@s.mmerrvee
|
İyi akşamlar, tatlı okumalar🤗🤗
🎭Maskeni düşür ve gerçek yüzünü ortaya çıkar.🎭
İnsanlar hayatları boyunca her istediği olmaz. Mesela benim şuradan çıkıp gitme isteğimin istediği gibi olmaması...
Ama bazı şeyler vardır ki o insan, sevdiği insanlar için herşeyi yapar. O insan sevdiğini asla yarı yolda bırakmaz, canı pahasına sever ve bu sevgi o kadar çok olduğu için gözleri hiçbir şeyi göremeyecek kadar kör olur. İmkansızları bile yapabilecek duruma gelirler.
Aşk böyle bir şey.
İnsana her şeyi yaptırır.
Aşık olmak güzel, sevmek güzel ama sevilmek daha da güzel. O sevilmeyi hissetmek, paha biçilemez bir değerdedir.
Peki ya ben hiç sevdim mi? Evet sevdim.
Aşık oldum mu? Bunun cevabını veremem çünkü ben de bilmiyorum.
Sevildim mi? İşte bunun cevabını verebilirim. Koca bir HAYIR!
Sevilmedim.
Annem beni sevseydi beni bırakmazdı. Babam beni sevseydi bu maskeli adamlardan beni korur, kollardı. Arkadaşlarım, beni hiçbir zaman sevmediler. Onlar benim için dosttan öteye hatta kardeşten öteye gitmediler. Hep aramızda bir mesafe ve sınır vardı. Sanki birisi o sınırı aştığında, o mesafeyi geçtiğinde bütün arkadaşlığımız bozulacaktı. Son olarak Halit? Halit'i, bilmiyorum. Beni seviyor mu, bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey var, o da Halit'e karşı duygular beslediğim. Bu duyguların aşk mı? Ya da basit bir hoşlantı mı? Onu da bilmiyorum. Kafam çok karışık. Bu karışıklık beni çıkmaza sürüklüyor. Asla devamı olmayan bir yol gibi...
Saatlerdir gözümü kırpmadan bu zamana kadar yaşadıklarımın hepsini gözden geçiriyorum. Başıma aniden keskin bir ağrı girmesiyle gözlerimi sıkıca kapattım. Bitkin düşen bedenimi, zorlayarak da olsa duvara kadar sürükledim. O soğuk duvara yaklaştığımda sırtımı vererek yaslandım. Gözlerimi kapatarak dinlenmeye başladım
Bana her ne verdilerse beni çok kötü yapmışlardı. Kolumu kaldıracak halim yoktu.
Derin bir nefes almamla birlikte demir kapı gıcırdayarak açıldı. Gözlerimi oraya diktiğimde yine o kadın doktor olduğunu gördüm. Gözlerimi hızla ondan çekip duvara sabitledim.
"Merhaba Umay. Nasılsın?"
"Bana cevap vermeyecek misin?"
"Peki gel seninle anlaşma yapalım."
Kadın yanıma geldiğini gördüm ama hiçbir şekilde cevap vermedim. Hafifçe gülümseyerek elini uzattı.
"Sakin davranışlar sergilersen buradan çıkabilirsin. Daha ılımlı birisi olursan burada bir saniye bile durmaz çıkarsın. Ne derdin? Kabul ediyor musun?"
Kısaca kadının eline baktım. O eli tutmayacağım. Onun gibilerle anlaşma yapmayacağım.
"Bak hem çok acıkmışsındır."
Evet çok acıktım ama o eli tutmayacağım.
"Hadi ama Umay. Lütfen. Sana zara vermek için burada değiliz. Senin iyiliğin ve sağlığın için buradayız."
"Hah! İyiliğim ve sağlığım içinmiş." dedim ağzımın içerisinden.
Kadın "Peki, sen bilirsin." dedi ve elini geri çekerek ayağa kalktı. Bakışlarımı ona çevirdiğimde gözlerimin içine baktı. Hiçbir şey demeden arkasını dönüp gitti. Onunla gelen hemşirelerde odadan çıktı. O demir kapı gıcırdayarak geri kapandı.
Dayanabilirim
Dayanabilirim.
Evet, bunu yapabilirim.
🎭🎭🎭
Ben en son dayanabilirim, yapabilirim demiştim ama olmuyor. Hiç bu zamana kadar aç kaldığımı hatırlamıyorum.
Başlarda açlıktan midem bulanmaya başlamıştı. Şimdi ise karnım ağrıyordu. İki büklüm bir şekilde durmuş karnıma baskı uyguluyordum. Ayrıca iğrenç koktuğumun da farkındayım. Saçlarım yağlanmıştı. Tuvalet ihtiyacımı da odada klozet olduğundan orada karşılıyorum. Başlarda çok pis olduğundan yanına bile yaklaşamadım. Ama mecbur kalınca yapmak zorunda kaldım. Bir şeylere mecbur kalmak çok kötü bir şey. Umarım bir daha bir şeylere karşı mecbur kalmam.
Hem beni burada sonsuza kadar aç bırakmazlar ya. En sonunda beni buradan çıkaracaklar ama onlara teslim olmadan çıkacağım.
Demir kapı ağır bir şekilde açıldı ve içeri o lânet doktor girdi. Ondan nefret ediyorum. Bu dünyada olmasini istemediğim kişilerin arasına giriyor.
"Merhaba Umay, nasılsın?" Onun dediği şeyle göz devirdim.
Bu kadın ya gerçekten aptal ya da bilerek aptal numarası yapıyor. Yoksa söylediği şeyin başka bir açıklaması olamaz.
"Beni rahat bırak." dedim dişlerimi sıkarak.
"Tamam, tamam. Bugün anlaşma yapmaya gelmedim. Bu zamana kadar hep seninle uzlaşmaya çalıştım ama sen hep kafanın dikine gittin. Bundan sonra da ben ne dersem onu yapacaksın. Ya öyle ya da böyle. Onu sen karar verirsin artık." dedi sert ve kararlı sesiyle.
Varya şuan açlıktan konuşmayacak duruma gelmeseydim büyük kahkaha atardım. Sonunda gerçek yüzünü gösterdi.
"Hemşireler!" dedi sertçe sesini yükselterek.
İçeriye biri kadın diğeri erkek iki hemşire girdi. İkiside bana yöneldi ve yanıma doğru gelmeye başladı. O kadar halsizdim ki elimi kaldıracak gücü kendimde bulamadım. O yüzden de onların bana ne yapacaklarsa onu yapmalarına izin verdim. Erkek hemşire cebindeki iğneyi çıkardı ve koluma batırdı.
Yine o tanıdık his, yine o tanıdık karanlık... |
0% |