@rarbezrh
|
Keyifli okumalarr
🕶
"Kızlarrr, hadi ama bizi bekliyorlar."
"Kızım hazırlanmak öyle kolay mı?" Defnenin sesini uzaktan duyduğumda zaten bunun Defneden başka birisi olacağını düşünmek bile hataydı. Her zaman geç hazırlanan kişimiz Defneydi. Kendine fazlaca önem veriyordu. Tabi biz de önem veriyorduk fakat o daha da önemsiyordu.
"Sus da gel artık aşağıya."
"Rujumu sürüyorum." diye bağırdığında derin bir nefes verdim. Çok şükür Yarabbi.
Daha önceden grupta konuştuğumuz planı uygulamaya gidiyorduk. Herkese uygun bir tarih ayarladığımızda biz birkaç gün öncesinden Alperenle İstanbul'a gelmiştik. Annemle babam arkadaşlarıyla tatile gideceği için evde değillerdi. Bu yüzden bizim evin boş olacağını ve burada kalacaklarını söylemiştim. Bütün kızlar ve erkekler bizim evimizde birleştiğimizde bir gece burada kaldık. Zaten sonraki günün sabahında yola çıkacaktık.
Sabah erken kalktığımda bizimkilere kahvaltı için mutfağa girmiştim. Erken kalkanlardan Cem de bana eşlik etmişti. Sabah sabah eğlene eğlene kahvaltı hazırlayacağımı düşünmemiştim. Gülme seslerimize uyanan Alperen mutfağa girmiş ve tam olarak şöyle demişti. "Neşeniz bol olsun gardaşlar."
Sabah bu kadar romantik söz bünyeme fazla gelirken, bu sefer üçümüz kahvaltı hazırlamaya başlamıştık. Cem biraz zaman geçtikten sonra mutfakta bizi yalnız bırakmış ve masayı kurmaya başlamıştı. Kahvaltımızı yaptıktan sonra etrafı toparlamış ve giyinmek için odalara dağılmıştık. Yine uzun süren hazırlıktan sonra tamamdık.
"Hazırım ben çıkabiliriz."
3 günlüğüne villa kiralamıştık. Otel yerine bu sefer böyle bir şey tercih etmiştik. İnternetten rezervasyon yaparken fotoğraflara göz atmıştık ve gayet güzel bir yerdi. Hepimizin çift şeklinde kalacağı kadar oda vardı. Otele grupla görüntülü konuşarak karar verirken Alperen baştan söyleyeyim sevgilimden ayrı uyumam diye söylenmişti. Kızlar olarak onun bu haline gülerken, diğer erkeklerde Alperen gibi düşünüyordu.
Herkesin ilişkisi gittikçe büyüyordu.
Maşallah.
"Biz hazırız beyler."
"Bavulları arabaya yerleştirdik biz, siz de hazırsınız çıkalım."
İstanbul'dan Bodrum'a arabayla gitmek zahmetli bir iş olacağı için uçakla gidecektik. Bu yüzden arabalara yerleştiğimizde yola çıkmıştık. Sessiz sakin geçirdiğimiz yolculuktan sonra, havaalanına ulaşmış ve saatimiz geldiğinde uçağa binmiştik.
Uçaktan iner inmez kiraladığımız arabaya binmiş ve kalacağımız villaya doğru ilerlemeye başlamıştık.
"Alışveriş için bir markette gidelim. Ben bakıyorum buralarda yakın market var mıymış diye."
İnternetten nerede market var diye baktığımda, kalacağımız villaya on dakika uzaklıkta bir tane vardı. Alperen direksiyonun başında olduğu için onun yardımıyla markete ulaşmıştık. Market arabasını alan Ada sürmeye başladığında biz de alınacaklara bakıyorduk.
"Hanımlar beyler akşam yemeğine ne istersiniz?"
"Vallahi ne olsa yeriz biliyorsun."
"Hünkarbeğendi düşündüm. sevmeyen var mı?" diye sorduğumda adımlarım durmuş ve onlara bakmaya başlamıştım.
Olumsuz bir cevap duymadığım için patlıcanlara doğru ilerlemeye başladım. Hepimize yetecek kadar patlıcanları poşete koyduktan sonra Alperen de dana eti almıştı. Bunun haricinde yemeğe giden birkaç malzeme aldıktan sonra genel ev için alınacakları almıştık.
"Sevgilim deniz yatağı alayım mı?"
Alperen'in sesiyle arkamı döndüğümde deniz eşyalarının arasında duran deniz yatağını tutmuş bana bakıyordu. Gülümseyerek geri ona doğru yürümeye başladım
"Neden sevgilim?" diye sordum.
"Yatarız diye."
"Al istiyorsan sevgilim. Üzerinde bir güzel yanarsın."
"Ben sana yanmışım zaten, güneş etki etmez."
Evettt, Alperen ve özlü sözleri.
Nerede kalmıştınız?
"Bunu yatağın üzerinde hatırlatırım."
Elinde deniz yatağını aldıktan sonra ardından başka bir şeyler de bakmaya devam ederken dudakları aralandı. "Hatırlatan sen ol."
Hesabı ödedikten sonra eve gelmiştik. Mutfağa geçip eşyaları yerleştirmeye başladık. Hepimiz ayrı bir işe koyulduğu için hemen halletmiştik. Mutfak çok ferah ve deniz manzaralıydı. Deniz yürüme mesafesinde olması da avantajlardan birisiydi. Kocaman bir balkon ve hepimize ait oda vardı. İki tane geniş banyo bulunuyordu.
Alperenle odamıza geçtiğimizde eşyalarımızı dolaba yerleştirmeye başladık. Direkt denize gireceğimiz için bikinimi bavuldan çıkararak yatağın üzerine koydum. Havlumu, gözlüğümü çıkardıktan sonra da onları plaj çantasına yerleştirdim.
"Sevgilim arkanı döner misin?"
Üzerindeki tişörtü çıkaran Alperen kaşları çatık bir şekilde bana doğru döndü. Neden kaşlarının çatık olduğunu bildiğim için gülümsedim.
"Bunu atlamıştık diye hatırlıyorum."
"Senin için söylemiştim sevgilim." diyerek üste çıkmaya çalıştım. Biraz da ima yapmıştım canım yani ne vardı?
"Çok mu düşünüyorsun sevgilim sen beni." diyerek bana doğru yaklaşmaya başladı. Çıkarmış olduğu tişörtü yatağın üzerine doğru attığında hala bakışları benim üzerimdeydi. Başımı yukarı kaldırarak gözlerimi ona sabitledim.
"İstersen düşünmeyeyim." dediğimde göz bebekleri titredi. Hah, böyle heyecanlanırdın işte.
"Düşünme."
Sen bilirsin manasında başımı eğdiğimde, gözlerimi ondan çekmeden yatağın üzerindeki bikinimi ellerimin arasına aldım. Parmaklarımla üzerimdeki kıyafetimin uçlarından yukarı doğru kıyafeti çekiştirerek üzerimden çıkardım. Sutyenimi de çıkararak yere düşmesine sebep olduğumda onun derin nefeslerini kulaklarımda işittim. Gülümseyerek bikinimin üst kısmını üzerime geçirdim daha sonra da arkamı ondan tarafa doğru döndüm.
Arkamı dönmemin sebebi iplerimi bağla demek anlamına geliyordu.
O da anlamış olacak ki ilk önce elinin sırt kısmını tenimin üzerinde hissettim. Usulca ipin bağlanacağı yerin üzerinde dolaşan parmakları karnımı içime çekmeme sebep oldu. Onu germeye çalışırken gerilen ben de olmuştum.
İpleri öyle bir yavaşlıkla bağlıyordu ki çıldırmak üzereydim. Bilerek yaptığını bildiğim için de sesimi çıkarmıyordum çünkü eğer çıkarırsam benimle imalı imalı konuşacaktı. O yüzden sessizce beklemeye başladım. Ne kadar zor olsa da yapmalıydım.
Yoksa onun diline düşecektim.
İplerimi bağladıktan sonra, bu sefer dönmeden parmaklarım şortumun düğmesin giderek çözdü ve çözülen şortumu bacaklarımın arasından sıyırdım. Onun vücuduna değerek yeri boylayan kumaş arkamdaki bedenini harekete geçirdi.
"Düşünme dedim ama bu kadar olacağını düşünemedim." boynunu saçlarımın arasına gömerek konuşması dudaklarımın düz bir hal almasına sebep oldu. Dudaklarını boynuma değdirdi. Ben ise uslanmadan konuşmaya devam ettim.
"Düşünme diyen sendin ama, sevgilim."
Dudakları arasından mırıldandı. "O zaman sözümün arkasında durayım."
Ne yapıyordum ben?
Belimden tutarak beni kendisine çevirdiğinde hızla bedenimi kucağına aldı. Adımları ilk önce kapıya doğru gitmeye başladı. Kapının kilidini çevirirken "İlk önce önlemimizi alalım." dedikten sonra birlikte perdeyi kapattık daha sonra da yatağa oturdu. Ben kucağında kalmaya devam ederken gözleri kapandı ve dudaklarıma saldırdı. Dudaklarının baskısından ilk önce karşılık veremezken daha sonradan ben de onun dudaklarını dudaklarımın arasına almaya başladım.
Dudakları sürekli dudaklarıma atıldığı için başım geriye doğru gidiyordu. Belimdeki elleri olmasa yere doğru kapaklanacaktım.
Ensesindeki ellerimle tenini daha da sıkmaya başlarken onun parmaklarını kalçamda hissettim. Ne yapmaya çalıştığını düşünecek halde değildim. Kendimi bu anın etkisine bırakmış ve öylece kalmaya devam ediyordum. Kalçalarımdaki ellerini ileriye geriye doğru iterek onun üzerinde hareket etmemi sağladığında, dudakları dudaklarımdan ayrılmıştı.
"Ah."
Tekrardan dudaklarıma kapandığında bir saniye olsun gözlerimi açmamıştım. Ama dudaklarımdan ayrılarak, "Bebeğim. Sen bana ne yapıyorsun?" dediğinde zorlukla da olsa gözlerimi araladım ve gözlerindeki yangınla karşılaştım.
Alev alev yanıyorduk.
Fakat yanmamızın şehirdeki sıcaklıkla hiçbir alakası yoktu.
"Sanırım," dedikten sonra nefes alarak tekrardan sözlerine devam etti. Bu sırada bütün hareketimiz kesilmişti ve ben ona suç işlemiş kedi gibi bakıyordum.
"Sanırım benim bir duş almam gerekecek."
BÖLÜM SONU AHAKJAJAKANJAJA
bence de sen bir duş al ama soğuk.
nasılız?
bölüm nasıldı? |
0% |