Babanızı öldürmekle suçlansanız ne yaparsınız?
Ya da bir akıl hastanesine düşseniz, orada ne yaparsınız?
Peki ya iki erkek tarafından gelen sevgi?
Bütün bu kafa karışıklılığının yanında geçmişteki sırlar...
Koca bir yalnızlığın ortasındasın ve nereye gideceğini bilmiyorsun.
"Ben gerçekte kimim? Bir katil mi ya da bir akıl hastası mı?"
İçimde büyük bir savaş var.
Kazanının ya da kaybedenin kim olduğu bilinmeyen bir savaş. Bitmek bilmeyen o mücadele.
Ya bu savaş sonunda kendimi yok edeceğim, ya da bir anka gibi küllerimden yeniden doğacağım.
Çaresizlikle ne olacağını bekliyorum.
Bu içimdeki savaşın geçmesini bekliyorum.
Peki ya savaş son bulursa, ben en dibi bulupta bir daha o dibten çıkamazsam.
O zaman ne olacak?
Birisinin gelip beni kurtarmasını mı bekleyeceğim?
Geldiğini sandığım kişinin beni en dibe sokup bir daha da o dibten çıkamayacağımı bilene kadar bekleyecek miyim?
Hiçbir şey kesin değil.
Hiçbir şey belli değil.
Sadece sessizce bekleyeceğim, çığlık atsam bile sessizce atacağım. Ama yine de bekleyeceğim. Bu içimdeki savaşın bitmesini sessiz çığlıklarımı atarak bekleyeceğim.