@red_rin
|
İyi okumalar ~~~~
Sol elim ile sol gözümden akan yaşı sildim.
"Anne?.." Sesim boşlukta kayboldu.
Bende kayboldum. N'olur duyun sesimi! Ses verin sessizliğime! Ses verin çaresizliğime!
"Baba?.." Kaya Sönmez?
Neredesiniz?!
Siz yokken çektiğim acılar da neredeydiniz?! Titreyen vücudumu durdurmak için niye kimse sarılmadı bana?! Neden sırtımı sıvazlamadınız?! Neden?!
Başımı ellerimin arasına alarak cenin pozisyonunu aldım.
Nefesim sıklaşmaya başladığında cebimden astım ilacını çıkardım. Onu sıktıktan sonra tekrardan gözlerimi kapattım.
Kendimi bildim bileli astım hastasıydım. Bunu bana o kadın sadece 'doğuştan' diyerek yutturmuştu. Ama şimdi gerçeği öğrenmiştim. Ben annem yüzünden hastaydım. Hayatım boyunca bu böyle gidecekti..
Gözlerimi daha sıkı kapattım. Uyumam lazımdı. Bunları unutmam için uyumam lazımdı. Hem uyuyunca geçerdi? Geçerdi dimi?
Kesintisiz ve bir o kadar uzun bir uyku. Bunu hak ediyordum.
Galiba?
~~~~
Zilin çalması ile çantamı hızla toplayarak sınıftan hızla dışarıya çıktım.
"Melih?" Arkamı dönerek bana seslenen kişiye baktım. Bir kız bana doğru geliyordu. "Melih'ti değil mi?"
"Evet." Ağzı kulaklarına varacak şekilde gülümsedi. Gülümsemesini görünce gözlerimi kaçırdım.
Bu bana o günü hatırlatmıştı..
Elindeki küçük beyaz kağıdı elime tutuşturdu. "Bunu oku!" El sallayarak uzaklaştığında kaşlarımı çattım. Bir süre arkasından gidişini izlesemde bakışlarım hemen beyaz kağıda döndü.
Şu beyaz kağıtlar hayatımda hep olacaktı galiba.. Kim bilir?
Açıp açmamak arasından kalsamda en son merakıma düşerek kağıdı yavaşça açtım.
Yer: Ay parkı Saat: 14:45
Galiba kız ilan-ı aşk yapacaktı. Yoksa bunun başka bir açıklaması olamazdı. Ama daha beni tanımaya zorlanan bir kızın böyle bir şey yapacağını düşünmüyordum.
Dudağımı büzerek kağıda baktım. Gitsem mi? Gitmesem mi?
Kağıdı buruşturarak yanımdaki çöpe doğru fırlattım. Çantamdan kulaklığımı çıkartarak şarkı açtım. Eve gidene kadar şarkı dinleyecektim.
Çünkü neden olmasın?
Birkaç dakika sonra mahalleye yakın bir sokağa girince adımlarımı yavaşlattım. Eve girmek istemiyordum. Ama gidecek bir yerimde yoktu.
Hiçbir yere sığamıyordum..
Önümde yine-bu sefer iki tane- pahalı bir araba durduğunda göz devirdim. Tecrübelerim bu arabaların benimle ilgisi olduğunu söylüyordu.
Arabanın içinden koruma olduğu her halinden belli olan bir adam çıktı. Simsiyah bir giyimi vardı ve televizyonlarda gördüğüm o meşhur kulaklıklar da tam kulağında yer alıyordu.
"Bana baktınız galiba?" diye sorduğumda adam bana bakarak kahkaha attı. "O kadar mı başın belada küçük?"
"Minik,küçük sizin bu kelimelerle derdiniz ne?" Tek kaşını kaldırarak bana baktı. "Boyundan dolayı kazanıyorsun bu kelimeleri." diyerek göz kırptı.
Şerefsiz böyle yapınca çok karizmatik durmuştu.
"Ben kaçayım o zaman?"
"Uğraştırma be minik!" diye sızlandığında içimde bir acıma duygusu yer aldı. Zaten yakalanacağımı bildiğim için iki elimi yumruk yaparak birleştirdim ve koruma abiye doğru uzattım. "Teslim oluyorum koruma bey abi!" Hayret ile bana bakıp kafasını iki yana salladı. "Akıllısı bizi bulmaz delisi şeyimizden ayrılmaz." Sinsice sırıttım. "Sen akıllı ol da onlar seni bulur." Kaşlarını kaldırdı. "Dedi onu kaçırmaya gelen adamlara teslim olan çocuk?"
Bıkmışlıkla omuzlarımı silktim. "Yakalanacağımı biliyorum en azından." dedim göz devirirken. "İyi bin o zaman." diyerek arka kapıyı açınca şaşkınca gözlerim açıldı. "Ağzımı, gözümü bağlamayacak mısınız?" Benim bu hayretli halim onu güldürdü. "Bin şu arabaya küçük." Burnumu çektim. İlk defa böylesine bir arabaya binecektim ve bu da kaçırıldığım içinde.
Şansa bak.
Yavaşça arabaya bindiğimde boynumda bir sızı hissetmem ile ağzımdan bir küfür kaçtı. "Üzgünüm küçük." Havalı havalı bir arabaya bindirmemişlerdi!
~~~~
Vücudum sızlarken olduğum yerde kıpırdanmaya başladım. Ama sanki üzerimde bir şeyler vardı.
Gözlerimi yavaşca açtığımda-ki hızlı açsam kesin acırdı- önümde bir masa gördüm. Hemen kendimi süzdüğümde iplerle bağlı olduğumu görünce göz devirdim.
Zincir falan yoktu herhalde?
Bir anda kapı açılıp içeriye iki kadın ve bir adam girene kadar her şey yolunda gidiyordu. Kaçırılmam dışında tâbi.
"Çözün şunu!" Emir veren kadına baktım. Burada ki herkesten daha yaşlı gözüküyordu. Ama güzel ve alımlı bir kadındı. Sarı saçları omuzlarına doğru dökülürken mavi gözleri etrafı ateşe vermek ister gibi bakıyordu. Ve belirgin olan kasları gayet korkutucu ve aynı zamanda karizmatik yapıyordu.
Koruma bey abi neredeydi acaba? Onunla 'küçük' bir hesabımız vardı bizim. Bunlar niye promosyon olarak çıkmıştı?
Aralarında ki yine sarı saçlı olan kız-ki anne ve kız olduklarına karar verdim- bana küçümseyici bir bakış atarak arkama geçip ellerimi çözdü. Ellerimi hemen ovaladım. Zalimler fazla sıkı bağlamışlardı!
"Kimsiniz?" diye sorduğumda o yaşlı kadın-ama güzel olan- karşımdaki sandalyeye oturdu. "İki gün önce annesi ölen birisine göre çok mutlusun?" Yutkundum. Konu ne ara o kadına gelmişti?
"Kimsiniz?" diye sorumu yenilediğimde göz devirdi. "Hiç eğlenceli değilsin iğrenç şey." Bana küçümseyici bir bakış atarak alayla güldü. "Buraya sizi eğlendirmek için getirildiğimi düşünmüyorum." dediğimde dik dik bana baktı. Önüme beyaz A4 bir kağıt koyduğunda kendimi boğazlayacaktım. Yeter ulan yeter! Ne bu beyaz sevdanız? Bir kerede siyah olsun!
"İmzala." diye emir verdiğinde kahkaha attım. "Oradan bakınca o kadar enayi mi duruyorum?"
"Hayır. Bunu yapman seni akıllı yapar çocuk! Ve ben akıllı çocukları çok severim." dedi 'çok' kelimesindeki 'o' yu uzatarak. Önce önümdeki kağıda baktım sonra teker teker onları süzdüm. Yanlarındaki adam onlara tezat boş bakıyordu. Siyah kıvırcık saçları alnına doğru dökülmüştü. Ela gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Geldiğinden beri ağzını açmamıştı.
"Ne var bu kağıtta?" Sorum ile beraber gülümseyerek sandalyesinden kalkarak masaya oturdu. Amaç?
Yer değişikliği seviyordu galiba.. Kim bilir?
"Mirastan çekildiğine dair bir belge bunu imzala şimdi." dediğinde anlamayarak ona baktım. Derin bir nefes aldı. "Sözde babanın karısıyım. Ve sen küçük şey bizden hiçbir şey koparamayacaksın!"
'He' gibi bir ses çıkardım. "Baba faktörü zengin yani? Bunu mu anlamalıyım?" diye sorduğumda kaşlarını çattı. "Bir şeyleri anlamaya çalışma çocuk." Tek kaşı ile kağıdı gösterdi . "İmzanı at."
Cebinden çıkardığı kalemi elime doğru verdi. Yavaşça aldım.
Gerçekten imzalayacak mıydım?
~~~~ Son olayları biliyorsunuzdur. İnsan inanmak istemiyor ama gerçektende yaşandı. Lütfen kendinize dikkat edin. Bir yere giderken buluşacağız kişiye ya da ailenizden birisine canlı konum atın. Yanınıza kendinizi koruyabileceğiniz şeyler alın. Ya da Kades diye bir uygulama var. Onu yükleyebilirsiniz. Acil durumlarda bastığınızda bulunduğunuz yere yetkililer geliyor.
Dövüşme ya da en azından kendinizi savunmak için eğitim alın. Bunlar etkili olur mu bilmem ama lütfen kendinize dikkat edin kızlarımmm Sizleri seviyorummmmm♡ |
0% |