Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@sahrakendirci

"Yavrum, ne demek Aslan abi?"

Söylediklerim bir bir kulağıma çarpıp beynimin ortasında bomba misali patlarken oturduğum masadan kalkarak panikle dolanmaya başladım. Aferin Zümra aferin kızım günü kurtarayım derken ömrünü yaktın sen aferin. Ne diyecektim şimdi ben bu adama 'Aslan pardon Ayten teyze çok üstüme geldi e bende senden bir teklif almadım o yüzden boş boş konuşmasınlar laf söz olmasın diye yaptım' mı diyecektim? Demez miydi bu adam ne lafı ne sözü. Hayır her şeyi geçtim insan etkilendiği adama abim der mi Zümra ?

Telefonun ucundan gelen sinirli soluklarla kafamı toplamaya çalıştım.

"Iıı şey demek, şey yani, bak şimdi şeyden şey olunca bende şey demek zorunda kaldım. Ama tabi ki bu seni şey olarak gördüğüm anlamına gelmiyor." Aferin sana Zümra sıçtın sıva tamam mı kızım .

"Şey diyorsun yani" dalga mı geçiyordu o benimle?

"Ney diyorum " ben bile ne dediğimi anlamamıştım o nerden anlamıştı.

"Ayten abla sıkıştırınca sende öyle demek zorunda kalmışsın ama bu beni abi olarak gördüğün anlamına gelmiyor ,doğru anlamış mıyım?" valla helal olsun sana. Şapkamı çıkarıp bende giderim buradan.

"Ah evet onu söylemiştim bende ." saf saf gülerek geri kalktığım yere oturdum. Panik olmama gerek yoktu yani.

"Neyse hadi ben kapatayım sende dikkat et yemeğini yemeyi unutma bir sorun olursa da ara tamam mı abicim" abicim? Ya ben biraz önce o kadar açıklamayı kime yaptım ?

"Aslan bak- "

"Görüşürüz Zümra" birden neden değişiyordu ses tonu ben anlamıyordum ki. O kadar açıkladım ben kendimi. Hayır ben bir kere bile sordum mu neden bunları yapıyorsun diye , kızdım mı sana be adam? Gelmiş abicim diyor birde. Abi kadar taş düşsün başına. Nerden dedim ben o sözü. Hayır kadınlara diyorsun bir de pişkin pişkin adama niye diyorsun Zümra? Abi mi diyecektim ben ona insanların içinde şimdi. Olmazdı ya olmazdı ama böyle.

"Zümra biz geldik " Ayben'in seslenmesiyle mutfaktan çıkıp yanlarına doğru ilerledim. Ayakkabılarını çıkararak içeri giren kızlara üzgün üzgün bakmaya başladım.

"Kızlar ben bir bok yedim" hiç şaşırmadık bakışı atıp salona ilerleyen kızların ardından kedi gibi gittim. Ben böyle olacağını düşünmemiştim ki.

"Ne yaptın yine kuzum sadece ikindiye kadar yoktuk "hah o ikindiye kadar Ayten darbesi ve Aslan azarı yemiştim ben. Az bir zaman mıydı?

"Ben size bırakmayın dedim beni dimi." dedim ben çünkü. Beni dinleselerdi abi demezdim ben adama.

"Tamam kuzum haklısın ne yaptın söyle bakalım" isyan bayrağını çeken Ayben yastığı kucağına alarak bıkkınca konuşmuştu.

"Bakın aslında hepsi Ayten abla yüzünden oldu" kızlara başımdan geçenleri anlatmaya başladım. Gülerek hatta kahkahalara boğularak beni dinlerken bir yandan da neden böyle olduğum hakkında kendi aralarında konuşmuşlardı. Sanki herkes çok normaldi de ben anormal davranıyordum . Yahu biri de çıkıp demiyor ki Aslan sen neden böyle davranıyorsun söyle bakalım. Yok nerde hep Zümra suçluydu.

"Hmm kötü olmuş kuzum ama halledilir ya şakasına söylemiş o da sana" tam bir saatin sonunda masada çay içerken konuşan Ayben'nin alnından öpmek istedim. İçimi rahatlatın işte şöyle ya.

"Dimi yani sonuçta neden abi diyim ben " önümdeki sigaradan bir dal daha alarak yaktım. Ben niye sıkayım kendi topuğuma .

"Kuzucum dert etme sen yok bir şey ortada" Aslı da içime yavaşça bir su serptiğinde üzgünce salladım başımı.

"Şimdi sen şunu söyle bize sen bu adamdan hoşlanıyor musun" evet o beklediğim soru sonunda gelince bilinmezlikle bir başıma kalmıştım. Ben bu adama karşı ne hissediyorum .Sürekli düşünüyordum ama şimdiye kadar böyle bir şey yaşamadığımdan verecek kesin bir cevabım yoktu.

"Ben bilmiyorum. Sadece onu görünce hani martılar kanat çırpar ya yüreğimde öyle oluyor. Elim ayağım birbirine giriyor ne söyleyeceğimi şaşırıyorum. Ne doğru ne yanlış siliniyor bende. Yanında olunca sanki kimse dokunamaz bana ,o varken görmez kimse beni . Her şeyi geçin öyle bir bakıyor ki sanki geçmişim, geleceğim, şimdim tamamen ona ait. O hep bana baksın etrafımda olsun, o huzurun kıyılarında olmamı sağlayan kokusu hiç gitmesin istiyorum. Gözlerim doluyor istemsizce. " derince bir nefes çekerek devam ettim "Böyle işte , eğer hoşlanmak buysa evet ben bu adamdan hoşlanıyorum" kabullenerek eğdim başımı. Bu çektiğim ilk beyaz bayrak değildi. Ben dün gece alnımda dudaklarının izi kaldığında kabullenmiştim her şeyi. Bu adamdan gelecek yazı da kışı da başımın üzerine koymuştum çoktan.

"Ooo kızım olmuş bu" heyecanla konuşan Ayben'e hafif bir tebessümle baktım. Olmuştum değil mi? Peki bu neden beni korkutuyordu bu kadar?

"Kuzum sen aşık olmuşsun ne hoşlantısı aşk bu" Aslı elindeki çatala sarılarak konuşurken aşk kelimesi canlandı gözlerimin önünde. Aşk bu muydu gerçekten ? Gelecek her şeyine eyvallah demek miydi aşk?

"Ben çok korkuyorum bu normal mi?" dolan gözlerimi yukarıya doğru kaldırıp yaşları geri göndermeye çalıştım.

"Ya kıyamam ben sana gel buraya" Ayben karşımdan kalkıp başımı göğsüne yaslayarak saçlarımı okşayarak devam etti "Sen büyüdün de aşık mı oldun " bir anne misali konuşurken başımı göğsüne vurarak gülümsemeye başladım.

"Ben 25 yaşındayım Ayben"

"Sus bakalım miniciksin sen daha hem Aslan abi kocaman kızım ya ölürsün valla sen " fesata kayan sözleri yanaklarımın kızarmasına sebep olurken gözümün önünde canlanan adamla başımı salladım hızla. Tövbe tövbe ...

"Ayben çok ayıp ya " ayıptı yani. Ne demek yani o şimdi. "Hem daha bir şey yok ortada bir de ben abi dedim salak gibi bunu bi çözelim gerisinde ölür müyüm kalır mıyım bakarız " sonuçta adı konulmuş bir durum yoktu ortada.

"Hallederiz sen merak etme"

Tam üç gün geçmişti Aslan'la konuşmamızın üzerinden ve beni ne aramış ne de ben onu mahallede görmüştüm. Adam yer yarılmış yerin dibine girmişti resmen. Nilüfer'in de okulu başladığı için gelemiyordu yanımıza .Haber alacak tek bir Allah'ın kulu yoktu resmen. Hayır normalde gece gündüz karşılaşırdık ama ne hikmetse-artık ben salaklığımın bir cezası olarak görüyordum -karşılaşmıyorduk .

Dalgınca saçını yaptığım kızı kasaya gönderip kenardaki koltuklara oturdum. Ben mi arasam diyordum ama bir türlü elimde varmıyordu telefona. Ne diyecektim ki adama?

"Zümra yarın Songül teyzelerde toplanacakmış kadınlar annem kesin gelin dedi bak" Aslı önlüğünü üzerinden çıkararak konuşurken beynimde yanan umut lambasıyla karşımdaki kıza baktım. Dillerin neler der Aslı hanım söyle bal mı damlar reçel mi?

"Cidden mi " heyecanla cevap verirken kuafördeki kadınların hepsi bize baktığında yavaşça geri eski halime büründüm. "A şey Nilüfer yazık kız çok bunalıyordu o yüzden dedim ben .Canım Nilüfer özledim, çok özledim" toparlamaya çalışırken her zaman ki gibi saçmalamaya da devam eden dilime bir ara en hakikisinden acı biber sürmeyi aklıma not ederek sinsi sinsi gülen arkadaşıma döndüm tekrardan.

"Komik değil" cidden komik değildi.

"Tamam tamam kızma. Gün varmış işte yine Songül teyze ille kızları da getir demiş anneme " Ah Songül teyzecim sen ne mübarek kadınsın öyle. Eli ayağı öpülesi kadın. Senin heykelini dikmeliler valla harcanıyordu bu kadın buralarda.

"Ay kızlar bittim ben ayaklarım koptu bugün çok yoruldum Zümra sen kasayı kapatsana " Ayben de son müşteriyi yolladıktan sonra gün sonu hesabını alıp dükkanı kapattık.

"Güzelim çıkıyor muydunuz?" Samet abiyle kapının önünde karşılaştığımızda beklentiyle etrafına baktım .Eee Aslan nerdeydi?

"Evet sevgilim tam zamanında geldin çok yoruldum" Aslı bir kedi misali Samet abinin göğsüne sığınırken hüsranla omuzlarımı düşürdüm. Bilerek çıkmıyordu karşıma bu adam emindim artık.

"Kıyamam ben nişanlıma, çok mu yordular seni" ortamdaki yoğun aşk kokusu tüm hücrelerimize kadar işlerken Ayben'le birbirimize baktık. Sap geldik sap gideceğiz. Hayır hadi ben böyleydim de Ayben gayet sosyal ve arkadaş canlısı biriydi. Bu neden bulamıyordu bir türlü anlamıyordum.

"Neyse abi size iyi akşamlar biz eve geçelim artık malum saat baya geçmiş" Aslı ile vedalaşarak yanlarından ayrıldık.

"Kuzum korku filmi mi izlesek ne dersin bayadır yalnız kalmıyoruz" Bakkalın önünden geçerken Ayben'in söyledikleriyle duraksayıp içeri girdim.

"Valla çok haklısın bayadır izlemiyoruz bir şeyler alalım da izleyelim" Bakkalın içerisinde bir o yana bir bu yana dolanıp kucaklarımızı bir güzel doldurup kasaya geldiğimizde elimdekileri yavaşça bıraktım. " Bunların hepsi abi" Hasan Amca bir bize bir de aldıklarımıza bakarak kasadan ürünleri geçirirken onun bu şaşkın haline gülmeden edemedim. Haklı olarak nasıl hepsini yiyeceğimizi düşünüyordu. "72 lira kızım " poşetleri Ayben' verip cüzdanımı çantamdan çıkarırken başımın üzerinden uzanan kol ve konuşan adamla dona kaldım.

"Usta bir de sigar koy oraya hepsini buradan çek" göğsünden yayılan toprak kokusu burnumun direğini sızlatırken başımı hafifçe havaya doğru kaldırdım. Karşıya odaklanmış gözleri , yorgun olduğu her halinden belli olan yüzü ve iki düğmesi açılmış gömleği ile dağılmış saçları ayrı bir hava katmıştı ona. Zümra kendine gel kızım kendine gel dağılma. Bu adam seni üç gündür aramadı sakın erime .

"Abi sen buradan al bizimkileri" kendi içimde yaşadığım tartışma sonucunda Hasan abiye kartı uzatarak konuştuğumda bana ne diyorsun bakışı atan adama kartı gösterdim sallayarak. Anlamayacak ne vardı pardon.

"Kızım Aslan oğlum ödedi ya biraz önce" ne ara abi. Hayır neden adama bakarak dalıyorsun değil mi yani. Rezillik asla bırakmıyordu peşimi.

"Hadi abi kolay gelsin sana " güldüğü her halinden belli olan sesi ile bakkaldan çıkan adamın ardından ilerledim hızla. Yok canım öyle üç gün sonra ortaya çıkıp hesap ödemek.

"Aslan " Yürümeyi bırakıp başını hafifçe bana çeviren adama baktım. Evet ne diyecektim peki şuan.

"Ben borçlu kalmayı sevmem lütfen alır mısın şu parayı" çantamın içinden çıkarttığım paraya göz ucuyla bakıp tekrar bana dönerek ellerini cebine koydu.

"Saçmalama Zümra " saçmalama mı? Ben mi saçmalıyordum yani , sen gel beni öp sonra bir daha arama ama saçmalayan ben olayım öyle mi? Olay tam olarak öyle olmadı diyen diğer Zümra'nın yüzüne okkalı bir tokat atarak susturdum. Konumuz o değildi şuan.

"Lütfen alır mısın şunu" yanımızdan geçen insanların tuhaf bakışlarına aldırmadan üstten üstten bakan adama doğru ilerledim " Dediğim gibi borçlu kalmayı sevmiyorum ben" Gözlerimde dolanan bakışları ellerimin titremesine ve kalbimin çok daha hızlı atmasına sebep olurken elinin birini havaya kaldırıp gözümün önüne gelen saçı geriye doğru iteklerken yanağıma değen parmaklarıyla bir an dizlerimin bağı çözülür gibi oldu. Peki konumuz neydi şuan? Para aynen parayı almalıydı sonuçta havadan kazanılmıyordu öyle değil mi?

Yanağımdan tüy gibi geçen parmakları saçımın tekrar önüme gelmesiyle uzanırken bir adım daha yaklaşarak nefesini yüzümde hissetmeme neden oldu.

"Bana borçlu kalmazsın yavrum merak etme "

Kararan gözleri yüzümün her bir noktasında dolaşarak saçımı geriye doğru tekrar itekleyip gözlerimde durdurdu siyah harelerini. Evet nefes nereden alınıyordu? Saf saf yüzüne bakarken çoktan konuşmayı unutmuştum.

"Çok geç kalmayın, arkadaşın bekliyor biz hesaplaşırız bir ara ben unutmam" parmakları yanağımdan çekilirken sersemleyen halime gülümseyerek arkasını dönüp giden adamla içimde tuttuğum nefesi bıraktım dışarı. Yanağımda hala parmaklarının sıcaklığı dururken salak salak arkama döndüm.

"Ayben dizlerim uyuşmuş hareket ettiremiyorum eve götür beni"

Loading...
0%