yürümeye başladım. İleride bir taksiye binip eve gidecektim.
...
"Yaa anne anlattım ya bin defa Adanalılar diye."
Uzun bir zaman sonra eve gelmiş ve ailemle bol bir özlem gidermiştim.
"Kız biliyorum da neresinden?"
Gözlerimi devirip, "Anne onu sormayı akıl edemedim kusura bakma."
"Kızım bizim Adanadan tanıdıklar var. O yüzden diyorum."
"Hee, ben bir sorayım Alperen'e o zaman."
"Sor bakayım."
Masanın üzerinde duran telefonuma ulaşarak, Alperen'e mesaj yazmaya başladım.
Siz: Alperen siz Adana'nın neresindensiniz?
Sorduğum soruya bak ya.
Alperen: Çukurova.
Alperen: Neden sordun?
Siz: Annem sormamı istedi.
Alperen: Niye?
Siz: Adanada tanıdıklar varmış da belki sizle aynı yerden diye
Alperen: İyi bari buradan mıymış peki?
"Anne Çukurovaymış."
"He bizimkiler Karataşlı."
"Anne sen bizi akraba falan mı çıkarmaya çalışıyorsun?"
"Tövbe, deli deli konuşma. Merak ediyorum. Oğlan tarafı hakkında bir şey bilmeyelim mi yani."
"İyi bari."
Siz: Yok, Karataştan tanıdık varmış.
Alperen: Biz her yerdeyiz güzelim.
Siz: ?????
Siz: Bunu keko bir şekilde söylediğini düşündüm de...
Siz:
(Fotoğraf)
Alperen: ABJABAJQKQNAJKA
Alperen: Söyledim belki.
Siz: NE!!
|
0% |